Halide Edib Adıvar kimdir? Ne zaman öldü, kaç yaşındaydı? İşte hayat hikayesi

Halide Edib Adıvar kimdir? Ne zaman öldü, kaç yaşındaydı? İşte hayat hikayesi

Hemen her eserinde anlatı türünü benimseyen Halide Edib Adıvar, en çok Ateşten Gömlek (1922), Vurun Kahpeye (1923-1924) ve Sinekli Bakkal (1936) adlı romanlarıyla tanınır ve Cumhuriyet dönemi edebiyatında gerçekçi roman geleneğinin öncülerinden biri olarak kabul edilir. İşte, Halide Edip Adıvar biyografisi...

Halide Edib Adıvar, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı'nda cephede Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında görev yapmış bir sivil olmasına rağmen rütbe alarak savaş kahramanı sayıldı. Savaş yıllarında Anadolu Ajansı'nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yaptı.

thumbs-b-c-b90d9e8e6b5928a8fd6de6933ec4e34b.jpg

HALİDE EDİP ADIVAR'IN HAYAT HİKAYESİ

1882 yılında İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde dünyaya geldi. Babası, II. Abdülhamit devrinde Ceyb-i Hümayun (Padişah Hazinesi) katipliği, Yanya ve Bursa Reji Müdürlüğü yapan Mehmet Edib Bey, annesi Fatma Berifem Hanım'dır. Annesini küçük yaşta veremden kaybetti.

Halide Edip, evde özel dersler alarak ilköğrenimini tamamladı. 7 yaşında iken yaşını büyüterek girdiği Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nden bir öğrencinin ihbarı üzerine 1 yıl sonra padişah II. Abdülhamit'in iradesiyle uzaklaştırıldı ve evde özel ders görmeye başladı.

İngilizce öğrenirken çevirdiği kitap 1897 yılında basıldı. Bu, ABD çocuk kitapları yazarı Jacob Abbott'un "Ana" adlı eseriydi. 1899 yılında bu çeviri nedeniyle II. Abdülhamit tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. Daha sonra kolejin yüksek sınıfına geri dönerek İngilizce ve Fransızca öğrenmeye başlayan Halide Edib, Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nden lisans derecesi alan ilk Müslüman kadın oldu.

HALİDE EDİP ADIVAR'IN İLK EVLİLİĞİ VE ÇOCUKLARI

Halide Edib, kolejin son sınıfındayken matematik öğretmeni Salih Zeki Bey ile okuldan mezun olduğu yıl evlendi. Eşi rasathane müdürü olduğu için evleri hep rasathane içinde oldu ve bu yaşam ona sıkıcı geldi.

Evliliğinin ilk yıllarında eşine Kamus-ı Riyaziyat adlı eserini yazmada yardımcı oldu, ünlü İngiliz matematikçilerin yaşam öykülerini Türkçeye çevirdi. Birkaç Sherlock Holmes hikayesinin de çevirisini yaptı. Fransız yazar Emile Zola'nın yapıtlarına büyük ilgi duymaya başladı. Daha sonra ilgisi Shakespeare'e yöneldi ve Hamlet adlı yapıtının çevirisini yaptı.

1903 yılında ilk oğlu Ayetullah, bundan 16 ay sonra da ikinci oğlu Hasan Hikmetullah Togo dünyaya geldi. 1905 yılında gerçekleşen Japon-Rus Savaşı'nda Batı uygarlığının bir parçası sayılan Rusya'yı Japonların yenmesinin verdiği sevinçle oğluna Japon Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Togo Heihachiro'nun adını verdi.

halide-edib-adivar-b3.jpg

HALİDE EDİP ADIVAR'IN EDEBİYAT DÜNYASINA GİRİŞİ

II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 1908 yılı Halide Edib'in hayatında bir dönüm noktası oldu. 1908 yılında gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başladı. İlk yazısı Tevfik Fikret'in çıkardığı Tanin'de yayımlandı. Başlangıçta, eşinin isminden ötürü yazılarında 'Halide Salih' imzasını kullandı. Yazıları, Osmanlı içerisindeki muhafazakar çevrelerin tepkisini çekti.

