Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye'de bulunan 2 bin 800 yıllık Siloam Kitabesi'ni 1998'den beri istediklerini açıklaması üzerine bir polemik başlattı. Ortaylı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla Netanyahu'nun bu talebinin hiçbir hukuki ya da tarihi meşruiyeti olmadığını savundu.
İsrail'in defalarca talep ettiği bilinen bu antik taş tablet, Netanyahu'nun son açıklamasıyla yeniden gündeme geldi. Ortaylı, Netanyahu'nun bu tavrını "bu ne cüret" olarak nitelendirerek, konuyla ilgili görüşlerini net bir dille ifade etti.
"KİMSEYE KİTABE VERMEYİZ"
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Siloam Kitabesi'nin Türkiye'de kalması gerektiğini vurguladı ve bu tür taleplerin kabul edilemez olduğunu belirtti.
"Kimseye kitabe vermeyiz. Kimse de kimseye vermez zaten. İstediğini almaya alışmış belli ki… Kayser Wilhelm (Alman İmparatoru) istiyordu böyle şeyleri. Ama o zamanlar geçti. Bu ne cüret… Ayrıca o kitabeyi neyin ispatı olarak kullanacakmış?"
"NE HUKUKİ NE TARİHİ BİR MEŞRUİYETİ VARDIR BUNLARIN"
Ortaylı, tarihi eserlerin sahipliği konusunda geçmişe dönük iddiaların geçerliliği olmadığını savundu ve bu konuda Netanyahu'nun bilgisiz olduğunu öne sürdü.
"O zaman Romalılar da kalksın gelsin ‘İki bin sene önce buralar benimdi’ deyip her yeri istesin. Antik eserleri duruyor. Biz de ‘Burası Osmanlı mülküydü, işte burada kitabesi’ diyerek toplayalım her yeri o zaman. Ne hukuki ne tarihi bir meşruiyeti vardır bunların. Zaten Netanyahu cahil, Avrupalı da değil, düz Amerikan Yahudilerinden. Eğitimini aldığı branştan başka bir şey bilmediği de aşikâr."
Açıklamasının sonunda Türkiye'nin kendi kültürel varlıklarını koruma konusundaki kararlılığını bir kez daha vurgulayan Ortaylı, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye kendinden çalınanları yıllardır sağdan-soldan topluyor. Kendindekini hiç vermez."
SİLOAM KİTABESİ NEDİR?
Yaklaşık 2 bin 800 yıllık olan Siloam Kitabesi, Kudüs’teki Siloam Tüneli’nde bulunmuş ve Osmanlı döneminde İstanbul’a getirilmiş bir eserlerdendir. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen taş tablet, Kudüs’ün tarihine ışık tutan en önemli arkeolojik buluntular arasında yer almaktadır.
