DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni anayasa tartışmaları, ekonomik kriz, bölgesel barış, kovid yasası ve cezaevi düzenlemeleri gibi pek çok başlıkta açıklamalarda bulundu. Siyasi iklimin yumuşatılması gerektiğine dikkat çeken Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik operasyonları da eleştirdi.
"ANAYASA İÇİN YOL TEMİZLİĞİ VE SAĞLIKLI ZEMİN ŞART"
Konuşmasında, Türkiye'de gündemde olan yeni anayasa çalışmalarına değinen Hatimoğulları, iktidarın bu süreci sağlıklı bir zeminde yürütmesi için adımlar atması gerektiğini söyledi. Muhalefet belediyelerine yönelik yargı ve idari baskıların anayasa sürecine zarar verdiğini belirten Hatimoğulları şöyle konuştu:
“Anayasa yapım sürecinin sağlıklı sürdürülebilmesi için siyasi iklimin yumuşatılması ve yol temizliği şarttır. Bu konuda ana sorumluluk iktidardadır. Yeni bir anayasa diyorsak, gerçekten yeni olmalı; sivil, demokratik, vesayetten arınmış bir metin ortaya konmalıdır. İBB gibi muhalefet belediyelerine yönelik operasyonlar, toplumu kutuplaştırır, sürece zarar verir.”
Hatimoğulları ayrıca, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “yeni bir kimlik ve kardeşlik asrı” vurgusunun dikkate değer olduğunu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “ana dilde eğitim” ve “kapsayıcı vatandaşlık” ifadelerinin ise toplumsal sözleşme anlayışına katkı sunduğunu belirtti.
"TÜRKİYE ARABULUCU OLMALI, TARAF DEĞİL"
Hatimoğulları, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolüne ilişkin değerlendirmesinde, Ankara’nın tarafsız kalması gerektiğini ve barış için öncü arabulucu rolüne soyunmasının tarihi bir sorumluluk olduğunu dile getirdi:
“Orta Doğu’da üç temel kriz ekseni var: Küresel güçlerin müdahalesi, bölgesel aktörlerin çekişmeleri ve halkların temsil sorunu. Kürt halkının jeopolitiği bu labirentten çıkışın anahtarıdır. Türkiye bu jeostratejik rolüyle artık taraf olmaktan çıkmalı, bölge barışı için öncülük yapmalıdır. Bu tarihsel bir zorunluluktur.”
EKONOMİK KRİZE SERT TEPKİ: "İKTİDAR KRİZİ GÖRMEZDEN GELİYOR"
Ekonomi başlığı da Hatimoğulları’nın gündemindeydi. TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine değinen Hatimoğulları, halkın alım gücünün eridiğini, iktidarın ise olağanüstü bir durum yokmuş gibi davrandığını savundu. Asgari ücrete zam yapılmamasını eleştirdi:
“Asgari ücret 4 ayda 3 bin TL eridi. Ortalama kiralar el yakıyor. Emekliler açlık sınırının altında yaşam savaşı veriyor. Beyefendiler tok ama yurttaşın karnı aç. Bu halkın sırtına kene gibi yapıştılar. Asgari ücrette ara zam sözü verilmişti, yerine getirin!”
CEZAEVLERİ VE MAHPUSLAR İÇİN DÜZENLEME ÇAĞRISI: “BU BİR LÜTUF DEĞİL, İNSAN HAKKI”
Hatimoğulları, Meclis gündemine gelecek infaz düzenlemesine de değindi ve kovid-19 döneminde çıkarılan yasalardan dışlanan grupların bu kez kapsama alınması gerektiğini söyledi:
“TMK’daki koşullu salıverme yasakları kaldırılmalı. Yaşlı ve hasta mahpuslara konutta infaz hakkı tanınmalı. Toplum güvenliği gerekçesiyle hasta mahpusların tahliyesinin engellenmesi son bulmalı. Ağırlaştırılmış müebbetler bile her şeyin istisnası olmaktan çıkarılmalı. Bu talepler bir lütuf değil, temel insan hakkıdır.”
Hatimoğulları ayrıca, bu düzenlemenin bayram öncesi yasalaştırılması gerektiğini belirterek, “Hala zaman var. Bu bayramı çifte bayrama dönüştürebiliriz. Gelin kovid yasasını kapsayıcı biçimde yeniden düzenleyelim” dedi.
İZMİR'DEKİ GREVDEKİ İŞÇİLERE DESTEK: "HAKLI MÜCADELELER KAZANACAK"
Konuşmasının sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde maaş ve yan haklar konusunda uzlaşıya varamayan ve greve çıkan işçilere destek veren Hatimoğulları, emek mücadelesinin yanında olduklarını belirtti. “İşçilerin haklı taleplerinin yanında duruyoruz” diyen Hatimoğulları, grev hakkının kutsal olduğunu vurguladı.
