Prof. Dr. Osman Bektaş, Konya’daki 5,2’lik depremin ardından Türkiye’nin farklı bölgelerinde artan deprem riskine dikkat çekti. Tuz Gölü Fayı’nın 6,5 büyüklüğünde deprem üretebileceğini belirten Bektaş, Marmara’da beklenen depremin ise büyük enerji biriktiremeyen zayıf fay hattında gerçekleşeceğini açıkladı.
Konya’da dün meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki depremin ardından Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu yeniden vurguladı. Son bir ayda İstanbul, Ordu, Kütahya, Muğla ve Konya gibi farklı şehirlerde yaşanan depremlerle birlikte gözler, yurt genelindeki sismik risklere çevrildi.
“DEPREMLER ARTACAK, BU BİR TESADÜF DEĞİL”
Bektaş, Ekol TV’ye yaptığı açıklamada, farklı bölgelerde meydana gelen depremlerin birbirinden bağımsız olmadığına dikkat çekti. “Türkiye’nin hemen her yeri deprem tehlikesi altında. Son dönemde yaşanan sarsıntılar bir rastlantı değil. İzmir, Manisa, Kütahya, Muğla, Isparta ve Afyonkarahisar gibi illerde sismik aktivite giderek artıyor. Bu tablo, önümüzdeki süreçte daha fazla depremin yaşanabileceğine işaret ediyor” dedi.
TUZ GÖLÜ FAYI İÇİN KRİTİK UYARI
Özellikle Tuz Gölü çevresine değinen Prof. Dr. Bektaş, son 50 yılda bu bölgede yıkıcı bir depremin yaşanmadığını ancak bunun tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini söyledi. “Tuz Gölü Fayı, 6 ile 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip. Bugüne dek sadece orta büyüklükte sarsıntılar yaşandı ama bu durum fayın sessiz kaldığı gerçeğini değiştirmiyor” şeklinde konuştu.
DEPREME KARŞI “ŞEMSİYE” BENZETMESİ
Sadece Kuzey ve Doğu Anadolu fayları değil, Konya ve Ankara gibi iç bölgelerde de ciddi riskler olduğunun altını çizen Bektaş, “Deprem doğal bir olay ve önlenemez. Ancak zararlarını azaltmak mümkün. Nasıl ki yağmurda ıslanmamak için şemsiye kullanıyorsak, deprem için de benzer hazırlıklar yapmalıyız” diyerek, yapı güvenliği ve bireysel farkındalığın önemini vurguladı.
MARMARA DEPREMİ HAKKINDA YENİ TAHMİN
Bektaş, sosyal medya hesabı üzerinden Marmara’da beklenen büyük depreme ilişkin dikkat çeken bir analiz paylaştı. Marmara fayının batıdan doğuya doğru kırıldığını ifade eden Bektaş, “1912 Ganos ve 1999 İzmit depremleri güçlü fay hatlarında M7’den büyük depremler üretti. Ancak bu iki güçlü fay arasında kalan Merkezi Marmara Fayı daha zayıf bir yapıya sahip ve büyük deprem enerjisi biriktiremiyor” dedi.
Zayıf fay hattının daha önce 1963 Adalar (M6,4) ve 2025 Silivri (M6,2) depremleriyle kırıldığını hatırlatan Bektaş, “Gelecekte Marmara’da yaşanacak depremin, tıpkı San Andreas Fayı’nda olduğu gibi, bu sürünen (creep) yapıya sahip zayıf segmentte meydana gelmesi muhtemel” değerlendirmesinde bulundu.