Dünyanın en büyük güvenlik sorunu: Hakikat güvenliği

Dünyanın en büyük güvenlik sorunu: Hakikat güvenliği

Pandemi sağlık sorunun yanı sıra insanların geliştirilen aşılara karşı güvensizlik yaşamasıyla yeni bir kavramı ortaya çıkardı: Hakikat güvenliği... Dünyanın koronavirüsü yenebilmesi için nüfusun büyük bölümünün aşı olması gerekirken aşıya karşı tereddüt edenlerin sayısı sadece Türkiye'de 21 milyondan fazla. Dijital çağ ile birlikte pazarlama stratejileri ve sosyal medyanın yarattığı bilgi kirliliği insanları bu bağlamda “hakikat güvenliği” diye önemli bir sorunla karşı karşıya bıraktı.

Sadece bizim ülkemizde 21 milyondan fazla vatandaşımız istedikleri an aşı olabilecekleri halde aşı yaptırmıyor. Ama bu durum bize özgü değil, dünyanın neredeyse her yerinde bazı insanlar aşıya karşı direniş gösteriyor. Oysa korona salgını hepimiz için bir hayat memat meselesi ama belli ki bu konuda bir ortak görüş oluşturamıyoruz. Sadece aşı da değil başka pek çok konuda en başta sosyal medya olmak üzere pek çok kanaldan insanlar yalan yanlış bilgi ve haber bombardımanı altındalar. O yüzden “hakikat güvenliği” diye önemli bir sorunumuz var artık. Bu sorunu Cambridge Üniversitesi’nden Elizabeth Seger, BBC için yazdı ve ona göre “Hakikat güvenliği” artık dünyanın bir numaralı güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Peki hakikati nasıl koruyacak ve savunacağız?

DİKKAT AZLIĞI

Avrupa'da matbaanın henüz icat edilmediği bir zamanda, 13'üncü yüzyılda, bilim insanları aşırı bilgi yüklemesinden şikayetçiydi. Dominik Vincent, 1255'te yazdığı bir metinde "kitapların çokluğu, zamanın kısalığı ve hafızanın kayganlığından" bahsediyordu.

Bununla birlikte, internet, doğrulanması zor çok sayıda bilgiyi her zamankinden daha kolay erişilebilir hale getirdi. Hangi haberlerin doğru, hangilerinin yanlış olduğunu ayırt etmek zor. Zaten kısıtlı olan dikkatimizin odaklanması gereken şeylerin sayısı da artmış durumda.

Bilginin bolluğu ve dikkatin sınırlı olması, devlet, medya kuruluşu ve çıkar örgütleri gibi yapıların da rekabete girdiği yoğun bir "dikkat ekonomisi" yaratıyor.

Ne yazık ki, en etkili dikkat çekme stratejilerinden bazıları insanların duygularına ve inançlarına hitap ediyor ve aslında bu kaynaklar da hakikat konusunda çok da net olmayabiliyor.

FİLTRE BALONU VE SINIRLI RASYONELLİK

Dikkat ekonomisinin en fazla endişe yaratan sonuçlarından biri, insanların önyargılarını güçlendiren şeylere maruz kaldığı ve karşı görüşlerin filtrelendiği filtre balonlarının oluşması.

Aşırı bilgi yüklemesi ile karşı karşıya kaldıklarında, insanlar doğal olarak yabancılar yerine kendileriyle benzer düşünen bireylere daha fazla ilgi gösterir.

Bugün, sosyal medya platformları üzerinde aynı inanç ve değerler etrafında birleşen topluluklar oluşturmak ve bunlara katılmak hiç olmadığı kadar kolay.

Filtre balonlarının hakikat üzerindeki etkisine ise "sınırlı rasyonellik" adı veriliyor. Bilgiye erişim, iyi bir muhakeme yapma ve karar vermenin temelini oluşturduğu düşünüldüğünde, bir kişinin filtre balonlarına yerleşerek diğer bilgilere erişimini sınırlamak da kişinin iyi bir şekilde akıl yürütmesini de sınırlar.

HASIMLAR VE BECERİKSİZLER

Bilgiyi dağıtmak ve bilgiye erişmek hiç olmadığı kadar kolay. Bunun dezavantajı ise, aynı teknolojilerin, insanların kasten ya da yanlışlıkla hatalı veya yanıltıcı bilgiyi yaymasını kolaylaştırması.

Bilginin ulaştığı kişileri kötü niyetli bir şekilde yanlışa yönlendirmek veya aldatmak amacıyla kasıtlı olarak bilgiyi manipüle eden aktörlere (bireyler, kuruluşlar veya devletler), "hasımlar" denir.

Hasımlar, insanları yanıltıcı veya yanlış bilgilere dayalı olarak harekete geçmeye teşvik etmek için "karşı saldırılar" düzenler. Örneğin, bir siyasi kampanya, seçim sonuçlarını kendi lehine manipüle etmek için diğer siyasi adayların itibarını sarsacak görüntüler üretmek için "deep fake" teknolojisiyle üretilmiş videolara başvurabilir.

Öte yandan, yanlış veya temelsiz bilgiler, artniyet olmaksızın ya da tesadüfen yayan aktörlere de "beceriksizler" denir. Örneğin, yan etkilere karşı temkinli olan bir bilim insanı, verdiği bir mülakatta her ne kadar iyi niyetli de olsa biraz endişe verici bir yorum yapabilir ve bu yorum daha sonra alınıp sosyal medyada yayılarak yaygın bir aşı karşıtı kampanyaya dönüşebilir.

GÜVEN EROZYONU

İnsanlar, başkalarına ne zaman güveneceklerine karar vermek için doğal teknikler geliştirir. Örneğin, bir kişiye ne kadar çok insan inanıyorsa, o kişiye güvenmek de o kadar olası olur. Ayrıca kendi topluluğumuzda yer alanlara da daha fazla inanma eğilimi gösteririz.

Bazen de bir kişinin dürüst olup olmadığını anlamak için beden dili, ses tonu ve konuşma kalıplarına bakarız. Bu stratejiler yanlış sonuçlar da doğurabilir, ancak genel olarak güvenilir yöntemler olarak görülür.

Bununla birlikte, modern bilgi teknolojileri bu yöntemleri boşa çıkarabilir. Örneğin, filtre balonlarını oluşması, aslında azınlıkta olan fikirlerin çok daha görünür hale gelmesine ve aslında olduğundan daha yaygınmış gibi bir kanının oluşmasına neden olabilir.

Azınlıkta kalan bazı bakış açılarının daha görünür hale gelmesi gerekirken, zararlı ve aşırılık yanlısı görüşlerin ise olduğundan daha fazla ana akımlaşmış gibi görünmesi bir dizi sorunu da beraberinde getirir.

Bazı teknolojiler de, bilinçaltımızda ses tonu ve beden dilinde dürüstlük veya samimiyetsizlik izlerini aramaya yönelik eğilimimizi de ele geçirebilir. Sanal ortamlda oluşturulmuş konuşmalar veya "deep fake" videolar, biri yalan söylediğinde bize haber veren ipuçlarını da ortadan kaldırabilir.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN