Türkan Hanım, 34 yıl sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturmak ve kızınızın ilk kez yapımcı ve oyuncu olarak sınav verdiği bir filmi yönetmek nasıl bir duygu?
O kadar karışık duygular ki hissettiğim. Mesleğine aşık bir insanım. Yönetmen veya oyuncu olarak bir filmi üretme aşamasında olmak beni hem heyecanlandırır, hem mutlu eder. Bu filmde artı bir heyecanım da var. Çünkü kızımın yapım şirketi ve yönetmen olarak bana güvendi. Bu bana büyük bir mutluluk verdi ve sorumluluk yükledi.
Kızıma ayrıca teşekkür etmek istiyorum; beni motive ettiği ve heyecanlandırdığı için. Bütün bu karışık ve güzel duygularla setteyim.
Bir de bana şahane bir ekip kurdu. Sinema sektöründe kendini ispat etmiş, profesyonel bir ekiple çalışıyorum ve sette müthiş bir uyum var. Enerjimiz çok yüksek. Herkes severek, canla başla çalışıyor ve bana inanılmaz destek veriyor. El birliğiyle güzel bir film yapacağımıza inanıyorum. Ayrıca filmi çektiğimiz Yeşilyurtlular bizi bağırlarına bastı. Kendi platomuz gibi çalışıyoruz. Allah’ın izniyle güzel bir film olacağına inanıyorum.
Yeşilçam geleneğinden gelmiş bir sinemacıyım. Ve bu filmde Yeşilçam sinemasının izleri olacak. Filmdeki bütün oyuncularımız olağanüstü performans sergiliyor. Tek sıkıntımız aşırı sıcaklar ama bizi hiçbir şey yıldırmıyor.
Neden böyle bir film?
Yıllardır yapmak istediğim, ama çeşitli nedenlerle hayata geçiremediğim onlarca hikayem var. Bu da onlardan biri. Yağmur hikayeleri bildiği için yapımcı olarak bunu seçti. Bu hikayeyi yıllar önce Atıf Yılmaz’la çekmeye karar vermiştik. 3 - 4 kez buluşup bu film üzerine konuşmuştuk. Şimdi biraz da Atıf Yılmaz’ın anısına bir film olacak bu.
Sete geldiğimde üzerindeki desenli dekolte kıyafet, başındaki şapka ve büyük güneş gözlükleriyle yeni bir ‘Sultan’ görür gibi oldum. Siz vizörden bakınca ne gördünüz?
Monitörden ve vizörden bakınca Yağmur’un başka yönlerini keşfetmeye
başladım. Yönetmen olarak, anne olarak değil. Yağmur’un oyunculuğunu, yeteneğini, aurasını keşfettim. Duruşu, bakışı, vücut diliyle başka biri oluyor kamera önünde.
Müthiş bir star ışığı var Yağmur’da. Ben bir star keşfetmiş oldum. Bunu bir anne duygusallığıyla değil yönetmen olarak söylüyorum.
Annesi Türkan Şoray, babası Cihan Ünal... Armut dibine düştü, ama biraz geç düştü galiba!
Yağmur’a şimdiye kadar çok sayıda dizi ve sinema filmi teklifi geldi, ama kararsızdı. Başlayayım mı, başlamayayım mı diye? İşin yapımcılık tarafını, yani üretmeyi daha çok sevdi. İlk filminde de kamera önünü denemek istedi.
Peki devamı gelecek mi?
Yapım şirketi olduğu için bu filmde başarılı olursak sırada 3 - 4 projesi daha var. Bundan sonra yapacağı filmde belki ben de oynarım.
Kızınızın kamera karşısında bu denli başarılı olacağını tahmin ediyor muydunuz?
Valla doğrusu çok şaşırdım. Yani yıllardır kamera önündeymiş gibi. Kamerayla ilk kez karnımda beş aylıkken tanıştığından olabilir! Cihan Ünal’la oynadığımız ‘Seni Seviyorum’u çekerken beş aylık hamileydim Yağmur’a. İlk ‘motor’ dediğimiz gün heyecanlandıysa bile hiç belli etmedi. Tekrarlatmadı bile. O kadar rahat ve doğaldı ki beni çok şaşırttı. Oysa, annesinin yönetmen olması tedirgin eder mi diye düşünmüştüm.
Sette patron kim? Yapımcı mı, yönetmen mi?
Kamera dışında anne kızız. Ama sette yönetmen - oyuncuyuz.
Yağmur’la hep kendinizi özdeşleştirdiniz, babasına hiç rol vermediniz!
Baba mesleğini seçmedi, anne mesleğini seçti ne yapayım. Tiyatroda oynarsa o zaman başka…
İlk defa kamera önündesin. Biraz geç değil mi?
Bilmem, hiç düşünmüyordum böyle bir şeyi. Biraz bu filmin içine girince oldu.
“Düşünmüyordum” derken oyunculuk için yıllardır hep teklif geliyordu!
Evet, hep hayır dedim.
Peki bu filmde oyunculuğa niye evet dedin?
Bu işin içine çok girdim ve daha bir rahatladım zannedersem.
Yapımcılığın devamı gelecek peki oyunculuğun gelecek mi?
Bakalım, olabilir.
Çekimlerden sonra ortaya çıkan görüntüler ne diyor oyunculuğun için?
Onu benim söylemem çok zor. “İyi” diyorlar, inşallah öyledir. Allah utandırmasın. O başka bir şey. Karşılaştırmaya gerek yok, ama iyi buluyorlar.
Sizde bir “Sultan” havası gördüm...
Ekiptekiler de, “Kamera seni seviyor, güzel görüntü veriyorsun” diyor.
Annen Türkan Şoray, baban Cihan Ünal, o kadar da olsun.
Valla hiç iddiam yok bu konuda. Bu biraz anı olarak yapılmış bir şey. Ama güzel tepkiler gelirse, ben de memnun kalırsam devamı gelebilir. Ama yapımcılık kesin devam edecek. Bunun arkasından bir film daha gelecek. Belki bir de dizi olabilir.
Yapımcılıkla oyunculuğu mukayese ettiğinizde biri daha meşakkatli, ama Yağmur Ünal ona daha bir sevdalı. Niye?
Evet, yapımcılık zor ama çok keyifli. Akşamları montaja girip, çektiklerimizi gördükçe hoşuma gidiyor. Bir şey üretmek, yaratmak acayip keyifli.
