Ekonomi Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla takipçilerini hem istatistiksel bir gerçekle yüzleştirdi hem de hayatın anlamı üzerine derin bir sorgulamaya davet etti. "İnsan öleceğini bilen tek canlı. Ama ne zaman, işte o belli değil," diyerek söze başlayan Aktaş, "İşte yaşımız ve işte kalan muhtemel zamanımız!" notuyla, yaşa göre kalan muhtemel ömrü gösteren çarpıcı bir tablo paylaştı.
İŞTE YAŞINIZA GÖRE KALAN MUHTEMEL ZAMANINIZ
Aktaş'ın paylaştığı ve TÜİK verilerine dayanan tablo, farklı yaş gruplarındaki insanların önünde istatistiksel olarak ne kadar zaman kaldığını gözler önüne seriyor. İşte o tablodan bazı çarpıcı veriler:
- 20 Yaşındaki Bir Gencin Kalan Ömrü: 59,5 yıl (Toplam beklenen ömür: 79,5 yıl)
- 40 Yaşındaki Birinin Kalan Ömrü: 40,3 yıl (Toplam beklenen ömür: 80,3 yıl)
- 50 Yaşındaki Birinin Kalan Ömrü: 30,9 yıl (Toplam beklenen ömür: 80,9 yıl)
- 60 Yaşındaki Birinin Kalan Ömrü: 22,1 yıl (Toplam beklenen ömür: 82,1 yıl)
- 70 Yaşındaki Birinin Kalan Ömrü: 14,3 yıl (Toplam beklenen ömür: 84,3 yıl)
Tablodaki en ilginç detaylardan biri ise, yaş ilerledikçe toplam beklenen ömrün de artması. Bu durum, belirli bir yaşa ulaşan bireylerin o yaşa kadarki hayati riskleri atlatmış olmasından kaynaklanıyor.

AKTAŞ'TAN ZENGİLERE VE POLİTİKACILARA ZOR SORULAR
Alaattin Aktaş, bu istatistiksel gerçeği paylaştıktan sonra, insanları hayatlarındaki öncelikleri sorgulamaya iten şu felsefi soruları sordu:
"Acaba insanlar kaç yıl ömürleri kaldığını bilse hayata biraz farklı mı bakardı? Örneğin dünyalar kadar serveti olan bazı iş insanları yeni servetler uğruna doğayı, ormanı katletmekten kaçınır mıydı? Örneğin bazı politikacılar koltuk hırsını ikinci plana atabilir miydi?"
Bu sorularla Aktaş, kalan zamanın bilinmesinin, hırsları ve öncelikleri nasıl değiştirebileceğine dikkat çekti. Paylaşım, sosyal medyada kısa sürede yayılarak birçok kullanıcının kendi hayatını ve kalan zamanını sorguladığı bir tartışma başlattı.
