Başarılı oyuncu Merve Dizdar, 'Brand Week İstanbul' organizasyonunun 3'üncü gününe konuşmacı olarak katıldı. Cannes Film Festivali'nde yaşananları, oyunculuğa başlama hikayesini ve Nuri Bilge Ceylan’la çalışırken öğrendiklerini anlatan Dizdar, izleyiciye hizmet etmekten keyif aldığını belirtti.
Oyuncu Merve Dizdar, Brand Week İstanbul'un son gününde Yekta Kopan moderatörlüğünde dinleyicilerle buluştu. Dizdar, konuşmacı olarak katıldığı organizasyonda mesleğe dair samimi açıklamalarda bulundu.
'İZLEYİCİYE HİZMET ETMEKTEN KEYİF ALIYORUM'
"Empati: En Güçlü Yeti" isimli oturumda Dizdar, Yekta Kopan’ın oyunculuğun zor olup olmadığıyla ilgili sorusuna, “İzleyicinin keyif alması ve izleyicilere hizmet etmek aslında çok keyif aldığım şeyler. Zor konusu biraz göreceli. Bir araba tamircisi veya sporcu olsaydım kuralları olan bir meslek olurdu ama oyunculuk için seyirci bir anda ‘Beğenmedim, bana geçmedi’ diyebiliyor. Göreceli olması konusu zor. Ama enerjilerin geçmesine inanıyorum ve bir enerji veriyorsanız seyirci bunu alıyor. Sanırım bu mesleğin büyülü tarafı dedikleri de bu” yanıtını verdi.
'ÖDÜL HEYECANI BANA MÜTHİŞ GELİYOR'
Cannes’ın bambaşka olduğunu belirten Dizdar, “Ödül bir kıstas olmadı benim için hiçbir zaman ancak şevklendirici olduğunu düşünüyorum” dedi. Dizdar, törene giderken Deniz Celiloğlu'nun ödül alacağını düşündüğünü paylaşmasının ardından sözlerine “Sandra Hüller, Juliette Binoche, Natalie Portman gibi starlar vardı. Haklı olarak ihtimal vermiyorsunuz ama sanırım benim için en keyifli kısmı o bir aradalıktı. Film festivallerini seviyorum; o geçit töreni, insanların şıklığı, ödül heyecanı bana müthiş geliyor” diye devam etti.
'İLKOKULDA SAHNEYE ÇIKTIĞIMDA BU TUTKU İÇİME DÜŞTÜ'
Oyunculuk tutkusunun ilk kez ilkokulda sahneye çıktığında içine düştüğünü söyleyen Dizdar, çocukken başından geçen bir hikayeyi anlattı: "Annem beni oyunlara götürmeye başlamıştı. Hâlâ unutmuyorum, kuliste genç bir oyuncu gördüm ve ona ilerde benim de sanatçı olmak istediğimi söyledim. O da bana dönüp 'Ben daha kendime sanatçı diyemiyorum' dedi ve bu laf benim buramda kaldı. Düşününce ne zaman sanatçı deriz ki kendimize?”
'BU BİR VAROLMA MESELESİ'
Yıldız Kenter’i bir gün Çanakkale'de izleyip çok etkilendiğini, Haldun Dormen’i hep şahane bulduğunu anlatan Dizdar, "Genco Erkal hâlâ üretiyor. Bu alanda hâlâ üretim yapan insanlara hayranım ve bunları görmek bu mesleğin içinde olmak konusunda beni oldukça etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Normal hayatta kendini çok iyi ifade edebilen biri olmadığını belirten oyuncu, "Belki de herkesle yüksek bir empati kurabildiğim için herkesin mesleğini yapma fikri çok iyi geldi. Ben sanırım herkesin kıyafetini giymek istedim. Bence bu bir var olma meselesi" dedi.
'HAYATIMI ADADIĞIM MESELEĞE SAYGI BEKLERİM'
Yekta Kopan’ın “Karşındaki oyuncu akşamdan kalma geldi ve ezberi yok, böyle bir durumda ne yaparsın?” diye sorması üzerine Dizdar, "Bu durum benim için çok üzücü ve buna sinirlenirim. Bunu yapan çok oyuncu var ve bu mesleğe ihanet gibi geliyor” dedi.
Dizdar söylerini şöyle sürdürdü: "Ezberin çok iyi olması gerekliliğini ben Nuri Bilge Ceylan setinde öğrendim. Nuri Bilge hocamın çalışma biçimi, önce onun istediğini vermen sonra kendi istediğin, aklına gelen şeyleri göstermen şeklinde. Sanırım beni üzen şey bu mesleğin çok kolay olduğunun düşünülmesi. O yüzden hayatımı adadığım bu mesleğe en azından karşı tarafın da biraz özen ve saygı göstermesini beklerim.”
