İşsizlik vurdu doğum azaldı

İşsizlik vurdu doğum azaldı

Son iki yılda etkisini iyice artıran ekonomik krizde en çok ilkokul mezunu kadınlar işini kaybetti. Düzenli gelirden mahrum kalınca önce evde ‘tasarrufa’ yönelen mavi yakalı çalışanların sahip olduğu çocuk sayısı önceki yılların gerisine düştü.

Türkiye’de nüfus sorununun ekonomik gelişmelerden ne kadar etkilendiği verilere de yansıdı. Doğum sayılarının en yüksek görüldüğü kesim olan lise altı eğitimli kadınlarda iş kaybı, geçen yıl ve önceki yıldaki artışla birlikte yüzde 22.4’e ulaştı.

Mavi yakalıların gelir kaybına uğraması, toplam doğum sayılarında da sert düşüşe yol açtı. Mevcut işini kaybeden kadınların çocuk yapmaktan da vazgeçtiği ortaya çıktı.

NÜFUS GÖÇMENLER SAYESİNDE ARTTI

İşsizliğin tetiklediği çocuk sahibi olma sayılarındaki gerileme, zincirleme etkiyle Türkiye’nin toplam nüfus artış hızını da frenledi. Doğum sayısı geçen yıl ilk kez bir milyon 200 bin sınırını aşamadı.

Bu noktada Türkiye, bir ülke nüfusunun yenilenmesinde eşik olarak tanımlanan değerin altına düşmüş oldu. Genç nüfus yükünü ise göçmenler üstlendi. Söz konusu dönemde doğumdaki artış göçmenler sayesinde sağlandı.

karar-manset-30-kasim.jpg

Türkiye’de nüfus sorunu ekonomik gelişmelerden beklentilerin üzerinde etkileniyor. Özellikle son ekonomik krizde işini kaybeden lise altı eğitimli kesimde doğum sayısı çok hızlı düştü. Toplamda ise nüfusun yenilenme sınırı olarak görülen doğurganlık hızındaki 2,1 yerine 1,88’e düşüldü. Ama nüfus artışı özellikle göçmenler sayesinde devam ediyor. 

Ekonomik canlılığın yüksek olduğu 2000 yılı ertesinde ülkemizde doğum sayısı 1 milyon 323 bine ulaşmış ve toplam doğurganlık hızı da 2,38 olarak gerçekleşmişti. 2001 krizinin özellikle işsizlik üzerindeki etkileri ile doğum sayısı 2003 yılında 1 milyon 199 bine düşmüş ve doğurganlık hızı da 2,09 olarak gerçekleşmişti. 2007-2008 yıllarında artan doğum sayısı ile doğurganlık hızı yeniden yükselmiş ve 2,16-2,15 seviyeleri görülmüştü.

Küresel krizle yine gerilene doğum sayısı 1.2 milyon sayısının altına düşmemiş ve 2014 yılında yeniden 1 milyon 351 bin seviyesi görülmüştü. Aynı yıl doğurganlık hızı da 2,19 oranı ile 2001 sonrası en yükseğe çıkmıştı. Ama 2015 yılında başlayan işsizlik artışı özellikle 2018 ve 2019 yıllarında doğum sayılarında ve doğum oranlarında sert düşüşler oluşturdu.

tablo-issizlik.jpg

2018 yılında 1 milyon 253 bin olan doğum sayısı ertesi yıl 1 milyon 184 bine gerileyerek 2003 sonrası ilk kez 1,2 milyon sayısının altına indi. 2014 yılına göre doğum sayısında 2019 yılında 167 bin 436 bebek daha az doğmuş oldu.

Doğurganlık hızında da nüfusun yenileme oranı kabul edilen 2,1 yerine 2019 yılında 1,88 sayısına düşüldü. Bu durum artık ülke nüfusunun artmadığını, hatta gerileme yaşandığını gösteriyordu. Doğum sayısında annenin eğitim durumuna göre tabloya baktığımızda ise en fazla düşüşün lise altı eğitimlilerde gerçekleştiği görülüyor.

