Gelirimiz 17.748 dolar olmuş

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Meclis’teki bütçe konuşmasında açıkladı. Kişi başı milli gelir rakamımız 2025 sonunda, 17 bin 748 doları bulacakmış.

Teknik olarak doğrudur, aksini iddia edecek değilim zaten.

İktisatçıların önemli vurguladıkları “kaliteli büyüme” açısından irdeleyecek de değilim, bunu iktisatçılar yapsın.

Yalnız, ortada apaçık bir gerçek var; gelir dağılımı daha önceki hiçbir kriz döneminde olmadığı kadar vahim ve sürekli bozuldu. Bunu da iktisatçılar yazsın.

Benim üzerinde duracağım sorun, 17 bin küsur doların övünülecek bir rakam olmadığıdır. Çünkü Başbakan Erdoğan 2011 seçimlerinde, kişi başı gelirimizin 2023 yılında 25.000 dolar olacağını söylemişti. 2023 yılı için 25.000 doları hedef alıp, 2025 yılı sonunda 17 bin küsurda kalmak başarılı sayılabilir mi?

2023 HEDEFLERİ

2011 yılından bakınca, Cumhuriyetin 100. Yıldönümünde, 2023 yılında kişi başı 25.000 dolar gelire ulaşabilirdik. İddialı bir hedefti ama uydurma değildi.

Türkiye, Kemal Derviş reformlarının tesis ettiği sağlam kurumsal zemin üzerinde, Avrupa Birliği politikalarıyla ve Ali Babacan’ın ‘ortodoks’ ekonomi yönetiminde Türkiye 2003-2013 arasında kişi başı gelirini 3.688 dolardan 12.624 dolara çıkarmıştı. Yılda bin dolara yakın artış! Böyle devam etseydi 2023 yılında 25 bin dolara çok yaklaşırdık. Hatta teknolojiye öncelik verilseydi 25 bin dolar da mümkündü.

Üstelik “2023 Hedefleri”, bugünkü “Türkiye Yüzyılı” gibi bir retorik de değildi. Üzerinde teknik olarak ayrıntılı çalışmalarla tespit edilmişti. O çalışmaları yapanlar arasında Cevdet Yılmaz ve Mehmet Şimşek gibi saygın iktisatçılar vardı.

Rakamlarla hedefler ve hedefler arasındaki “linkler” tespit edilmişti.

Ama olmadı, aksine geriye gittik… Çünkü…

LİNKLER KOPUNCA

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gibi kurumsal zeminler tahrip edildi. “Faiz sebeptir” gibi heterodoks politikalarla “rasyonel zemin”den uzaklaşıldı…

Eski Bakan Nurettin Nebati’nin dürüstçe ve açıkça ifade ettiği gibi “paradigma değişikliği” ve “enflasyonla büyüme” politikaları yatırımcının güvenini büsbütün ortadan kaldırdı.

Hele de hukuk!.. Her şey gözler önünde… CB sisteminde kuvvetler ayrlıığı ve yargı bağımsızlığının kağıt üzerinde bile kalmadığını, Venedik Komisyonu’nun raporlarında okuyabilirsiniz.

Bütün bu sebepler yüzünden yatırım gelmiyor…

Bu yanlışların ekonomiyi getirdiği durumu, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Osman Cevret Akçay ortaya koymuştu:

"Bizim şu an içinde çalıştığımız sistemde, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş, politika faizi enflasyon linki kopmuş, faiz kur linki kopmuş durumda" (8 Şubat 2024)

Netice, Cumhuriyet’in 100. Yıldönümünde kişi başı gelirimizin 25.000 dolar olması mümkünken, 13 bin 243 dolarda kaldı!

Bunun anlamı, on yılda yerinde saymaktır.

KURALLAR KURUMLAR

İki yılda nasıl 17.748 dolara çıktı? Merkez Bankası dövizi baskılamasaydı bu rakam bulunabilir miydi?.. Bu konuları da iktisatçılara bırakalım.

Ben başa bir açıdan bakmak gerektiğini düşünüyorum…

2013 yılında 12.624 dolar olan kişi başı gelirimizin 2025 yılında 17.748 dolar olması başarı mıdır?

Aradaki on iki senelik dönemde yılda 424 dolar artış!.. Üstelik gelir dağılımı feci şekilde bozuldu.

Eğer bu başarıysa, çıkıp Türkiye kategorisindeki ülkelerden örnek versinler.

Benim bu yazdıklarımı 65 milyon seçmenden kaç kişi okur ki?.. Okuyanların kaçı etkilenir ki?

Zaten derdim siyasi etki değil. Anlatmak için yıllardan beri gayret ettiğim husus; bu çağda devletlerin sağlam kurallarla, ehliyetli ve güçlü kurumlarla, rasyonel politikalarla başarılı, ama bunların dışına çıkınca başarısız olduğunu anlatmaktır.

Yani hukuk devleti… Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, bağımsız Merkez Bankası ve bağımsız denetle ve düzenleme kurulları gibi hukuki kuralarla ve liyakatli kurumlarla siyasi iktidarın sınırlanması… Hukuk devleti demek, budur zaten.

YORUMLAR (137)
137 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.