31 Mart Ayaklanması sırasında öldürülme endişesiyle kısa süre için iki oğluyla birlikte Mısır'a gitti. Oradan İngiltere'ye giderek kadın hakları konusundaki yazıları nedeniyle kendisini tanıyan İngiliz gazeteci Isabelle Fry'ın evinde konuk oldu. İngiltere'ye gidişi o dönemde kadın-erkek eşitliği konusunda sürüp giden tartışmalara tanık olmasına, Bertrand Russell gibi fikir adamlarıyla tanışmasına vesile oldu.

1909 yılında İstanbul'a geri döndü, siyasi içerikli yazıların yanı sıra edebi yazılar da yayımlamaya başladı. Heyyula ve Raik'in Annesi adlı romanları basıldı. Bu arada kız öğretmen okullarında öğretmenlik ile vakıf okullarında müfettişlik görevlerinde bulundu. İleride yazacağı Sinekli Bakkal adlı ünlü romanı, bu görevler gereği İstanbul'un eski ve arka mahallelerini tanıması sayesinde ortaya çıktı.

Eşi Salih Zeki Bey'in ikinci bir kadınla evlenmek istemesi üzerine ondan 1910 yılında boşandı ve artık yazılarında Halide Salih yerine Halide Edib adını kullanmaya başladı. Aynı yıl Seviyye Talip romanını yayımladı. Bu roman, bir kadının kocasını terk ederek sevdiği erkekle yaşayışını anlatır ve feminist bir eser olarak değerlendirilir. Basıldığı dönemde birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Halide Edib, 1911 yılında ikinci kez İngiltere'ye gidip kısa bir süre orada bulundu. Yurda döndüğünde Balkan Savaşı başlamıştı.

BAŞKAN SAVAŞI YILLARI

Balkan Savaşı yıllarında kadınlar toplum yaşamında daha aktif rol almaya başladı. Halide Edib de bu yıllarda Teali-i Nisvan Cemiyeti'nin (Kadınları Yükseltme Derneği) kurucuları arasında yer aldı ve yardım işlerinde çalıştı. Bu dönemde genç yaşta ölen arkadaşı ressam Müfide Kadri'nin hayatından esinlenerek Son Eseri adlı aşk romanını kaleme aldı.

Öğretmenlik mesleğinin içinde olduğundan eğitim ile ilgili bir kitap yazmaya yöneldi ve Amerikalı düşünür ve eğitimci Herman Harrell Horne'un 'The Psychological Principle of Education' (Eğitimin Psikolojik Temeli) adlı eserinden yararlanarak Talim ve Edebiyat adlı kitabı yazdı.

Aynı dönemde Türk Ocağı içinde Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Hamdullah Suphi gibi yazarlarla tanıştı. Bu kişilerle dostluğu sonucu Turancılık fikrini benimseyen Halide Edib, bu düşüncenin etkisiyle Yeni Turan adlı eserini yazdı. 1911'de Harap Mabetler ve Handan isimli romanları yayımlandı.

2020-nisann-adivar.jpg

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARI

Balkan Savaşları 1913 yılında sona erdi. Öğretmenlikten istifa eden Halide Edib, Kız Mektepleri Umumi Müfettişliği görevine getirildi. Birinci Dünya Savaşı başladığında bu görevdeydi.

1916 yılında Cemal Paşa'nın daveti üzerine okul açmak üzere Lübnan ve Suriye'ye gitti. Arap eyaletlerinde iki kız okulu ve bir yetimhane açtı. Orada bulunduğu sırada babasına verdiği vekalet ile Bursa'da, aile doktorları Adnan Adıvar ile nikahları kıyıldı.

Lübnan'da iken Kenan Çobanları adlı 3 perdelik operanın librettosunu yayımladı, eseri Vedi Sebra besteledi. Hz. Yusuf Peygamber ve kardeşlerini konu alan bu eser, o yıllarda savaş koşullarına rağmen yetimhane öğrencileri tarafından 13 defa sahneye kondu.

Türk ordularının Lübnan ve Suriye'yi boşaltması üzerine 4 Mart 1918 tarihinde İstanbul'a döndü. Yazar, hayatının buraya kadar olan bölümünü Mor Salkımlı Ev adlı kitabında anlattı.

MİLLİ MÜCADELE YILLARI VE ABD MANDASI TEZİ

Halide Edib, İstanbul'a döndükten sonra Darülfünun'da Batı edebiyatı okutmaya başladı. Türk Ocakları'nda çalıştı. Rusya'daki Narodnikler (Halka Doğru) hareketinden esinlendi ve Türk Ocakları içindeki küçük bir grubun Anadolu'ya uygarlık götürmek amacıyla kurduğu Köycüler Cemiyeti'nin reisi oldu.

