Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin il başkanlarıyla 19 Ocak’ta yaptığı istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeleri sebebiyle “cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçlamasıyla yargılanıyor. İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Özdağ, avukatları ve partililer katıldı.
SAVCILIK MÜTALAASINI AÇIKLADI
Duruşmada mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, Özdağ’ın sözlerinin Cumhurbaşkanı’nın şahsiyetine yönelmiş, aşağılama ve küçük düşürme amacı taşıyan ifadeler olduğunu belirtti. Savcılık, sözlerin ölçüsüz ve siyasi eleştiriyi aşan niteliği taşıdığını ifade etti.
Mütalaada, Özdağ’ın konuşmasının topluluk önünde, aleni şekilde yapıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamındaki kişiye yönelik kişisel saldırı içerdiği vurgulandı. Savcı, bu nedenle Özdağ’ın 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Ümit Özdağ’ın yazılı savunmasını sunması için duruşma 24 Aralık tarihine ertelendi.
ÖZDAĞ’IN ADLİYE ÇIKIŞI AÇIKLAMALARI
Duruşma sonrası adliye önünde konuşan Özdağ, yargı sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
"Avukatlarım da ben de son savunma için, yazılı savunma için süre istedik. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın birçok emsal kararı var. Bunların hepsini tek tek ortaya koyacağız. Ama bu bir hukuk süreci değil; bu, 'düşman ceza hukuku' ile siyasetin yeniden yapılandırıldığı ve siyasi partilerin baskı altına alınmaya çalışıldığı bir süreç. Hani bir Millî Eğitim Bakanı zamanında şöyle söylemiş: 'Okullar olmasaydı, Millî Eğitimi ne kadar iyi yönetirdim.' Sayın Erdoğan da anlaşılan konuya şu şekilde yaklaşıyor: 'Siyasi partiler olmasaydı, muhalifler olmasaydı ne kadar iyi bir demokrasi olurdu.' Kendisi her şeyi söylemekte özgür, en ağır ithamlarda bulunmakta serbest; ama muhalefetin kendisini eleştirmesi yasak kabul ediliyor. Bu demokrasi değildir. Bu hukuk devleti de değildir."
Özdağ, açıklamalarında Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını referans göstererek savunmalarını hazırlayacaklarını vurguladı. Ayrıca sürecin, muhalefeti baskı altına almaya yönelik siyasi bir boyut taşıdığı görüşünü dile getirdi.
CHP İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI’NA KAYYUM ATANMASIYLA İLGİLİ DEĞERLENDİRME
Gazetecilerin sorusu üzerine Özdağ, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanmasını yorumladı ve geçtiğimiz haftalarda tutuklanan avukat Rezan Epözdemir’in fotoğrafını hatırlattı:
"Bir avukat, casusluk iddiasıyla tutuklandı. Kanıt olarak da bir masada çekilmiş bir fotoğraf servis edildi. Masanın ucunda oturan avukatı casuslukla suçlayıp, masanın başında oturan ve o avukatı masaya davet eden kişiyi kayyum atarsanız ben size sorarım, ne yapıyorsunuz? Gürsel Tekin'den bahsediyorum. Avukatın casuslukla suçlandığı fotoğrafa avukatın ifadesi Gürsel Tekin'in kendisini davet ettiği yönünde. Buna Gürsel Tekin'in cevap vermesi lazım, Gürsel Tekin'i buraya atayanların da cevap vermesi lazım. Nasıl bir oyun oynanıyor?"
Özdağ, söz konusu atamanın arka planına dair soruların cevaplanması gerektiğini belirterek, sürecin şeffaf olması gerektiğini vurguladı.
