Kültür Tarihi Araştırmacısı Taner Ay "Avrupa Solu ile fikir dünyamıza giren Christopher Caudwell'in 'Illusion and Reality' kitabı Marksist çevrelerde bir bomba etkisi yaratmıştı" diyor.
Ekim Devrimi ile İkinci Dünya Savaşı arasındaki dönemde, Karl Marx'ın tasavvurunu yadsıyan birkaç farklı "Marksizm" ortaya çıkmıştı. Bunların en önemlileri Stalinizm ve Avrupa Solu olarak isimlendiriliyordu. Avrupa Solu, mücâdeleyi sendikalar ve partilerden üniversite kürsülerine kaydırmıştı. Ama, bundan çok daha önemli olan şey, Avrupa Solu'nun Marksist teori için Marx'tan önceki felsefî birikimlere başvurması ve Marksist olmayan aydınlarla yakın temasıydı. Bunun sonucunda, Marx'ın izlemiş olduğu iktisat, siyâset ve felsefe sırası, Avrupa Solu tarafından tersine çevrildi. Onların çalışmalarında kapitalizm üstüne iktisadî analizler önemlerini kaybederken, devletin siyâsî tahlilleri ile gerçekleştirilebilir bir sosyalizme çıkacak yollara ilişkin strateji tartışmaları ortadan kaldırıldı. Bunların yerlerini, yöntem sorunlarında yoğunlaşan saf felsefî söylem almıştı. Ayrıca, çoktan ömrünü doldurmasına rağmen kör topal ayakta durmaya çalışan Stalinist siyâsetin bünyesinde ne kadar bastırılmış veya yadsınmış değer varsa, bunlar aşırı derecede büyütülmüşlerdi. Bu değerler, merkeziyetçiliğin eleştirisini bir anlamda partisizliğe ve geçişken uygulamalara çekmişti. Marx'tan önceki felsefî birikimlerle ve Marksist olmayan isimlerle zenginleşip doğan Avrupa Solu'nun geçişken mücâdelesindeyse, liderler hiyerarşisi ve tek seslilik yoktu.
Avrupa Solu ile fikir dünyamıza giren isimlerden biri de Christopher Caudwell'dir. Onun 28 yaşındayken yazdığı ve ölümünden sonra yayımlanan "Illusion and Reality" (Macmillan & Co., 1937) ile "Studies in a Dying Culture" (John Lane at the Bodley Head, 1938) başlıklı eserleri, Marksist çevrelerde bir bomba etkisi yaratmış ve edebiyat eleştirisinin tarzı konusunda epey kafa karıştırmıştı. Caudwell, Marxist teori için Marx'tan önceki kültürel birikimlere değer veren ve onlardan fazlasıyla yararlanan bir düşünürdü. Ama, Christopher Caudwell'ın, Oldhamlı motosiklet yarışcısı Clem Becket ile birlikte, Jarama Nehri Muhârebesi'nde, 12 Şubat 1937 günü, öğleden önce, bir Chauchat hafif makineli tüfeğinin başında 29 yaşında ölen Christopher St John Sprigg olduğunu, o günlerde en yakın arkadaşları bile bilmiyordu.
