CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 2026 yılı merkezi yönetim bütçesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Yaklaşık bir ay Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 15 gün de Genel Kurul’da görüşülen bütçenin, muhalefetin itiraz ve önerilerine rağmen değişmeden kabul edildiğini belirten Nalbantoğlu, parlamentonun bu süreçte “emrivakiyi onaylayan bir makam” haline getirildiğini savundu.
Nalbantoğlu, partilerinin hazırladığı 1140 sayfalık muhalefet şerhine rağmen bütçede “noktasının, virgülünün bile değiştirilemediğini” vurguladı.
“HALKIN YÜZDE 75’İ YOK SAYILDI”
Bütçenin toplumsal gerçeklerden kopuk olduğunu dile getiren Nalbantoğlu, iktidarın hazırladığı bütçenin geniş toplum kesimlerini dışladığını belirterek şunları söyledi:
“Hem komisyon hem de genel kurul aşamaları sonunda bütçe maratonu tamamlanmış, bütün uyarılarımıza, itirazlarımıza ve karşı çıkışlarımıza rağmen muhalefetin hiçbir önerisi dikkate alınmamış ve halk önümüzdeki yıl da sefalet ve açlık bütçesine mahkûm edildi. Bu bütçe tamamıyla müesses nizamın devamına, saraya ve yandaşlarına göre hazırlanmış bir bütçedir.”
Nalbantoğlu, bütçede işçi, emekçi, köylü, memur, emekli, öğrenci, engelli, genç ve kadınların ihtiyaçlarının yer almadığını savunarak, “hak, adalet ve vicdanın da bu bütçede olmadığını” ifade etti.
“TOPLUMSAL ÇÜRÜME HAD SAFHADA”
Ekonomik koşulların toplumsal sonuçlarına da değinen Nalbantoğlu, alım gücünün her yıl daha da düştüğünü, vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirtti. Açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul edecek olan bu bütçeyle halkın yaşama sevinci yok edildiği gibi yarınlara olan inancı da kalmadı. Alım gücü her yıl düşen insanlar çarşı pazara çıkmaya korkar olmuş, artık sadece elektrik, su ve doğalgaz faturalarını ödemenin derdine düştü.”
Nalbantoğlu, artan intiharlar, iş ve kadın cinayetleri, çeteleşme ve uyuşturucu sorunlarının da bu ekonomik tabloyla doğrudan bağlantılı olduğunu savundu.
“ENFLASYONLA YALNIZCA HALK MÜCADELE EDİYOR”
2026 bütçesinde vergi yapısına dikkat çeken Nalbantoğlu, dolaylı vergilerin ağırlığının arttığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“2026 yılı bütçe teklifinde dolaylı vergilerin payı yüzde 61,69, doğrudan vergilerin payı yüzde 37,22 olarak belirlendi. Bu demektir ki, önümüzdeki yıl toplanacak 15 trilyon 631 milyar liranın 8,5 trilyon lirası sadece iki dolaylı vergiden yani ÖTV ve KDV’den toplanacak. Yani toplanacak vergilerin aslan payı yine halkın omuzlarında.”
Nalbantoğlu, enflasyonla mücadeleyi fiilen işçi, memur, emekçi, emekli ve asgari ücretlilerin verdiğini vurgulayarak, bunun “hayatta kalma mücadelesine dönüştüğünü” söyledi.
FAİZ VE SERMAYE HARCAMALARINA DİKKAT ÇEKTİ
Bütçede faiz giderlerindeki artışa da değinen Nalbantoğlu, toplam faiz ödemelerinin bir yılda yüzde 40,6 artışla 2,7 trilyon liraya ulaşacağını ifade etti. Faiz ödemelerinin bütçe içindeki payının yüzde 14,5’e çıktığını belirten Nalbantoğlu, en büyük artışın sermaye transferleri, kamu-özel işbirliği projeleri ve faiz harcamalarında görüldüğünü söyledi.
“BU BÜTÇE HALKIN DEĞİL, SARAYIN BÜTÇESİ”
AK Parti’nin 2026’yı “kritik yıl” olarak tanımlamasına rağmen toplumdaki yoksulluğun derinleştiğini savunan Nalbantoğlu, milyonlarca hanenin sosyal yardımlarla ayakta kalmaya çalıştığını, bireysel borçluluğun hızla arttığını dile getirdi.
Nalbantoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu bütçe halkın değil, sarayın ve yandaşların bütçesidir. Milyonlarca insan yok sayılmıştır. Seçim yılı geldiğinde ise ağızlara çalınacak bir parmak balla bütün bunların unutulması amaçlanmakta. Ama halk gereken cevabı sandıkta verecek.”
