Kuantum Işınlanma sonunda laboratuvardan çıkmayı başarıp, günlük hayatın aktığı yerlerde gerçekleşti. Birbirlerinden bağımsız iki bilim ekibi tarafından, Kanada’nın Calgary ve Çin’in Hefei kentlerinde bulunan fiber optik ağlar boyunca kuantum enformasyon birkaç kilometre öteye başarıyla gönderildi. Yapılan deneyler kuantum ışınlanmanın gerçek olduğunu göstermekle kalmayıp, ileride kentler ve hatta kıtalar arasında uzanan, ele geçirilmesi olanaksız kuantum iletişim sistemlerinin yapılandırılmasında kullanılabilecek bir teknoloji olduğunu da ortaya koydu.
UZAKLIK ÖNEMSİZ OLUYOR
Kuantum ışınlanmanın temelinde “kuantum dolaşıklık” adı verilen garip görüngü var. Bilimfili.com'dan Sevkan Uzkel'in haberine göre dolaşık durumdaki iki parçacıktan biri üzerinde ölçüm yapıldığında, dolaşık ikizinin durumu eşzamanlı olarak bu ölçümden etkilenir. Aralarındaki uzaklıktan bağımsız biçimde eşzamanlı bir biçimde gerçekleşmesinden ötürü, Einstein bu görüngüye “uzaktan hayaletimsi etki” adını takmıştı. İşte bu özellikten yararlanarak, kuantum ışınlanma bir parçacığın kuantum durumunun ikizine aktarılmasına olanak tanıyor. Aralarındaki uzaklık önemsiz oluyor ve aralarında hiçbir fiziksel alışveriş gerçekleşmiyor.
Elbette bu işlem, bilimkurgu öykülerinde betimlenen ışınlanma gibi değil; kuantum ışınlanma ile insanlar değil, sadece enformasyon ışınlanabilir. Yine de bu yöntemle son derece işe yarar yenilikler yaşantımıza girebilir. Bütünüyle güvenli iletişim sistemlerine bu sayede sahip olabiliriz. Gönderilen bir verinin şifresini çözmenin tek yolu, dolaşık ikizlerden birinin durumunu bilmek olacağı için üçüncü şahısların veriyi çalma olasılığı ortadan kalkar.
