DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1. Olağan İstanbul Kadıköy İlçe Kongresinde konuştu. 2001 tarihinde yayımlanan “Faiz + Bahçeli = Gerilim” başlıklı bir gazete kupürünü gösteren Babacan, "Bahçeli gerçekten krizlerin ortağıydı. Çeyrek yüzyıl genel başkanlık kariyerine ülkenin en büyük krizlerini sığdırmayı başardı" dedi.
1. Olağan İstanbul Kadıköy İlçe Kongresinde önemli açıklamalarda bulunan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, hükümete sert çıktı. Enflasyonu düşürmeden döviz satmanın bir faydası olmayacağını vurgulayan Babacan, iktidarın uydurulmuş gerçeklik dünyasında yaşadığını söyledi. AK Parti-MHP ortaklığına değinen Babacan, "1999'lardan beri krizin adresi Bahçeli" yorumunda bulundu.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Kadıköy'e bakıyoruz ışıltısını biraz kaybetmiş. Artık bütün ülkede karamsarlık var, ticaret işlemiyor. Üretim zorlaşmaya başladı. Üretimden vazgeçen çok vatandaşlarla karşılaşıyoruz. "Gübresiz tarıma başladım" diyen vatandaş var. Fiyat etiketlerinde artık yabancı para birimi var. Bunları aşmıştık oysa. Ülkeyi yönetenler paralel bir evren yaşıyor. Memleketin ne halde olduğunun farkında değiller. Model diye dayattıkları bu model dünyada yok. Ülkeyi tam gaz bir felakete götürüyorlar. Uydurulmuş gerçeklik dünyasında yaşıyorlar. Ama vatandaşlarımız gerçek hayatı yaşıyor. Uydurulmuş politikalar hepimiz hayatına mal oluyor. Ülkemizi mahvediyorlar. Perişan ediyorlar. Batıyoruz. Ama Beştepe bunu görmüyor. Sokaklarda alnı açık gezemiyorlar. Devlet kurumları Erdoğan'ın oyuncağı haline geldi. Erdoğan koca ülkeyi Sims sanıyor. Beğenmediği zaman gece yarısı kararnamesiyle görevden alıyor. Eskiden muhtıralar gece yarısı yapılırdı.
SATTIĞI DÖVİZ, BORÇ DÖVİZ
Bu ülkenin ekonomisinden bir şey beklemeyin. Hayır gelmez. Yangını çıkaran Erdoğan, dövizleri yakan Merkez Bankası. Döviz satışının hiç bir faydası olmaz. Bu akıl dışı saçma sapan müdahalelerde harcanan para 6 milyar dolar. Sattığı döviz borç aldığı döviz. Kendi dövizini yerel seçimlere giderken harcadı. Gizli saklı Merkez Bankası'nın dövizlerini arka kapıdan sattı.
AVRUPA'NIN EN DÜŞÜK ASGARİ ÜCRETİ
Artık Türkiye kronik yüksek enflasyon dönemine girdi. Açıklanan asgari ücret işçilerin eline 45 gün sonra geçecek. Ocak sonunda enflasyonun ne olacağını tahmin edene aşk olsun. Kur artınca bütün fiyatlar artacak. Bugün zam yaptıkları asgari ücret ilk günden eridi. Açıkladıkları asgari ücret geçmiş enflasyonu telafi etme çabası. Açıklanan asgari ücret Avrupa'nın en düşük asgari ücreti. Fakirleşiyoruz. Bulgarlar sınırda "Batan ülkenin malları" diyorlar. Geldiğimiz nokta bu. Bu zamlarla bu kurla asgari ücreti artırsan fayda etmez. Önemli olan enflasyonu düşürmek.
ASGARİ ÜCRETİ KENDİ AÇIKLADIĞINA PİŞMAN OLACAK
Yeni asgari ücret açıkladılar. Yüzde 50 zam verecek ya, toplantıyı Külliye’de yapıp bizzat açıklıyor. Birkaç ay sonra ‘Keşke bunu açıklamasaydım, nereden açıkladık’ diyecek. Çünkü biz o ‘4250 lira yaptık’ videosunu göstereceğiz. Bir de o günden sonra enflasyon nasıl seyretmiş, kur nereden nereye gelmiş, onu da göstereceğiz. Pişman olacak bunu kendi açıkladığına
MADEM HİKMET İMZADA, ATSIN DÜŞÜRSÜN ENFLASYONU
Enflasyonu tek haneye indirmiştik. şu an 1990'lere 80'lere geri döndük Bu ülke 24 yıl tek haneli enflasyon görmedi. Hükümetler geldi geçti kimse yapamadı. Bu zor bir görev. Akılla bilimle olmalı. Biz enflasyonu 2003-2004 yıl tek haneye düşürdük. Erdoğan, atsın bir imzayı tek haneye düşürsün de görelim. Madem hikmet imzada, atsın ve düşürsün enflasyonu. 3,5 yıl oldu. Aklına ne geliyorsa yapıyor. Enflasyonu düşürmek herkesin harcı değil. Vatandaşlarımız sayıyla biber alıyor. 1970'ler dönemi bu.
DÜNYADA KRİZ VAR DİYE VATANDAŞI ALDATMAYIN
Bütün dünyada kriz var’ diyorlar. Avrupa’da buna benzer bir kriz yaşayan ülke yok. G20 ülkeleri arasında buna benzer bir kriz yaşayan yok. Biz, Beştepe yapımı bir kriz yaşıyoruz. Ülkenin cumhurbaşkanın bizzat ateşe körükle gittiği bir krizi, bir yangını yaşıyoruz. Altında Erdoğan’ın imzasının olduğu bir kriz yaşıyoruz. Kimse ‘Dünyada kriz var’ diye vatandaşı aldatmasın. Yok böyle bir şey. Çok sevdikleri tanımla, bu krizin adı millî ve yerli kriz
KABİNE DEĞİL KABİLE
Bakanlar Kurulu’ diyor. Adı değişti, kabine oldu. Kabine, cumhurbaşkanını sağında solunda talimatını yerine getiren emir erleri demek. Kabine kelimesi yerine kabile kelimesi daha doğru. Merkez Bankası’nın alacağı kararı ilgili bakanı abisi açıklıyor. Bunlar kabilelerde olan şeyler. Reis dedikleri de şu anda maalesef kabile devletinin reisi
KRİZLERİN ORTAĞI BAHÇELİ
Formülü söylemişler. Gerilimin formülü çok açık. Sayın Erdoğan bu işi biliyor. Faizi de Bahçeli’yi de aldı, ülkede gerilim ortamı tekrar dirildi. Ben Bahçeli’nin ismini krizlerle beraber andığımda kızıyor ama gerçekten krizlerin ortağı. Her kriz arşivinde ismi çıkıyor. Çeyrek yüzyıllık genel başkanlık kariyerine ülkenin en büyük krizlerini sığdırmayı başardı. Çözümlerin, refahın, özgürlüğün hiçbirinde adı yok. Nerede kriz, orada Bahçeli. Hani mağazaların üzerinde yazar ya ‘şu tarihten beri bilmem neyin adresi’ diye. Sayın Bahçeli de bu konuda gerçekten marka. 99’dan beri krizlerin adresi Bahçeli
HALIMIZ MÜSTERİH OLSUN BİZ VARIZ
Bu iktidar olduğu sürece iyi günleri göremeyeceğiz. Dört bir yanımızda hukuksuzluk var. Bu ülkeye olan güvenimizi asla yitirmeyeceğiz. Halkımız müsterih olsun artık biz varız. Vatandaşlarımızı DEVA çatısı altına davet ediyoruz. Konuşmaktan korkmayan bir ülkeye davet ediyoruz. Vatandaşlarımızı temel hakları kapsayan yeni bir toplumsal sözleşmeye davet ediyoruz. Davetimizi kapı kapı ulaştıracağız. Çalışmalarımızı korkmadan usanmadan devam ettireceğiz.