İzmir'in işgalinden sonra Milli Mücadele en önemli işi haline geldi. Karakol adlı gizli örgüte girerek Anadolu'ya silah kaçırma işinde rol aldı. Vakit gazetesi yazarı M. Zekeriya ve eşi Sabiha Hanım'ın çıkarttıkları Büyük Mecmua'nın başyazarı oldu.

Milli Mücadele taraftarı aydınların bir kısmı işgalcilere karşı ABD ile işbirliği yapma düşüncesindeydi. Halide Edib bu düşüncedeki Refik Halit, Ahmet Emin, Yunus Nadi, Ali Kemal, Celal Nuri gibi aydınlarla 14 Ocak 1919 tarihinde Wilson Prensipleri Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı. Cemiyet, iki ay sonra kapandı.

Halide Hanım, Amerikan mandası tezini Sivas Kongresi hazırlıklarını sürdürmekte olan Milli Mücadele'nin önderi Mustafa Kemal'e yazdığı 10 Ağustos 1919 tarihli bir mektupla açıkladı. Ancak bu tez kongrede uzun uzun tartışılacak ve reddedilecekti.

Yıllar sonra Mustafa Kemal Nutuk adlı eserinde 'Amerikan Mandası için Propogandalar' başlığı altında Arif Bey, Selahattin Bey, Ali Fuat Paşa ile telgraf görüşmeleri yanında Halide Edib'in mektubuna da yer vermiş ve mandaterliği eleştirmiştir.

Yıllar sonra Halide Edib Türkiye'ye geri döndüğünde verdiği bir röportajında Milli Mücadele için "Mustafa Kemal Paşa haklıymış!" dedi.

cehennem-dagi-cennet-dagi.jpg

İSTANBUL MİTİNGLERİ VE HALİDE EDİP'İN İDAM KARARI

15 Mayıs 1919 günü İzmir'i Yunanların işgal etmesi üzerine İstanbul'da ardı ardına protesto mitingleri düzenlendi. İyi bir hatip olan Halide Edib, 19 Mayıs 1919 günü Asri Kadınlar Birliği'nin düzenlediği ve kadın hatiplerin de konuşmacı olduğu ilk açık hava mitingi olan Fatih Mitingi'nde kürsüye çıkan ilk konuşmacıydı, attığı nutuk ile belleklerde büyük iz bıraktı.

20 Mayıs'ta Üsküdar mitingi, 22 Mayıs'ta Kadıköy mitingine katıldı. Bunları Halide Edib'in başkahramanı haline geldiği Sultanahmet mitingi izledi. Önceden hazırlanmadan ve yazmadan yaptığı konuşmada sarf ettiği "Milletler dostumuz, hükümetler düşmanımızdır" cümlesi bir vecize halini aldı.

İngilizler, İstanbul'u 16 Mart 1920'de işgal etti. Hakkında idam emri çıkardıkları ilk kişiler arasında Halide Edib ve eşi Dr. Adnan da vardı. 24 Mayıs'ta padişah tarafından onaylanan kararda idama mahkum edilen ilk 6 kişi Mustafa Kemal, Kara Vasıf, Ali Fuat Paşa, Ahmet Rüstem, Dr. Adnan ve Halide Edib idi.

ANADOLU'DA MÜCADELE

Haklarında idam kararı çıkmadan önce Halide Edib, eşi ile birlikte İstanbul'dan ayrılıp Ankara'daki Milli Mücadele'ye katıldı. Çocuklarını İstanbul'da yatılı okulda bırakarak 19 Mart 1920 günü Adnan Bey ile at sırtında yola çıkan Halide Hanım, Geyve'ye ulaştıktan sonra buluştukları Yunus Nadi Bey ile birlikte trene binip Ankara'ya gitti ve 2 Nisan 1920 günü Ankara'ya vardı.

Halide Edib, Ankara'da Kalaba'daki (Keçiören) karargahta görev aldı. Ankara yolunda iken Akhisar istasyonunda Yunus Nadi Bey ile birlikte kararlaştırdıkları gibi Anadolu Ajansı adlı bir haber ajansının kurulması için Mustafa Kemal Paşa'dan onay görünce ajans için çalışmaya başladı.

