İstanbul'u tedirgin eden o soruya yeni bir yanıt daha geldi. Uzun süredir tartışılan Adalar Fayı hakkında yapılan son değerlendirme, deprem senaryolarını yeniden gündeme taşıdı. Prof. Dr. Osman Bektaş “O iş bitti” diyerek açıkladı...
Son dönemde yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözlerin çevrildiği Adalar Fayı hakkında önemli bir değerlendirme de Prof. Dr. Osman Bektaş'tan geldi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla tartışmalara dahil olan Bektaş, Adalar Fayı'nın son kırılma tarihi ve potansiyel tehlikesine dair çarpıcı tespitlerde bulundu. Bektaş 1963 yılındaki 6,4'lük depremin Adalar fayında olduğunu ve burada artık büyük bir deprem beklemenin kısa sürede mümkün olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Bektaş, paylaşımında bilimsel çalışmalara atıfta bulunarak Adalar Fayı ile ilgili kritik soruları gündeme getirdi:
1963 M6,4 Depreminin Gerçek Yeri Adalar mı? Bektaş, Baştürk ve diğerlerinin 2016 tarihli çalışmasına işaret ederek, 1963 yılında meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremin merkez üssünün Adalar Fayı olup olmadığı sorusunu masaya yatırdı. Bu çalışma, depremin Adalar Fayı üzerinde geliştiğini ortaya koymuştu.
Denizaltı Kırığı Adalar Fayı'na mı Ait? Armijo ve diğerlerinin 2005 tarihli araştırmasına göre, bölgede tespit edilen 20-30 kilometre uzunluğundaki denizaltı kırığının Adalar Fayı'na ait olup olmadığı da Bektaş'ın dikkat çektiği bir diğer nokta oldu. Bu kırık, fayın aktif bir yapı olduğunu destekleyen önemli bir bulgu olarak kabul ediliyor.
Adalar Fayı Büyük Deprem Üretebilir mi? Pınar ve diğerlerinin 2016'daki çalışmasına göre, Adalar Fayı'nın zayıf sürtünme direncine sahip olduğu ve bu nedenle büyük deprem üretme kapasitesinin sınırlı olabileceği tezi de Prof. Dr. Bektaş tarafından vurgulandı. Bu görüş, fayın "creep" (sürünme) özelliği nedeniyle büyük enerji biriktiremediği ve enerjisini mikro depremlerle sürekli boşalttığı yönündeydi.
"1766 DEPREMİ SONRASI FARKLI KİLİTLENME, 1963 DEPREMİNİ OLUŞTURDU"
Prof. Dr. Osman Bektaş, kendi değerlendirmesini ise şu çarpıcı sözlerle özetledi: "Sonuç: 1766 M7,2 depremini üreten Adalar Fayı deprem sonrası farklı bir kilitlenmeyle 1963 M6,4 depremini oluşturmuştur." Bu ifade, Adalar Fayı'nın geçmişte büyük depremler ürettiğini ancak zamanla davranış biçiminin değişmiş olabileceğine işaret ediyor.
"FAY DEPREM PARAMETRELERİNİN ZAMANLA DEĞİŞMESİ FAYLARIN BİLİNMEYEN GİZEMİDİR"
Bektaş, paylaşımının sonunda fayların davranışlarındaki bu değişimin, deprem biliminin hala çözmeye çalıştığı karmaşık bir konu olduğunu vurgulayarak, "Fay deprem parametrelerinin zamanla değişmesi fayların bilinmeyen gizemidir" ifadelerini kullandı.
TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Adalar Fayı'nın potansiyel tehlikesi ve büyük bir deprem üretme kapasitesi konusunda bilim insanları arasında farklı görüşler bulunuyor. Prof. Dr. Naci Görür gibi bazı uzmanlar, son yaşanan Silivri depreminin Adalar Fayı üzerindeki stresi artırarak büyük bir depremi tetikleyebileceği uyarısında bulunurken, Prof. Dr. Osman Bektaş gibi isimler ise fayın jeolojik özellikleri nedeniyle bu riskin daha sınırlı olabileceğini savunuyor.
