Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün yaşamını anlatan ‘Kapıyı Açık Bırak’ belgeselinin dünya prömiyeri Washington’da yapıldı. Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan “Irkçılığın zirve yaptığı dönemde Ertegün kardeşler siyahi caz müzisyenlerine kapılarını açtı” dedi.
Caz müziğin efsanesi Ray Charles gibi siyahi sanatçıları müzik dünyasına kazandıran Ertegün kardeşlerin Amerika’da ırkçılığa karşı verdikleri mücadele belgesel oldu.
Dünya prömiyerini Washington’da yapan belgeselin yönetmeni Ümran Safter “İki Türk gencinin müzik vasıtasıyla ırk ayrımcılığının keskin duvarlarını yıkmayı nasıl başardıklarını göstermek istiyorum. Toplumlar çok kutuplaştı. Bu tür hikayelere ihtiyacımız var” dedi.
Dünya caz ve pop müziğine damgasını vuran Atlantic Records’un kurucularından Ahmet ve Nasuhi Ertegün kardeşlerin Amerika’daki ırkçılık mücadelelerini anlatan ‘Leave the Door Open’ (Kapıyı Açık Bırak) belgeseli DC Bağımsız Film Festivali kapsamında dünya prömiyerini yaptı.
1930’lu ve 1940’lı yıllarda caz müziğine önemli katkılar sağlayan Ertegün kardeşlerin hikayesini anlatan belgeselin gösterimi Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde gerçekleşti. Prömiyerin ardından konuşan yönetmen Ümran Safter, belgeseli hazırlama kararını 2017’de Amerikan medyasında okuduğu, Ertegün kardeşlerin ırk ayrımcılığına karşı neleri başardıklarını anlatan bir haberin ardından verdiğini aktardı.
Safter, salgın sürecine rağmen belgeseli tamamlamaktan mutluluk duyduğunu kaydederek, şöyle konuştu: “Ben bu belgeseli aslında tüm dünyanın görmesini isterim. İki Türk gencinin müzik vasıtasıyla neleri başardıklarını, ırk ayrımcılığının keskin duvarlarını yıkmayı nasıl başardıklarını göstermek istiyorum.
Irkçılık sadece Amerika’da değil, dünyanın geri kalanında da büyük bir sorun. Toplumlar çok kutuplaştı. Ama müziğin gücüyle tüm bunları aşabileceğimizi bu film bize çok iyi gösteriyor diye düşünüyorum. Ahmet ve Nesuhi Ertegün kardeşlerin başardığı şeyi dünyaya anlatmak istiyorum. Bu tür hikayelere ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum.”
Safter, belgeselin hem ABD’de hem de bazı uluslararası film festivallerinde gösterileceğini sözlerine ekledi. Prömiyere ev sahipliği yapan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan da, o dönem Türkiye’nin Washington Büyükelçisi olan Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi’nin 1930’lu ve 40’lı yıllarda yaptıklarının hala takdirle hatırlandığını dile getirdi.
Mercan, siyahilerin ötekileştirildiği bir dönemde bu insanların kendilerini ifade ettikleri müzik olarak gördükleri caza büyükelçiliğin kapılarını açan Ertegün ailesinin sadece müzisyenleri ağırlamakla kalmayıp, aynı zamanda bir hak mücadelesine de destek verdiklerini kaydetti.
Ertegün kardeşlerin caz müziğine olan yakın ilgileri ve kısa sürede bu çevre ile kurdukları samimi ilişkilerin hafızalarda yer ettiğini vurgulayan Mercan, ırkçılığın yoğun olduğu bir dönemde Ertegün kardeşlerin siyahi caz müzisyenlerine kapılarını açmalarının çok önemli ve değerli olduğunu ifade etti.
GRAMMY’NİN İLK ONUR ÖDÜLÜ
Atlantic Records’un kurucuları arasında yer alan Ertegün kardeşler, ABD müzik hayatına damga vuran siyahi şarkıcılar Ruth Brown, Big Joe Turner ve Ray Charles gibi müzisyenlerin plaklarını yayınladı. Ertegün kardeşler, 1987 ve 1991 yıllarında Rock & Roll Hall of Fame ödülünü; 1993 ve 1995’de Grammy Yaşamboyu Başarı Ödülü’nü almışlardı.
Ahmet Ertegün 2005’de ilk kez verilen Grammy Onur Ödülü’nü de almıştı. Nesuhi Ertegün 1998’de 71 yaşındayken kanser operasyonu sırasında hayatını kaybetti. Ahmet Ertegün ise 2006’da Rolling Stones tarafından verilen konserde ayağı kayarak düşmesinin ardından kaldırıldığı hastanede yaşama veda etti.
Nesuhi ve Ahmet Ertegün’ün mezarları anne ve babaları ile birlikte İstanbul Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi mezarlığında bulunuyor.
