Dijital etkileşimlerin özel hayat ve hukuk üzerindeki etkisi, Yargıtay’ın verdiği son kararla yeni bir boyut kazandı. Kayseri’de görülen bir boşanma davasında, eşlerden birinin sosyal medya platformlarında başka kadınların fotoğraflarını sistemli bir şekilde beğenmesi yargıya taşındı. Yerel mahkemenin bu davranışı "ağır kusur" olarak kabul etmesinin ardından, dosya Yargıtay’a ulaştı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onayarak, dijital dünyadaki beğenilerin evlilik birliğini temelinden sarstığına hükmetti.

SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ DİJİTAL DÜNYAYI DA KAPSIYOR
Yargıtay’ın bu kararı, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan sadakat yükümlülüğünün sınırlarını dijital platformlara kadar genişletti. Mahkeme, sosyal medyadaki beğenilerin masum bir etkileşimden ziyade, eşler arasındaki güven ilişkisini zedeleyen bir eylem olduğuna dikkat çekti. Bu kararla birlikte, fiziksel bir birliktelik olmasa dahi, sanal dünyadaki düzenli etkileşimler hukuk önünde kusur sayılmaya başlandı.

MASUM GÖRÜLEN DAVRANIŞLAR TAZMİNAT DOĞURABİLİR
Kararı teknik açıdan değerlendiren Avukat Burak Evci, sadakat yükümlülüğünün artık yalnızca fiziksel eylemlerle sınırlı kalmadığını vurguladı. Evci, sosyal medyadaki her türlü etkileşimin, paylaşımların ve beğenilerin boşanma davalarında kusur tespitinde belirleyici bir rol oynamaya başladığını belirterek "Yargıtay’ın bu kararı, sadakat yükümlülüğünün yalnızca fiziksel davranışlarla sınırlı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Sosyal medyada yapılan beğeniler, paylaşımlar ve etkileşimler artık evlilik hukukunun doğrudan konusu haline gelmektedir. Dijital ortamda sergilenen bu tür davranışlar, boşanma davalarında kusur tespitinde belirleyici rol oynamaktadır." şeklinde konuştu.
