Kelimelerle teke tek mindere çıkıyorum

Kelimelerle teke tek mindere çıkıyorum

Arjantinli yazar Alberto Manguel’in ‘Dönüş’ isimli novellasına yaptığı Türkçe çeviriyle Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazanan Ülker İnce, satırların arasındaki az bilinen dünyayı anlattı: Kolay çeviri diye bir şey yok. Metnin başına oturduğumda kendimi hayatında hiç çeviri yapmamış biri kadar acemi hissederim. Derin bir soluk alıp güreş minderine çıkacakmışım gibi düşünürüm.

İNCİ DÖNDAŞ / İSTANBUL

Arjantinli yazar Alberto Manguel’in ‘Dönüş’ isimli novellasını Türkçeye çevirerek Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazanan Ülker İnce, her türlü çevirinin zor olduğunu söylüyor. İnce “Metnin başına oturduğumda kendimi hayatında hiç bu işi yapmamış biri kadar acemi hissederim. Derin bir soluk alıp mindere çıkıncaya kadar” diyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) , nitelikli edebiyat çevirilerini desteklemek amacıyla verdiği Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nün dördüncü sahibi Arjantinli yazar Alberto Manguel’in ‘Dönüş’ adlı novellasını İngilizce aslından Türkçeye çeviren Ülker İnce’nin oldu. Şimdiye kadar çevirdiği kitap sayısını hatırlamadığını belirten İnce “Çevirdiğim her şeyi heyecan duyarak, çevrilmesinde yarar gördüğüm için çevirdim. Dil ve kültür sistemimizde yerinin boş durduğuna inandığım, o yeri dolduracağına inandığım şeylerdi çevirdiklerim. Onlara emek verirken hiçbirinden emeğimi kıskanmadım” diyor. İnce ile konuştuk...  

Öncelikle daha önce İspanyolca, İtalyanca, Fransızca, Almanca, Portekizce ve Arapça gibi dillere çevrilen ‘Dönüş’ü Türkçeye ilk siz çevirdiniz. Bir eseri Türkçeleştiren ilk çevirmen olmanın size hissettirdiği nedir?   

Bir metni ilk kez çevirmek  özel bir duygu vermez insana çünkü bir metin daha önce ister pek çok dile çevrilmiş olsun ister Türkçeye ve pek çok kez çevrilmiş olsun, siz çevirirken onu ilk kez çevriliyormuş gibisinizdir. Daha önceki çeviriler sizi ilgilendirmez. Metinle teke tek mindere çıkmaktır bu.  

Bu çevirinizle Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nü kazandınız.  

Bu ödülün siçin için anlam ve önemini anlatır mısınız? 

Talat Sait Halman’ın adını taşıması benim için ödülü iki kat daha önemli ve değerli kılıyor. Nedini şu: Talat Halman bütün hayatını kültür ve sanata samimi şekilde adamış bir insandı ve bana göre Cumhuriyet ülküsünün bir simgesiydi. Cumhuriyeti kuranların biricik ülküsü de dünyaya eklemlenmek, dünyanın dışında ve çağın gerisinde kalmamaktı. 40’lı yıllarda bir çeviri hareketi başlatmalarının, dünya (Batı değil dünya) klasiklerini çevirtmelerinin anlamı başka ne olabilirdi? 

Manguel’in novellasını çevirmenin iyi tarafları neydi? 

İyi yazılmış iyi edebiyat metinlerini çevirmeyi çok severim. Manguel’inki çok incelikli, iyi bir metindi, satır araları doluydu, o bakımdan çevirmek kolay değildi çünkü farklı aktarımlar arasında çok duyarlı bir seçim yapmak, söylenenlerden çıkarılacak anlamları hassas terazide tartmak zorundaydınız. Çevirinin heyecanı da buradadır, oyunlu, bilmeceli olmasıdır. Bunlar yoksa çeviri çok sıkıcı olur. Ben sıkılmamak için çeviri yapıyorum. 

Peki zor yanlarını sorsak neler söylersiniz? 

Bir cümlenin çevirisi için yarım gün düşünüyorsam bu benim için zorluk değil eğlencedir. Metin bana direnmelidir ki onu alt ettiğim zaman bir zafer duygusu yaşayabileyim. 

Çok iyi dil bilen herkes çeviri yapabilir mi? İyi bir çevirmende bulunması gereken özellikler hangisidir? 

Galiba yine yukardaki yanıtta tutkularımdan söz ederken bilmeden bu soruya da yanıt vermişim. Dil bilmek nedir ki? İyi kötü dil bilinir.  Önemli olan dil bilinci ve tutkusudur, dili iyi kullanma, dilin gizilgüçlerini hareket geçirme, herkesten iyi kullanma, kendi dilini özelleştirme tutkusu. Tabii bu kadarla da bitmez iş. Metin okuma, çözümleme ve oluşturma becerisi ister çeviri. Bu beceriler de gökten zembille inmez. Hemen öyle dil bilince, liseyi, üniversiteyi bitirince kazanılmaz. Bir ton kitap okumak gerekir, iyi bir edebiyat okuru olmaktan başlayalım, metin bilgisine, metin çözümleme bilgilerine, çeşitli türde metin oluşturabilme pratiğine sahip olmak gerekir.  

Size göre roman, hikaye, şiir, deneme gibi hangi türün çevirisini yapmak daha zorlayıcı? 

Size şaşıracağınız bir şey söyleyeyim; çevirinin kolayı yoktur, her türlüsü zordur. Ben hiç kolay çeviri görmedim. Bana şiir çevirisi de, roman, öykü çevrisi de, mektup çevirisi de zor gelir. Şiir çevirmek zordur, roman daha kolaydır diye bir şey yok. Hava durumu metni çevirmek bile zordur. Her türlü metnin başına oturduğumda kendimi hayatında hiç çeviri yapmamış biri kadar acemi hissederim. Derin bir soluk alıp mindere çıkıncaya kadar. 

Çevirmenliğin size kattıkları nedir? 

Çevirmenlik  sevdiğim bir iş. Hele çevireceğiniz metinleri kendiniz seçebiliyorsanız daha da güzel.  Örneğin Dostoyevski’nin bin sayfalık biyografisini çevirmek iki yılımı aldı, iki yıl Dostoyevski’yle yaşadım, onun zamanını, hayatını, yazdıklarını yaşadım. Onunla ilgili kiitaplar okudum. Onun kitaplarını okudum. Çok ilham verici bir deneyimdi. Zaten bir metni anlama çabası başlı başına zihin geliştirici bir etkinliktir. Sonuçta çeviri insanın hem zihinsel yeteneklerinin gelişimine hem de bilgi birikimine katkılar sağlar elbette. 

Çok önemli yazarların eserlerini Türkçeye çevirdiniz. Peki eserleri üzerinde çalışmayı en sevdiğiniz yazar kim? 

Beğenmediğim bir yazarı, metni çevirmem. Hepsini beğendğim için çevirdim.  Her birine muhabbetim farklı. İyi metinler ödüllendiricidir.  

19-01/13/uuye.jpg

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN