Marmara Denizi'ndeki müsilaj tehdidine karşı Bursa Karacabey Çapraz Çayı'nda "yüzer bitki adaları" oluşturulacak. Başarılı olması halinde, bu ekolojik yöntemin Marmara'ya dökülen tüm akarsulara yayılması planlanıyor.
Marmara Denizi’nde yıllardır devam eden kirlilik sorunu ve müsilaj tehlikesiyle mücadele kapsamında yeni bir ekolojik proje devreye alınıyor. Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) öncülüğünde yürütülen "Yüzer Bitki Adaları" projesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, sanayi kuruluşları ve üniversite işbirliğiyle hayata geçirilecek. İlk etapta Bursa Karacabey’deki Çapraz Çayı'nda uygulanması planlanan proje, başarı sağlaması halinde Marmara Denizi’ne bağlanan tüm akarsulara yaygınlaştırılacak.
MARMARA DENİZİ’NİN MÜSİLAJLA MÜCADELESİ SÜRÜYOR
Marmara Denizi, 2021 yılında müsilajın (deniz salyası) yoğun olarak görülmesiyle büyük bir çevresel felaketle karşı karşıya kaldı. Uzmanlara göre, denizdeki oksijen seviyesinin azalmasına ve ekosistemin zarar görmesine neden olan müsilajın başlıca sebepleri arasında iklim değişikliği, deniz sıcaklığındaki artış, azot ve fosfor gibi kirlilik yüklerinin yükselmesi yer alıyor. Denize dökülen atık sular, kontrolsüz endüstriyel atıklar ve tarımsal gübreler de müsilaj oluşumunu tetikleyen önemli faktörler arasında bulunuyor.
Bu sorunları gidermek amacıyla 6 Haziran 2021’de Marmara Denizi Eylem Planı devreye alınmıştı. Planda, denize bağlanan akarsuların kirliliğini azaltmaya yönelik ekolojik yöntemlerin uygulanması gerektiği belirtilmişti. Bu kapsamda geliştirilen "Yüzer Bitki Adaları" projesi, su kaynaklarına ulaşmadan önce kirleticileri doğal yollarla filtreleyerek müsilaj oluşumunu engellemeyi hedefliyor.
YÜZER BİTKİ ADALARI NASIL ÇALIŞACAK?
TÜBİTAK-1001 desteğiyle geliştirilen projede, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayşegül Akpınar’ın yürütücülüğünde, Prof. Dr. Asuman Cansel ve Prof. Dr. Bülent Barış danışmanlık yapıyor. Proje, suya bırakılacak özel olarak seçilmiş bitkilerle su kaynaklarında bir doğal filtre oluşturmayı amaçlıyor. Bu yöntem sayesinde deniz ekosistemine zarar veren azot ve fosfor yüklerinin temizlenmesi hedefleniyor.
Proje kapsamında:
- Bitkisel filtreleme mekanizması oluşturulacak.
- Seçilen özel bitkiler, suyun içindeki kirleticileri absorbe edecek ve doğal bir arıtma süreci sağlayacak.
- Yanlış bitki seçiminin önüne geçilerek, ekosistemi bozmayacak yerel ve uyumlu türler kullanılacak.
- İlk etapta 1000 adet yüzer bitki adası oluşturularak projenin etkinliği test edilecek.
EKOLOJİK ARITMA MODELİ TÜM AKARSULARA YAYILABİLİR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, projenin başarılı olması halinde Marmara Denizi'ne dökülen diğer akarsular üzerinde de uygulanacağını açıkladı. Turan, "Denize ulaşan kirleticilerin kaynağında doğal yollarla temizlenmesi için bu tür ekolojik projeleri desteklemeye devam edeceğiz. Bu yöntem, geleneksel su arıtma sistemlerine ek olarak doğayla uyumlu bir çözüm sunuyor." dedi.
Doç. Dr. Ayşegül Akpınar ise bitki adalarının sadece müsilajın önlenmesine değil, su ekosistemlerinin doğal dengesini korumaya da katkı sağlayacağını belirterek, “Bu proje, doğru bitki seçimi ve uygulama ile uzun vadede Marmara Denizi'nde olumlu sonuçlar doğuracaktır." ifadelerini kullandı.