Caudwell, Christopher St John Sprigg'in annesinin kızlık soy ismiydi. Bir dahiydi. Çocukluğu East Hendred köyünde geçmiş, okulaysa Batı Sussex'teki Bognor Regis kasabasında başlamış ve Ealing Priory School'da devâm etmişti. Şiire, Eski Yunanca'ya, Latince'ye ve fiziğe merâklıydı. 1916 yılında annesini kaybeder. Ealing Priory School'unda okurken, 1922 yılının Kasım ayında babasının işten çıkarılması üzerine tahsilini yarım bırakıp, Bradford'da "Yorkshire Observer" gazetesinde çalışmaya başlar. 1926 yılının Mayıs ayında Londra'ya döndüğündeyse "British Malaya" gazetesine girer. Daha sonra ağabeyinin yöneticilik yaptığı Airways Publications şirketine geçecektir. Ağabeyi evlenene kadar onunla birlikte East End'de yaşadı. Pilotluk dersleri aldı. Aynı dönemde araba mekaniği ile de ilgilendi. Otomatik vites tasarımları için İngiltere'de ve Amerika'da patent başvuruları yaptı. Şiir yazmaya Yorkshire'dayken başladığı biliniyor. "Once I Did Think", onun yayımlanan ilk şiiridir (The Dial, Mart 1927). Ölümünden sonra şiirlerinin bir kısmı arkadaşı Paul Beard tarafından mavi kapaklı 64 sayfalık bir kitapta derlendi (John Lane at the Bodley Head, 1939). Ancak, "Poems", Christopher Caudwell'ın bütün şiirlerini içeren bir derleme değildir. Onun 1924 ile 1936 yazdığı şiirleri ölümünden ancak 49 yıl sonra "Collected Poems" başlığıyla yayımlanacaktır (Carcanet, 1986). Eski Yunanca'sı ve Latince'si çok iyiydi. Eski Yunanca'dan ve Latince'den çok sayıda şiir çevirmişti. Bu çeviriler için editörlüğünü Henry Stead'ın ve Edith Hall'un yaptıkları "Greek and Roman Classics in the British Struggle for Social Reform" (Bloomsbury Academic, 2016) isimli eserine bakılabilir. Polisiye romanlarından "Crime in Kensington" 1933 yılında İngiltere'de Eldon, Amerika'da ise McVeagh tarafından basıldı. Bu eseri ayrıca Dial Press "Pass the Body" ismiyle yayımlamıştır. Aynı yıl yine Eldon'dan "Fatality in Fleet Street" çıkar. 1934 yılında Cherry Tree Book Christopher St John Sprigg'in "The Perfect Alibi" romanını basar. Hutchinson da "Death of an Airman" isimli romanını yayımlayacaktır. 1935 yılında Thomas Nelson and Sons'ın "The Corpse with the Sunburnt Face" ismiyle bastığı roman, New York'taki Doubled, Doran & Company tarafından "The Corpse with the Sunburned Face" ismiyle satışa çıkarılmıştır. Aynı yıl Thomas Nelson and Sons'tan "Death of a Queen", 1936 yılında da Hamish Hamilton'dan "This My Hand" yayımlanır. 1937 yılında yayımlanan son romanı "The Six Queer Things" ise 1937 yılında İngiltere'de Herbert Jenkis'ten Amerika'da Doubled, Doran & Company'den çıkar. Christopher St John Sprigg iki de havacılık kitabı yazmıştır. Birincisi, 1928 yılında Sampson Low, Marston & Co tarafından yayımlanan "The Airship: Its Design, History, Operation and Future", ikincisiyse 1934 yılında Thomas Nelson and Sons'tan çıkan "British Airways" isimli eserdir.
