Pandemi döneminde başlayan fahiş fiyat artışları, ev sahibi ve kiracı arasındaki uyuşmazlıkları derinleştirirken, konutunu boşaltmak isteyen malikler tarafından açılan "ihtiyaç nedeniyle tahliye" davaları patlama yaşadı. Ancak Yargıtay, Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesi uyarınca açılan bu tür davalarda denetimi artırarak kiracılar lehine önemli bir hukuki koruma başlattı.
Dünya Gazetesi'nin haberine göre hukukçular, Yargıtay'ın son dönemde, ev sahibinin ya da yakınlarının konut veya işyeri ihtiyacına dair iddiaların "samimi kullanım ihtiyacı" olup olmadığını büyük bir titizlikle incelediğine dikkat çekiyor.
Arabulucu Avukat Özge Kandil, tahliye sonrasında konutun kısa süre içinde daha yüksek bedelle kiraya verilme kastının anlaşıldığı durumlarda mahkemelerin davaları reddettiğini belirtti. Kandil, bu yaklaşımın kiracılar için önemli bir yargısal güvence teşkil ettiğini kaydetti.
KİRA DAVALARININ YARISI TAHLİYE TALEBİ
Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Ali Yüksel, son yıllarda kira artış bedellerinin enflasyonun gerisinde kalması ve kiracı tahliyesinin zorlaşmasının, malikleri yeni yollar aramaya ittiğini söyledi.
Yüksel'in verdiği bilgiye göre, kira davaları içindeki tahliye davaları, toplam davaların yarısından fazlasını oluşturuyor. 2020 yılında yıllık 30 bin olan kira davalarının, 2024 yılında 130 bine ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu yoğunluk, Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin iş yükünü 2015’ten bu yana %220 artırırken, ilk derece mahkeme süreçlerinin 90 günden 130 güne çıkmasına neden oldu.
TAHLİYE İÇİN DENENEN YOLLAR
Ev sahiplerinin kiranın yükselmesi veya tahliye için denediği yollar arasında şunlar öne çıkıyor:
İhtiyaç Davası: "Oğlum gelecek," "ev dönüşüme girdi," gibi gerekçelerle Borçlar Kanunu’nun 350. maddesi üzerinden tahliye davası açmak.
Akıl Karıştırma: Kiracıyı bezdirmek amacıyla eve sürekli emlakçı gönderilmesi veya hasar tamiri bahanesiyle eve girilmeye çalışılması.
Satış Yoluyla Tahliye: İhtiyacını ispatlayamayacak malikin, güvendiği bir akrabasına konutu satarak yeni malik üzerinden tahliye davası açmaya zorlaması.
ARABULUCULUK ZORUNLU, UZUN KONTRATLAR GÜNDEMDE
Yüksek enflasyon ve konut arzındaki daralma nedeniyle uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk süreci zorunlu hale geldi. Arabulucu Avukat Özge Kandil, kiracı-ev sahibi uyuşmazlıklarında artık doğrudan dava açılamadığını, önce arabulucuya başvurmak gerektiğini hatırlattı.
Hukukçular, artan tahliye risklerine karşı kiracılara uzun vadeli (2-3 yıllık) kira sözleşmeleri yapma ve sözleşme yapılırken profesyonel destek alma uyarısında bulunurken, kalıcı çözümün konut arzının artırılması ve sosyal konut politikalarının güçlendirilmesiyle mümkün olacağını vurguladı.