Anadolu Ajansı'nın muhabiri, yazarı, yöneticisi, ayak işlerine bakanı olarak çalışıyordu. Haber derleyip Milli Mücadele'ye ilişkin bilgileri telgrafı olan yerlere telgrafla iletmek, olmayan yerlerde cami avlusuna afiş olarak yapıştırılmalarını sağlamak, Avrupa basınını takip edip Batılı gazetecilerle iletişim kurmak, Mustafa Kemal'in yabancı gazetecilerle görüşmesini sağlamak, bu görüşmelerde tercümanlık yapmak, Yunus Nadi Bey'in çıkardığı Hakimiyet-i Milliye gazetesine yardımcı olmak ve Mustafa Kemal'in diğer yazı işleri ile ilgilenmek Halide Edib'in yürüttüğü işlerdi.

1921 yılında Ankara Kızılay başkanı oldu. Aynı yılın haziran ayında Eskişehir Kızılay'da hasta bakıcılık yaptı. Ağustos ayında orduya katılma isteğini Mustafa Kemal'e telgrafla iletti ve cephe karargahında görevlendirildi. Sakarya Savaşı sırasında onbaşı oldu. Yunanların halka verdiği zararları incelemek ve raporlamakla sorumlu Tetkik-i Mezalim Komisyonu'nda görevlendirildi. Vurun Kahpeye adlı romanının konusu bu dönemde oluştu. Türk'ün Ateşle İmtihanı (1922) adlı anı kitabı, Ateşten Gömlek (1922), Kalp Ağrısı (1924), Zeyno'nun Oğlu adlı romanlarında Kurtuluş Savaşı'nın değişik yönlerini gerçekçi biçimde dile getirebilmesini savaştaki deneyimlerine borçludur.

Savaş boyunca cephe karargahında görev yapan Halide Edib, Dumlupınar Meydan Muharebesi'nden sonra ordu ile İzmir'e gitti. İzmir'e yürüyüş sırasında rütbesi başçavuşluğa yükseldi. Savaştaki yararlılıklarından ötürü İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

halide-adivar.jpg

KURTULUŞ SAVAŞI SONRASI

Kurtuluş Savaşı, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlandıktan sonra Ankara'ya döndü. Eşi, Dışişleri Bakanlığı'nın İstanbul temsilciliği ile görevlendirilince birlikte İstanbul'a gitti. Anılarının buraya kadar olan kısmını Türk'ün Ateşle İmtihanı adlı eserinde anlattı.

Halide Edib, cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit ve İkdam gazetelerinde yazdı. Bu arada Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal Paşa ile siyasi fikir ayrılıkları yaşadı. Eşi Adnan Adıvar'ın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda yer alması sonucu iktidar çevresinden uzaklaştılar.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılıp Takrir-i Sükun Kanunu'nun kabul edilmesiyle tek parti dönemi başlayınca, kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrılmak zorunda kalarak İngiltere'ye gitti. 1939 yılına kadar 14 yıl boyunca yurt dışında yaşadı. Bu sürenin 4 yılı İngiltere'de, 10 yılı da Fransa'da geçti.

Halide Edib, yurt dışında yaşadığı dönemde kitap yazmayı sürdürdüğü gibi Türk kültürünü dünya kamuoyuna tanıtmak amacıyla pek çok yerde konferanslar verdi. İngiltere'de Cambridge, Oxford; Fransa'da Sorbonne üniversitelerinde konuşmacı oldu. İki defa Amerika Birleşik Devletleri'ne, bir defa da Hindistan'a davet edilerek gitti.

1928 yılında ABD'ye ilk gidişinde Williamstown Siyaset Enstitüsü'nde yuvarlak masa konferansına başkanlık yapan ilk kadın olarak büyük ilgi çekti. Artık ABD'de yaşamakta olan oğullarını, Anadolu'da Milli Mücadele'ye katılmak için onlardan ayrılışından 9 yıl sonra ilk defa bu gezi sırasında tekrar görebildi.

1932 yılında Columbia Üniversitesi College Of Barnard'dan gelen çağrı üzerine ikinci kez ABD'ye gitti ve ilk gidişindeki gibi seri konferanslarla ülkeyi dolaştı. Yale, Illinois, Michigan üniversitelerinde konferanslar verdi. Bu konferansların sonucu olarak Türkiye Batıya Bakıyor adlı eseri ortaya çıktı.