2015 yılında lise altı eğitimlilerin doğum sayısı 794 bin 147 iken bu sayı 2019 yılında 611 bin 422’ye geriledi (-%23,0). Lise altı eğitimlilerde bebek sayısında sert düşüş yaşanırken lise eğitimlilerde bu düşüş yüzde 4,5 oranı ile daha sınırlı kaldı. Oysa bilinenin tersine üniversite mezunlarında bebek sayısı 254 bin seviyesinden 298 bin seviyesine yükselerek yüzde 17,3 artış görüldü. 

DÖRT YILLIK RESMİ GÖÇ 1 MİLYONU AŞTI

TÜİK verilene göre Türkiye’ye 2016-2019 arasında 2,1 milyon yurtdışından göç gelmiş durumda. Aynı 4 yıllık süre zarfında ise Türkiye’den 1 milyon 086 bin kişi yurtdışına göç etmiş görülmektedir.

Böylece ülkemizde remi göç sayısı sadece 4 yılda 1 milyon 015 bin kişi artış göstermiş oldu. Ama göç etmek ve göç vermekle ülke nüfusu ayrı kavramlar olmaktadır. Özellikle Ülke nüfusunda ülke vatandaşlığı dikkate alındığından göç verileri sadece bir ön izleme  olarak takip edilmektedir. 

KRİZ MAVİ YAKAYI VURDU

Yüksek işsizlik 2015 yılında başlamış olmasına rağmen asıl kriz iş kaybı olarak 2018-2019 yıllarında yaşandı. Ama en sert etkilenen kesim ise lise altı eğitimli olarak görülen mavi yakalı kesim oldu. Lise altı eğitimlilerde 2018 Ocak-ağustos dönemine göre 2020 yılı aynı dönemde 2 milyon 221 bin kişi mevcut işini dahi kaybetmiş oldu.

Bu oran lise altı çalışan kesimin yüzde 18,8’ine karşılık gelmektedir. Lise mezunlarında ise iş kaybı sayısı 336 bin kişide kalırken, iş kaybetme oranı da yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşmiş oldu. İşin ilginç tarafı aynı dönemde 681 bin üniversite mezununun iş bulmasıdır. Her 10 üniversiteli çalışan sayısına 1 kişi daha eklenmiş oldu.

Böylece eğitim durumuna göre iş kaybı ve doğum sayısı arasında yaşanan yakın ilişki de ortaya çıkmış oldu. İş kaybı yaşayan lise altı kesimin yeni çocuk sayısı hızla gerilerken, üniversite mezunlarında durum tam tersi olarak yaşandı.

İş kaybı oranı kadınlarda erkeklerin de üzerinde gerçekleşti. Lise altı kadınlarda iş kaybı oranı yüzde 22,4 olurken, lise mezunlarında iş kaybı oranı yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleşti. Erkeklerde iş kaybı lise altında yüzde 17,4 ve lise mezunlarında da yüzde 5,4 olmuştu. 

YURTDIŞINDA NÜFUS TRANSFERİ 

Türkiye’de nüfus (Yılsonuna göre) son on yılda 10 milyon 325 bin artışla 82 milyon 886 bin kişiye yükseldi. Aynı dönemde ülkede yaşanan doğum sayısı ise 12 milyon 995 bin çocuk olarak gerçekleşti.

Yine aynı dönemde ülkemizde resmi ölüm sayısı ise 3 milyon 970 bin kişi olarak gerçekleşti. Doğum sayısından ölüm sayısını çıkarttığımızda ülkemizde fazladan 1,3 milyon kişilik bir nüfus artışı yaşandığı görülmektedir.

Yaklaşık son 10 yılda en az 1,3 milyon nüfusun doğum-ölüm sayısı dışında arttığı görülürken, bir de doğum sayısındaki yabancı uyruklu anne sayısına bakılması gerekiyor. Çünkü sadece 2019 yılında 1 milyon 183 bin 652 olan doğumun 1 milyon 138 bin 656’sı Türkiye’de doğmuş annelerden gerçekleşmiştir. 2015-2019 arasında ülkemizde doğan her 100 bebeğin 3,4’ünün annesi Türkiye’de doğmamış olanlardan gerçekleşmiştir.

Bu doğum sayıları zaten genel olarak ülke nüfus artışı içinde zaten yer almakta ve doğurganlık sayılarına girmektedir. 1,3 milyon ekstra nüfus artışı annenin yabancı olmasının dışında gerçekleşmiştir. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN