Gazetemiz yazarı ekonomist İbrahim Kahveci, Cumhurbaşkanı'nın nüfus uyarısını değerlendirdi: Sorun LGBT veya 1+1 daireler değil, umutsuzluk ve geçim derdi!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "10 yıl sonra nüfusumuz azalmaya başlayacak, bu savaştan önemli bir tehdit" uyarısı gündeme bomba gibi düştü. Peki, TÜİK verilerine göre halkın ezici çoğunluğunun (%48,7) en büyük derdi "hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluk" iken, neden bu demografik alarm zilleri yeterince yankı bulmuyor? Ünlü ekonomist İbrahim Kahveci, Gazete Pencere'deki köşesinde bu sorunun yanıtını ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu yapısal krizleri masaya yatırdı.
"ASIL SORUN YAPISAL, GEÇİM DERDİ GEÇİCİ"
Kahveci, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sert bir dille eleştirerek, kendisi için hayat pahalılığı veya adalet sorunlarının "geçici kişisel sorunlar" olduğunu belirtti. Asıl tehlikenin "yapısal sorunlarda" yattığını vurgulayan Kahveci, "Yarın yeni bir yönetim gelir ve çok kısa sürede bu iki temel sorunu çözebilirler. Asıl sorunlarımız yapısaldır ve çözümü çok büyük emek gerektirir." dedi. Eğitimdeki gerileme, 2007'den beri yerinde sayan teknoloji düzeyi ve nitelikli beyin göçünü bu yapısal sorunların başında saydı. "Teknolojisi duran bir ülkeden bir de iyi eğitimliler göç edip gidiyorsa korkum kat be kat daha fazla artmaktadır. Unutmayın, KAÇILAN ÜLKE her zaman zayıflar." diyerek durumun vahametine dikkat çekti.
2014 SONRASI BÜYÜK YIKIM: NÜFUS ERİYOR!
Kahveci'ye göre, Türkiye'de 2014 sonrası başlayan ve 2017 Başkanlık Sistemi ile katmerlenen "yapısal yıkım", en net şekilde nüfus verilerinde kendini gösteriyor:
- Doğum Sayısı Çakıldı: 2014'te 1 milyon 351 bin olan yıllık doğum sayısı, 2023'te 958 bine geriledi (%29 azalma). 2024'te 950 binin altına düşmesi bekleniyor.
- Doğurganlık Hızı Alarm Veriyor: Kadın başına düşen çocuk sayısı 2.19'dan (nüfus yenileme sınırı) 1.51'e düştü. Türkiye, Avrupa'da liderken AB ortalamasının bile altına indi.
- Hızlı Yaşlanma Hem de Fakirken: Türkiye, zenginleşemeden hızla yaşlanan bir ülke konumuna geliyor. Bu, "yaşlı ve fakir ülke" riskini beraberinde getiriyor.
ERDOĞAN'IN GEREKÇELERİ VS. KAHVECİ'NİN TESPİTLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın nüfus düşüşüne gerekçe olarak gösterdiği 1960'lar/1980'ler politikaları, LGBT etkisi, neo-liberal kültür, artan refah ve gençlerin evlenmemesi (1+1 daire vurgusu) gibi nedenleri Kahveci "sorunu tespit edememek" olarak yorumladı.
Kahveci'ye göre asıl nedenler çok daha somut ve güncel:
- 2014 Sonrası Büyük Buhran: Ülkede umutlar azaldı, karamsarlık arttı. Gelecekten umutlu olanların oranı %42'lerden %21'lere düştü.
- Artan Yoksulluk ve Gelir Adaletsizliği: Gelir dağılımı bozuldu, fakirlik derinleşti.
- Barınma Krizi: Yeni kurulan hanelerin yarısından fazlası kiracı. Gençlerin ev sahibi olup yuva kurma imkanı yok edildi.
- Liyakatsizlik: İyi eğitimli gençler bile hak ettikleri işlere giremiyor, gelecek göremiyor.
- Umutsuzluk: Tüm bu etkenler gençlerde derin bir umutsuzluğa yol açıyor.
"1+1 DAİRELERİN SIRRI" BUHRANDA GİZLİ
Kahveci, Erdoğan'ın işaret ettiği 1+1 dairelerin yaygınlaşmasını bir neden değil, bir sonuç olarak görüyor: "İnşaat sektörünün 1+1 konutlar yapmaya yönelmesi tehlike değil, yaşanan ekonomik ve sosyal buhranın bir sonucudur. Gençlerin umudu, evi, liyakatla iş bulma şansı yoksa, çocuk da yok. Sorunu LGBT'ye, CHP'ye yıkmak sorumsuzluktur."
Kahveci yazısını, "Akıl ve bilim gidince geriye altı bomboş laflar kalıyor." diyerek, sorunun doğru teşhis edilip yapısal çözümler üretilmesi gerektiği uyarısıyla bitiriyor.