1935 yılında İslam Üniversitesi Jamia Milia'yı kurmak için açılan kampanyaya katılmak üzere Hindistan'a çağrıldığında Delhi, Kalküta, Benares, Haydarabad, Aligarh, Lahor ve Peşaver üniversitelerinde dersler verdi. Konferanslarını bir kitapta topladı, ayrıca Hindistan izlenimlerini içeren bir kitap yazdı.

1936 yılında en ünlü eseri olan Sinekli Bakkal'ın İngilizce orijinali 'The Daughter of the Clown' yayımlandı. Roman aynı yıl Türkçe olarak Haber gazetesinde tefrika edildi. Bu eser 1943 yılında CHP Ödülü'nü aldı ve Türkiye'de en çok baskı yapan roman oldu.

1939'da İstanbul'a döndü ve 1940 yılında İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Filolojisi kürsüsünü kurmakla görevlendirildi, kürsünün 10 yıl başkanlığını yürüttü. Shakespeare hakkında verdiği açılış dersi büyük yankı uyandırdı.

1950 yılında Demokrat Parti listesinden İzmir milletvekili olarak TBMM'ye girdi ve bağımsız milletvekili olarak görev aldı. 5 Ocak 1954 günü Cumhuriyet gazetesinde Siyasi Vedaname başlıklı bir yazı yayımlayarak bu görevinden ayrıldı ve tekrar üniversitede görev aldı. 1955'te eşi Adnan Bey'in kaybı ile sarsıldı.

Halide Edib Adıvar, 9 Ocak 1964 tarihinde İstanbul'da 80 yaşındayken böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul Zeytinburnu'ndaki Merkezefendi Mezarlığı'na defnedildi.

c1da4d482589708dc7035e7a6cf24993.jpg

HALİDE EDİP ADIVAR'IN EDEBİYAT ANLAYIŞI

II. Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte yazarlığa başlayan Halide Edib; yazdığı 21 roman, 4 hikaye kitabı, 2 tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri Türk edebiyatının en çok eser veren yazarlarındandır.

Sinekli Bakkal adlı romanı, en bilinen eseridir. Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazıları ile kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Birçok kitabı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanmıştır.

1926 yılından itibaren yurt dışında yaşadığı 14 sene boyunca verdiği konferanslar ve İngilizce olarak kaleme aldığı eserler sayesinde zamanının dış ülkelerde en çok tanınan Türk yazarı olmuştur.

Halide Edip Adıvar'ın eserleri genellikle içerik bakımından üç grupta incelenmiştir: Kadın meselelerini ele alan ve eğitilmiş kadının toplumdaki yerini arayan eserleri, Milli Mücadele dönemini anlatan eserleri ve şahsiyetleri, içinde bulundukları geniş toplumla birlikte ele alan romanları.

İngiliz romanı geleneklerine uygun yapıtlarında Türk toplumunun geçirdiği evrimi, bu evrim sürecindeki çatışmaları, kendi deneyim ve gözlemlerine dayanarak sergilemiştir. Olaylar ve kişiler çoğunlukla birbirinin devamı özelliği taşıdığı için ırmak roman olarak nitelendirilebilir. Kadın psikolojisini derinliğine işlediği romanlarında, ideal kadın tipleri yaratmaya çalışan Halide Edib, romanlarını sade bir dil ve üslupla kaleme almıştır.

HALİDE EDİP ADIVAR ESERLERİ

ROMAN

1909 - Heyulâ
1909 - Raik'in Annesi
1910 - Seviyye Talip
1912 - Handan
1913 - Son Eseri
1913 - Yeni Turan
1918 - Mev'ud Hüküm
1923 - Ateşten Gömlek
1923 - Vurun Kahpeye
1924 - Kalp Ağrısı
1928 - Zeyno'nun Oğlu
1936 - Sinekli Bakkal
1937 - Yolpalas Cinayeti
1939 - Tatarcık
1946 - Sonsuz Panayır
1954 - Döner Ayna
1958 - Akile Hanım Sokağı
1958 - Kerim Usta'nın Oğlu
1959 - Sevda Sokağı Komedyası
1961 - Çaresaz
1963 - Hayat Parçaları

HİKAYE

1911 - Harap Mabetler
1922 - Dağa Çıkan Kurt
1963 - İzmir'den Bursa'ya
1974 - Kubbede Kalan Hoş Seda

ANI

1962 - Türkün Ateşle İmtihanı
1963 - Mor Salkımlı Ev

OYUN

1916 - Kenan Çobanları
1945 - Maske ve Ruh

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN