Türkiye, 13 Kasım 2025 Perşembe günü, Gürcistan-Azerbaycan sınır hattında düşen askeri kargo uçağı kazasıyla sarsıldı.
Kazada hayatını kaybeden 20 askerin ardından gözler, olayın nedenini aydınlatacak en önemli delil olan karakutuya çevrildi.
Son dakika haberleri, uçağın karakutusunun bulunarak inceleme için Türkiye'ye getirildiğini gösteriyor.
Bu güncel olay, havacılık güvenliğinin vazgeçilmezi kara kutu nedir, uçak kara kutusu ne işe yarar ve karakutunun rengi turuncu olmasına rağmen neden kara kutu denir gibi temel soruları yeniden gündeme taşıdı.
Uçuş verilerini ve kokpit konuşmalarını kaydeden bu cihazlar, eski bir teknolojiye dayansa da havacılık kazalarının nedenlerini tespit etme yeteneği sayesinde hayati önemini koruyor.
KARAKUTUNUN GERÇEK RENGİ NEDEN TURUNCUDUR?
Halk arasında 'karakutu' olarak bilinen bu cihazlar, isminin aksine parlak turuncu renkte üretilir.
Bunun nedeni, bir kaza veya çarpma sonrasında enkaz içerisinde kolayca fark edilmesini sağlamak.
Tüm kritik bilgiler, titanyum veya çelikten yapılmış sağlam bir dış kaplamanın altındaki hafıza çiplerine kaydedilir.
Bu dış kaplamanın içinde, verileri dış etkilerden korumak amacıyla 2-3 santimetre kalınlığında, yüksek ısıya dayanıklı bir yalıtım sistemi ve onun altında da alüminyum bir kaplama bulunur.
Cihazlar, zorlu testlerden geçerek 1.100 derece ısıya bir saat, tuzlu suya ise 90 güne kadar dayanacak şekilde imâl edilir.

DÜNYA HAVACILIK TARİHİNDE KARAKUTUNUN ZORUNLULUĞU
Yolcu uçakları için karakutu zorunluluğu ilk kez 1958 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) gündeme geldi.
Bu zorunluluğun ortaya çıkmasında, İngiliz yapımı Havilland Comet adlı ilk ticari jet yolcu uçaklarının art arda düşmesi etkili oldu.
Bir uçak kazasında babasını kaybeden mühendis David Warren, bu gizemi çözmek için oluşturulan ekibe katıldı.
Uzun araştırmalar sonucu David Warren, 1958'de İngiltere'de, Kraliyet Havacılık Kurumu'na 'ARL Uçuş Hafızası Ünitesi'ni sundu.
Cihazın genel adı olan 'karakutu' ifadesinin ise David Warren'ın 1958'de verdiği bir röportaj sırasında bir gazetecinin elektronik ürünler için jenerik bir ifade olan bu terimi kullanmasıyla yaygınlaştığına inanılır.
ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA), araştırmacıların işini kolaylaştırmak amacıyla uçaklara iki ayrı karakutu taşıma zorunluluğu getirir.
UÇUŞ KAYIT CİHAZLARI NASIL ÇALIŞIR?
Mevcut ticari uçaklarda genellikle iki farklı uçuş kayıt cihazı bulunur: Uçuş Veri Kayıt Cihazı (uçuş veri kayıt cihazı-FDR) ve Kokpit Ses Kayıt Cihazı (kokpit ses kayıt cihazı-CVR).
FDR, uçağın son 25 saatindeki konum, yükseklik, hız gibi uçuş parametrelerini kaydederken, CVR ise kokpitteki son iki saatlik konuşmaları kayıt altına alır.
Uçak modellerine göre bu karakutular kokpit ve kuyruk kısımlarına ayrı ayrı veya birlikte yerleştirilebiliyor.
Karakutulardaki bir sinyal sistemi, cihaz suyla temas ettiği an devreye girer.
Bu sistem, kutunun bulunması için 90 gün boyunca ve 6 bin metre derinliğe kadar sinyal göndermeye devam eder.

KARAKUTUNUN ÖNEMİ NEDİR? KARAKUTU KAZA ÖRNEKLERİ
Karakutu kayıtları, birçok büyük kazanın nedenini ortaya çıkardı.
Mart 2015'te Germanwings uçağının Fransa'da Alp Dağları'na çakılması olayında karakutu verileri, yardımcı pilot Andreas Lubitz'in pilotu dışarı çıkarıp kokpiti kilitlediği ve uçağı kasıtlı olarak dağa çarptığı sonucunu gösterdi.
Ses kayıtları ise yolcu çığlıklarını ve, "Tanrı aşkına, aç kapıyı!" sözlerini içeriyordu.
Ancak, her zaman karakutunun bulunamadığı veya hasar gördüğü ender durumlar da yaşanmıştır.
Örneğin, Malezya Havayolları'nın MH370 sefer sayılı uçağı ile 11 Eylül 2001'de New York'taki ikiz kulelere çarpan uçakların karakutularına ulaşılamamıştı.
3.500 FARKLI PARAMETREYİ KAYDEDEBİLİYOR
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, havayolu şirketleri ve Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) gibi sektör düzenleyicisi kurumlar, uçakların kaza sonrası daha çabuk bulunması için alternatif sistemler üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Merkezi Kanada'da bulunan ICAO, uçakların otomatik yer iletme sistemine geçmesini zorunlu kıldı.
Bu sistem, normal uçuşta 15 dakikada bir, sorun anındaysa dakikada bir sinyal iletimi anlamına gelir.
Airbus gibi büyük uçak üreticileri ise karakutuları bulamama riskini önlemek amacıyla uydu üzerinden anlık veri transferini de test ediyor.
Bugünkü teknoloji sayesinde, 1970'lerdeki uçaklarda yaklaşık 100 parametre kaydedilirken, 2000'li yıllar üretimi A350'nin karakutuları yaklaşık 3.500 farklı parametreyi 25 saat boyunca kayıt altında tutabiliyor.