Christopher, Marksist öğreti ile 1934 yılının sonbaharında ilgilenmeye başlamıştır. 1935 yazında, Ağustos başı ile Ekim sonu arasındaki on bir hafta boyunca, Helston yakınlarındaki Porthleven isimli balıkçı kasabasında, Peverell Caddesi üzerindeki bir evde, Marx ve Engels okur, kendisini bütün dünyaya tanıtacak eserlerini günde yaklaşık olarak dört bin kelime yazarak hazırlar. Porthleven'dan dönünce Büyük Britanya Komünist Partisi'nin Poplar şubesinin üyesi olarak Doğu Londra'nın Tower Hamlets bölgesinde çalışır. O günlerde hemen hepsi işçi sınıfından gelen arkadaşlarının onu biraz dışladıkları muhakkaktır. Sanırım, bu da, yüzen, tenis oynayan ve ata binen Christopher'ı biraz tuhaf ve kültürel olarak kendilerine "yabancı" bulduklarındandı. Buna karşın, Caudwell, onlarla birlikte sokaklarda gazete satar, Mosleyci faşistlerle ve polisle çatışır, 1936 yılındaysa Parti'nin "Marksizm ve Edebiyat" derslerine katılır. Bu derslere katılanlar arasında Alick West ve Douglas Garma da vardır. Alick West, onun için, "Caudwell'ı biz Christopher Sprigg olarak biliyorduk ve yazdıkları hakkında bize bir şey söylemedi. Parti'nin yayın organlarına da hiç yazmadı. Meğer 1936 yılının Temmuz ayında, Parti'den ve Poplar'dan kimsenin bilmediği bir takma isimle Macmillan yayıneviyle bir sözleşme yapmış" diyecektir (Marxism and Art, 1979). Caudwell'ın okumaktan ve yazmaktan arkadaşlar edinmeye zaman bulamadığı kesindir. Az sayıda arkadaşı vardı.
İspanya İç Savaşı başladığında, Büyük Britanya Komünist Partisi hemen cumhuriyetçiler için yardım kampanyası başlatır ve toplanan parayla bir ambulans satın alınır. Christopher, ağabeyine gönderdiği 9 Aralık 1936 günlü mektubunda, "Sevgili Theo, bunu sana bir sürpriz olarak açıklıyorum ama, Cuma günü İspanya'ya gitmek için ayrılıyorum. Partide sürücülere çok gereksinim var, pasaportum olduğu için gönüllüyüm" der (Caudwell Archives, B.7, F.1, Harry Ransom Institute, University of Texas). 9 Aralık Çarşamba'dır, Cuma ise 11 Aralık'tır. Christopher, Fransa üzerinden İspanya'ya bir konvoyda ambulans sürücüsü olarak giriş yapar. Getirdiği ambulansı yetkililere teslim ettikten sonra, Uluslararası Tugay'a katılır. 24 Ocak'ta Albacete'dedir. Kısa bir süre sonra da, milliyetçiler, Madrid'i kuşatmaya karar verip, Jarama Nehri'nin biraz ötesinden Madrid'e doğru ilerlemeye başlayacaklardır. Milliyetçilerin konumları doğru dürüst bilinmemesine karşın, hiç muhârebe deneyimi bulunmayan İngiliz Taburu, sadece politik bir kararla, 12 Şubat sabahında, onları durdurmak amacıyla Jarama Vadisi'ne transfer edilir. İngiliz Taburu'nun yapılanması askerî ve politik olarak iki koldu. Politik kolunun Karargâh Komiseri Peter Kerrigan'dı. Askerî kolun Tugay Komutanı ise, yeteneği hayli şüpheli olan ve gönüllüler tarafından pek sevilmeyen János Gálicz'ti. Ernest Hemingway'in Jarama'daki kayıplardan onu sorumlu tuttuğu bilinmektedir. İngiliz Taburu'na Pingarrón Tepesi'ni aşıp, Jarama Nehri'ne doğru ilerlemeleri emredilir. Karargâhtakilerin araziyi haritada doğru okuyamadıklarını fark eden Thomas Wintringham bu karara itiraz ederse de, politik karargâhtaki bir NKVD subayının emîrde ısrarcı olduğu söylenir. Oysa, Thomas Wintringham, 5 Haziran 1916 günü RFC