İslami Araştırma ve Eğitim Merkezi (IRTI) Genel Direktörü Profesör Muhammed Azmi Ömer, İslami finansın son 15 yılda çift haneli rakamlarda büyüdüğünü söyledi.
İslami Araştırma ve Eğitim Merkezi (IRTI) Genel Direktörü Profesör Muhammed Azmi Ömer, Anadolu Ajansı'nın (AA) Medya Ortağı olduğu, Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi (GIFDC), Borsa İstanbul, İslam Kalkınma Bankası (IDB), IRTI ve Guidance Financial Group iş birliğiyle düzenlenen "İslami Ekonomi ve Finans 2015 Sempozyumu"nda, İslami finansın zamanlama açısından son derece önemli olduğunu, söz konusu sektörün son 15 yılda çift haneli rakamlarda büyüdüğünü kaydetti.
İslami finansın pek çok ülkede başarılı olduğuna işaret eden Ömer, İslami bankaların mortgage'a ve taşıt finansmanına odaklandıklarını ifade etti.
Bunların çok az bir kısmının kurumsal bankacılığa odaklandığına dikkati çeken Ömer, sukukun her zaman proje finansmanı için kullanıldığını, 2003 yılında ilk sukukun ihraç edildiğini dile getirdi.
“Zekatın tanımı genişletilmeli”
Ömer, zekatın tek başına yoksulluğun ortadan kaldırılmasına veya zayıflatılmasına neden olamayacağını vurgulayarak "Zekatın tanımı genişletilirse katkı sağlayabilir. Zekatın ulaştığı kitlenin tanımına daha geniş perspektiften bakmalıyız" ifadelerini kullandı.
Guidance Finansal Grubu Başkanı Dr. Muhammed Hammour ise "İslami Ekonomi ve Finans 2015 Sempozyumu"nun akademi, endüstri liderleri ve politika uygulayıcılara fikirlerin paylaşımı için uygun bir zemin sağladığını kaydetti.
Yapılan tartışmaların İslami finansın katılımcı prensipleri üzerine yeni bakış açılarının ortaya çıkmasına imkan verdiğini aktaran Hammour, "Ortaklarımız ile bu sempozyumun ilerleyen yıllarda da başarılarının süreklilik kazanarak devam etmesini ve İslami finans ile ekonomi dünyasında önemli bir inovasyon ve fikri liderlik forumu olmasını temenni ediyoruz" dedi.
"Geleceği nasıl tahmin edebilirsiniz?"
Sempozyuma Skype ile bağlanan Fung Global Institute Akademi Üyesi Andrew Sheng de konvansiyonel yöntemlerin çöktüğünü belirterek, bu yöntemlerin tahminlerden çok daha fazla kırılgan olduğunu söyledi.
İslami finansla kazananın karıyla kaybedenin kaybının kapatılması gerektiğine işaret eden Sheng, "Sistemin işlemesinin tek yolu budur. Klasik risk finansmanı kırıldı, çünkü tarihi verilerle hareket ederek geleceği planlıyordu. Eğer belirsizlik söz konusuysa geleceği nasıl tahmin edebilirsiniz?" diye konuştu.
“Risk yönetimi tamamen farklı olarak ele alınmalı”
Sheng, İslami finansmanın risk yönetiminin klasik anlamda düşünülmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "İslami finansı, kırılganlığı gidermenin yolu olarak düşünün. İslami finans bir elmaysa, klasik finansmanın üzerine şeriat yapıştırırsanız bu olmaz. Portakalsa portakal olarak düşüneceksiniz" ifadelerini kullandı.
Risk yönetiminin tamamen farklı olarak ele alınması gerektiğini kaydeden Sheng, İslami finansman iyi gidiyorsa reel ekonominin de iyi gittiğini dile getirdi.
Sheng, şunları kaydetti:
"Gerçekte insanlar başarılıysa kağıt üzerindeki insanlar da başarılı olur. Merkez bankaları daha çok kağıt basıyor ancak iş kaybı ve verimlilik kaybı gibi birçok sorun yaşıyoruz. Teori başarılı olamaz. Teori kanıta ve uygulamaya dayalı olmalıdır. Her zaman onun yerine yeni bir teori geliştirilecektir. Bilmediğimiz için denemeli, deneyler yaparak ilerlemeliyiz."
“Dünya Bankası paylaşılan refaha odaklandı”
Dünya Bankası Global İslami Finans Araştırmaları Merkezi Başkanı Zamir İkbal ise Dünya Bankası'nın paylaşılan refaha odaklandığını söyledi.
Tarihsel olarak araştırmaların bankacılık ve iş konusuna odaklandığına işaret eden İkbal, sadece çok az araştırmanın ekonomik kalkınma ile fakirliğin azaltılması üzerine olduğunu dile getirdi.
"İslami Ekonomi ve Finans 2015 Sempozyumu" ile İslami finansın ne şekilde refahın paylaşılmasına katkıda bulunabileceğinin düşünüleceğini aktaran İkbal, "İslami finansı harekete geçirerek daha fazla refahın paylaşılmasını nasıl sağlayabiliriz, bunu tartışalım istedik" şeklinde konuştu.
İSTANBUL/AA
