Mutlu evliliğin sırrı nedir? Herkes ”sevgi” diyor ama değilmiş: Uzman Psikiyatrist tüm gerçekleri tek tek anlattı

Mutlu evliliğin sırrı nedir? Herkes ”sevgi” diyor ama değilmiş: Uzman Psikiyatrist tüm gerçekleri tek tek anlattı

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Uzman Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evlilikte mutluluğun anahtarı olarak sevgiden önce güveni işaret etti. “Güven olmayan yerde sevgi kalmaz” diyen Tarhan, evliliğin düşmanlarını, aşamaları ve iletişim stratejilerini detaylarıyla anlattı.

Evlilikte mutluluğun temel anahtarı yıllardır "sevgi" olarak görülse de, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu algıyı kökten değiştiriyor. Tarhan’a göre mutlu ve uzun ömürlü bir evlilik için en önemli unsur, sevgiden önce "güven" duygusu. Güvenin olmadığı ilişkilerde sevginin zamanla buharlaştığını söyleyen Tarhan, evlilik kurumuna dair çarpıcı analizler ve altın değerinde tavsiyeler paylaştı.

yeni-proje-49-001.jpg

EVLİLİK BİR AŞK DEĞİL, GÜVEN YUVASI OLMALI

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre evlilik, sanıldığı gibi bir aşk yuvası değil; güvenin inşa edildiği bir yaşam ortaklığıdır. “Sevgi buharlaşır, ama güven varsa ilişki ayakta kalır” diyen Tarhan, evliliğin temel direğinin güven olduğunu vurguladı. Tarhan’a göre ilişkide güven ortamı sağlanamazsa, sevgi zamanla anlamını yitirir.

EVLİLİĞİN EN BÜYÜK DÜŞMANI: BEN MERKEZCİLİK

Evliliğin sürdürülebilirliği için sadece sevgi yeterli değil. Tarhan, “Birbirinin aynısı olmak değil, denk olmak önemlidir” diyerek, evlilikte sosyal, kültürel ve ekonomik denklik arandığını ifade etti. Empati kuramayan, yalnızca kendi çıkarlarını düşünen bireyler evlilikte sorun yaşar. Evliliğin en büyük düşmanı ise ben merkezciliktir. Empatik ilişki kurabilen bireyler, evlilikte daha sağlıklı ve uzun ömürlü bir iletişim geliştirir.

KUSUR ARAYAN DEĞİL, HEDEF ODAKLI OLAN KAZANIR

Tarhan, genç çiftlere evlilik öncesi gözlerini dört açmalarını, evlilikten sonra ise yarı kapalı tutmalarını öneriyor. “Artık birbirinizin gözlerine değil, birlikte aynı yöne bakmalısınız” diyen Tarhan, evliliği bir gemiye benzeterek, “Gemi kaptanı hata yaptı diye gemi batırılmaz” ifadesiyle sabrın ve anlayışın önemine dikkat çekti. Sürekli eleştirmek yerine, çözüm odaklı yaklaşmak evliliği kurtarabilir.

yeni-proje-50-001.jpg

EVLİLİĞİN DOĞAL AŞAMALARI: ROMANTİZM, ÇATIŞMA VE BAĞLILIK

Evlilikte romantizm döneminin 6 haftadan 2 yıla kadar sürebildiğini aktaran Prof. Dr. Tarhan, bu süreci güç ve kişilik çatışmalarının izlediğini belirtti. Bu dönemde çiftlerin bağ kurabilmesi için akıllı ve yapıcı çözüm yolları bulması gerektiğini ifade etti. Romantizmin sonlanması genellikle çocuk sahibi olduktan sonra gerçekleşiyor. Bu noktada çiftler, bireysel alanlara yöneliyor ve duygusal mesafe artabiliyor.

KADIN VE ERKEK BEYİNLERİ FARKLI İŞLİYOR

Tarhan, kadın ve erkek beyinlerinin stresle başa çıkma şekillerinin farklı olduğunu anlattı. Erkek stres anında içine kapanırken, kadın konuşarak rahatlamayı tercih eder. Bu biyolojik farklılıklar, evliliklerde iletişim kazalarına neden olabilir. Ancak bu farklılıklar doğru yönetilirse evlilikte denge sağlanabilir.