bünyesinde Birinci Dünya Savaşı'na katılmış deneyimli bir askerdi ve eldeki imkânlarla hangi arazi koşullarında çatışmaya girilebileceğini iyi bilen bir askerî tarihçiydi. Sonuçta, İngiliz Taburu, emre uyarak, dört ayrı kol ve tek sıra hâlinde Pingarrón Tepesi'ne doğru ilerlemeye başlar. Milliyetçilerin Jarama Nehri'ni geçip, Pingarrón Tepesi'nin önlerinde pusuya yattıkları, kıyâmetin kopuşuyla anlaşılır. Thomas Wintringham, "Makineli tüfeklerimizin hiçbiri yirmi yaşından küçük değildi ve üç tipten ikisi sürekli tutukluk yapıyordu" diye yazacaktır (The Manchester Guardian, 13 Ekim 1938). İşin gerçeği bundan biraz daha fazlasıdır. Pek çok gönüllü, makineli tüfekler için onlara yanlış mühimmat verildiğini de belirtmişlerdir. Aşağıya doğru inenlerden vurulmayanlar hızlı bir şekilde tepeye çekilip, savunma pozisyonu almaya çalışırlar. Mühimmatsız veya tutukluk yapan makineli tüfeklerin çoğu işe yaramayınca, Harold Fry'ın 2'nci Bölüğü düşmâna tüfekleriyle karşı koymak zorunda kalmıştır. Bir gönüllü, "Aslında geriye dönecek fazla kişi de kalmamıştı. Biz çekilirken, Faslılar Pingarrón'a tırmanıyorlardı" der. Christopher St John Sprigg ve Clem Beckett en son o sırada görülmüş olmalıdırlar. İkisinin birlikte, resmî ismi Fusil Mitrailleur Modele 1915 CSRG olan bir Chauchat hafif makineli tüfeğinin başında, geriye çekilen arkadaşlarını korumaya çalıştıkları anımsanıyor.
Richard Baxell, "British Volunteers in the Spanish Civil War" (Routledge, 2015) isimli eserinde, 1936 ile 1939 arasında, İngiltere'den İspanya'ya aşağı yukarı 2.500 gönüllünün gittiğini yazar. MI5 olarak bilinen Askerî İstihbarat 5'inci Kısım ise, İngiltere'den ve İrlanda'dan İspanya İç Savaşı'na katıldıklarından şüphelenilen yaklaşık olarak 4.000 kişinin ismini kaydetmiştir (BBC News, 28 Haziran 2011). 12 Şubat günü ölenlerin sayısı için her kaynak farklı rakam vermektedir. Ama, İngiliz Taburu'nun, mevcûdunun yarısından fazlasını 12 Şubat günü Jarama Nehri Muhârebesi'nde kaybettiği kesindir. Gönüllülerin kahramanlıklarına karşın, Jarama'ya muhârebe deneyimi olmayan İngiliz Taburu'nun gönderilmesiyse, politik ve askerî açılardan bir felâketti. NKVD'nin imkânları ve arazi koşullarını doğru değerlendirememesi yüzünden, 29 yaşındaki bir dahi İspanya toprağında kalmıştır. Cesedi hiç bulunamadı. Caudwell, kısacık yaşamına onlarca eser sığdırmış, birkaç ay içerisinde yazdığı "Illusion and Reality ve "Studies in a Dying Culture" ile Stalinizm ile bir polis rejimine dönüşen Marksist'i yeniden köklere çekmeye çalışmıştı. Onun "Illusion and Reality" isimli eseri dilimize "Yanılsama ve Gerçeklik" olarak Mehmet H. Doğan tarafından çevrildi ve 1974 yılında Payel Yayınevi'nden çıktı. "Studies in a Dying Culture" ise "Ölen Bir Kültür Üstüne İncelemeler" olarak Mehmet Gökçen çevirisiyle iki cilt olarak Metis Basım Yayınları'nca yayımlandı. İlk cildi 1982 yılında, ikinci cildiyse 1983 yılında raflardaydı. Caudwell'i merâk edenler, ayrıca, Murat Belge'nin "Marksist Estetik-Christopher Caudwell Üzerine Bir İnceleme" (BFS, 1989) isimli eseriyle, benim www.kalabalikcadde.com isimli sitede 30 Mart 2021 günü yayımlanan "Christopher Caudwell Jarama'dan Yıldızlara Merdiven Dayadı" başlıklı yazıma bakabilirler...
