Küresel su krizi ve su döngüsü düzensizliğine ilişkin çarpıcı veriler, Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) tarafından yayımlanan 'Küresel Su Kaynaklarının Durumu' raporuyla tüm dünyanın gündemine oturdu.
Rapor, 2024 yılı itibarıyla dünya genelindeki nehir havzalarının normal su koşullarına sahip olan kısmının yalnızca üçte birlik bir dilimde kaldığını ortaya koydu.
Geri kalan havzalarda ise aşırı kuraklıklar veya seller gibi uç durumlar gözlemleniyor.
Bu durum, suyun artık 'tufan ve kuraklık' arasında gidip gelen, giderek daha düzensiz ve aşırı bir döngüye girdiğini gösteriyor.
Aşırı su azlığı veya fazlalığı, küresel ekonomiler ve toplumlar üzerindeki tehditleri artırarak yeni bir krize zemin hazırlıyor.
6 YILDIR SÜREN BÜYÜK DENGESİZLİK VE BUZUL KAYBI
DMÖ'nün detaylı çalışmasında, dünya genelindeki nehir havzalarının üçte ikilik bölümünün normalin altında veya üstünde su seviyelerine sahip olduğu belirtiliyor.
Bu istatistik, küresel su kaynaklarında üst üste altıncı yıldır belirgin bir dengesizliğin yaşandığı anlamına geliyor.
Rapor, buzul erimesinin de alarm verici seviyelere ulaştığını kaydediyor.
2024 yılı, tüm bölgelerde yaygın buzul kaybının yaşandığı art arda üçüncü yıl oldu.
Birçok küçük buzul bölgesi, yıllık maksimum su akış hızına ulaştığı ve erime nedeniyle küçülmenin başladığı 'zirve su noktası' adı verilen kritik aşamaya gelmiş durumda.
Bu durum, gelecekte tatlı su kaynaklarının azalacağına dair ciddi bir sinyal taşıyor.
2040'ta su kıtlığı çeken ülke olacağız! Mevcut su politikaları kuraklığı önleyemez
BÖLGESEL YIKICI KURAKLIK TEHLİKESİ
Rapora göre, 2024 yılında coğrafi bölgeler arasında su dengesinde keskin farklar gözlemlendi.
Geçtiğimiz yıl Amazon Havzası ve Güney Amerika'nın diğer kısımlarıyla Güney Afrika, şiddetli ve yıkıcı kuraklıkla mücadele etti.
Buna karşın, Orta, Batı ve Doğu Afrika'nın bazı bölgeleri ile Asya'nın bir bölümü ve Orta Avrupa'da normalden daha fazla yağışlı koşullar hakimdi.
GÜVENİLİR VERİ İHTİYACI HER ZAMANKİNDEN DAHA ÖNEMLİ
DMÖ Genel Sekreteri Celeste Saulo, konuya ilişkin değerlendirmesinde, suyun toplumları ayakta tutan, ekonomileri güçlendiren ve ekosistemleri sağlamlaştıran hayati bir kaynak olduğunun altını çizdi.
Celeste Saulo, "Dünyanın su kaynakları giderek artan bir baskı altında. Aynı zamanda suyla ilgili daha aşırı tehlikeler, yaşamlar ve geçim kaynakları üzerinde giderek artan bir etkiye sahip" ifadelerini kullandı.
Rapor, su konusunda güvenilir ve bilimsel verilere ulaşmanın her zamankinden daha kritik olduğunu vurguluyor.
Celeste Saulo, veri paylaşımına yatırım yapılmasının ve işbirliğinin geliştirilmesinin, su yönetimindeki boşlukları kapatmak için hayati önem taşıdığını belirtti.