GÜÇ SAVAŞINA DEĞİL, İŞ BİRLİĞİNE DAYALI İLİŞKİ

1960’lı yıllarda başlayan feminizm hareketinin olumlu bir adım olduğunu belirten Tarhan, bu hareketin zamanla kadın-erkek ilişkilerini rekabetçi hale getirdiğini söyledi. Oysa ideal olan, tamamlayıcı ve iş birliğine dayalı bir ilişkidir. Tarhan, “Kadın ve erkek rakip değil, takım arkadaşı olmalı” diyor.

EVLİLİKTE EN BÜYÜK SAVAŞ STRATEJİLERİ: ÖFKE VE DUYGUSAL PATLAMALAR

Tarhan, evlilikte çatışmaların genellikle tarafların savaş stratejilerinden kaynaklandığını belirtti. Erkekler genellikle öfke ile karşılık verirken, kadınlar duygusal tepkiler verebiliyor. Bu döngü, aile içinde iletişimi zedeliyor. “Orman kanunu değil, akıl ve anlayışla yaklaşmak gerekiyor” diyen Tarhan, her iki tarafın da eşinin karşılanmamış ihtiyaçlarını anlamaya çalışması gerektiğini vurguladı.

yeni-proje-51-001.jpg

AİLE, ORTAK BİR AMAÇ ETRAFINDA BİRLEŞMELİ

Evlilik bir anlam birliğidir ve aile, bir sosyal sistemdir. Ego savaşları yerine ortak hedefler belirlemek gerekiyor. Aile içinde haftalık toplantılar yaparak sorunları konuşmanın faydalı olacağını söyleyen Tarhan, iletişimin dikey değil, yatay olması gerektiğini ifade etti. Anne ve babanın koalisyon kurması, çocukların sağlıklı gelişimi için önemlidir.

ÇOCUK MUTLULUK GETİRİR AMA EVLİLİĞİN TEK AMACI OLMAMALI

“Mutlaka çocuk sahibi olmalıyım” düşüncesinin gerçekçi olmadığını belirten Tarhan, evliliğin yalnızca çocukla anlam kazanmadığını söyledi. Önemli olan psikolojik ve duygusal kaynakların doğru yönetilmesidir. Çocuk, evlilikte mutluluğu artırabilir ama evliliğin temeli yalnızca bu olmamalı.

BOŞANMA BİR SEÇENEK DEĞİL, BİR SONUÇTUR

Prof. Dr. Tarhan, boşanmanın bir seçenek değil, son çare olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Sevgi ve iyi niyetin hâlâ var olduğu ilişkilerde iletişim problemleri terapilerle çözülebilir. Ancak ilişki her iki taraf için de zarar verici bir hal almışsa, boşanma kaçınılmaz olabilir. Boşanmak ebeveynliği bitirmez; önemli olan medeni bir şekilde yolları ayırmaktır.

EVLİLİK ARABULUCULUĞU ŞART

Boşanma sonrası tekrar birleşen çiftlerin sayısının azımsanmayacak düzeyde olduğunu vurgulayan Tarhan, Türkiye’de evlilikte arabuluculuk sistemine ihtiyaç olduğunu söyledi. Evlilik içinde iletişim kazaları doğal ancak çözüm yolları da mevcut. Arabuluculuk sistemleri, evlilikleri kurtarabilir.

AŞIRI KONTROL TRAVMAYA NEDEN OLUYOR

Aşırı kontrolcü ebeveynlik tarzının, çocuklarda benlik saygısını zedelediğini belirten Tarhan, helikopter ebeveynliğin yerini “dron ebeveynliğe” bıraktığını söyledi. Çocuğun hayatına tanıklık etmek, onun yerine karar vermek değil, ihtiyaç duyduğunda yanında olmak esas olandır.

EVLİLİK, YALNIZLIĞA KARŞI EN GÜÇLÜ DAYANAKTIR

Evliliğin sunduğu en büyük psikolojik destek, yalnızlığa karşı oluşturduğu koruyucu kalkan. Tarhan, eşler arasındaki bağın bazen anne-baba ilişkilerinden bile daha derin olabileceğini söylüyor. Doğru kurulan bir evlilik, yaşam yolculuğunda güçlü bir yoldaşlık sunar.

SON SÖZ: YANLIŞ EVLİLİKTENSE EVLENMEMEK DAHA DOĞRU

Tarhan, evliliğin bir zorunluluk değil, bilinçli bir tercih olması gerektiğini ifade ediyor. Yanlış bir evlilik, bireyin hayatını daha da zorlaştırabilir. “Evlenmek bir hedef değil, bir araçtır. Doğru kişiyle yapılmayan evlilik, kişisel gelişimi engelleyebilir” diyen Tarhan, hayat yolculuğunun anlamla inşa edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN