Son dönemde artan internet dolandırıcılığı yöntemleri arasında, özellikle duygusal manipülasyon ve korku iklimi yaratarak vatandaşları hedef alan şantaj suçu girişimleri dikkat çekiyor.
Emniyet birimleri ve hukukçular, uzlaşmacı avukat kılığında arayan kişilere ve nitelikli dolandırıcılık kapsamına giren bu tür senaryolara karşı vatandaşları uyarıyor.
Sosyal medyada ünlülerin görüntüsü ve sesiyle dev vurgun!
SANAL FLÖRT İLE GÜVEN KAZANILIYOR
Dolandırıcılar, kurguladıkları senaryonun ilk aşamasında popüler sosyal medya platformlarını aktif olarak kullanıyor.
Genellikle sahte ancak özenle hazırlanmış, inandırıcılığı yüksek profiller üzerinden potansiyel mağdurlarla iletişime geçiyor.
"Merhaba", "Selam" gibi basit ifadelerle başlayan bu süreç, karşı tarafın profilini inceleyip güven duymasıyla ilerliyor.
Fotoğraflar, paylaşılan müzikler ve oluşturulan yaşam tarzı algısı, mağdurun gerçek bir kişiyle konuştuğuna inanmasını sağlıyor.
DUYGUSAL YAKINLAŞMA VE MAHREMİYETİN İHLALİ
İletişimin ilerleyen safhalarında, samimiyet dozu artırılarak mağdurun duygusal boşluklarından faydalanılıyor.
Günaydın ve iyi geceler mesajlarıyla başlayan rutin, kısa sürede daha cesur bir boyuta taşınıyor.
Dolandırıcılar, mağduru cesaretlendirmek adına önce kendi ellerindeki (genellikle internetten temin edilmiş) görüntüleri paylaşıyor.
Bu hamle, mağdurun da benzer karşılık vermesini tetikliyor ve özel nitelikli, cinsellik içeren yazışmalar veya görsellerin paylaşılmasıyla tuzağın en kritik aşaması tamamlanıyor.
e-Devlet bile taklit ediliyorsa vatandaş kime güvensin! TOKİ dolandırıcıları fink atıyor
SAHTE BABA FİGÜRÜ VE REŞİT OLMAMA İDDİASI
Mağdurun en savunmasız olduğu anda senaryonun ikinci perdesi açılıyor.
Mağdura, daha önce hiç tanımadığı bir numaradan, kendisini konuştuğu kişinin babası olarak tanıtan bir şahıs mesaj atıyor.
Bu aşamada, flört edilen kişinin aslında reşit olmadığı iddia ediliyor.
"Kızımın telefonunda yazdıklarını gördüm, seni savcılığa vereceğim" şeklindeki tehditler, mağdur üzerinde ani bir şok ve panik etkisi yaratıyor.
Sesli aramalar ve hakaret içerikli mesajlarla baskı artırılıyor, ardından mağdur iletişim kanallarından engellenerek belirsizliğin getirdiği korkuyla baş başa bırakılıyor.
HUKUKÇU KİMLİĞİYLE İKİNCİ AŞAMA
Korku ve panik halindeki mağdura son darbe, kendini avukat veya arabulucu olarak tanıtan kişilerce vuruluyor.
Dolandırıcılar, inandırıcılığı artırmak için gerçekte var olan, genellikle mağdurun yaşadığı şehirden uzak bir baroya kayıtlı bir avukatın kimlik bilgilerini kullanıyor.
Telefonda, "Hakkınızda kamu davası açılmak üzere, aile şikayetçi ancak uzlaşma talep ediyorlar" denilerek mağdura yasal bir süreçten kurtulma umudu sunuluyor.
Gerçek bir avukatın adını internette teyit eden mağdur, durumun ciddiyetine daha fazla inanıyor.
Sosyal medyada aşk tuzağı: Bir tavuk şişe 2.800 TL fatura çıkardılar!
YÜKSEK MEBLAĞLAR VE UZLAŞMA YALANI
Sözde avukat, ailenin şikayetten vazgeçmesi karşılığında 400.000 TL gibi yüksek meblağlar talep ediyor.
Olayın duyulmasından, ailesinin veya çevresinin durumu öğrenmesinden korkan, utanç içindeki mağdur, sağlıklı düşünme yetisini kaybediyor.
Kendisini aklama veya durumu izah etme şansının olmadığını düşünen kişi, talep edilen parayı göndererek olaydan sıyrılmaya çalışıyor.
Ancak bu ödeme, genellikle dolandırıcılığın sonu değil, yeni taleplerin başlangıcı oluyor.
RESMİ MAKAMLARA BAŞVURU ÇAĞRISI
Uzmanlar, bu tür durumlarda panik yapılmaması ve kesinlikle para gönderilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, vatandaşların tanımadıkları kişilerle sanal ortamda mahrem paylaşımlardan kaçınmaları gerektiğini belirtiyor.
Mağduriyet yaşanması halinde ise en yakın polis merkezine veya Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat edilerek, tüm yazışma ve arama kayıtlarının delil olarak sunulması büyük önem taşıyor.
Unutulmamalıdır ki, gerçek hukuk sisteminde uzlaşma görüşmeleri telefon üzerinden tehditvari bir üslupla yapılmaz ve kişisel hesaplara para transferi talep edilmez.

