'Anka Kuşu Gazze' belgeseli ilk gösterimini yaptı: Dünyanın Gazze ikiyüzlülüğünün resmi

'Anka Kuşu Gazze' belgeseli ilk gösterimini yaptı: Dünyanın Gazze ikiyüzlülüğünün resmi

İnsan İzi Derneği’nin 7 Ekim’in ikinci yıldönümü için hazırladığı ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeseli izleyiciyle buluştu. Kübra Kuruali ve Kaan Burak Şen’in yönettiği belgesel, Gazzeli Hamed Ashour ve köpeği Garib’in hikayesi üzerinden dünyanın Gazze ikiyüzlülüğüne dikkat çekiyor. Viral olan hikayesinin ardından İsrail’in hedefi olan Ashour belgeselde Filistin direnişinin simgesi Hanzala gibi sırtını insanlığa dönüyor ve “Hayat burada her gün acaba hâlâ hayatta mıyım sorusuyla başlıyor” diyor.

Ekim Aksa Tufanı’nın yıl dönümünde İstanbul’da sergiden söyleşiye birçok etkinlik gerçekleşti. Bunların çoğunu, muhafazak kanadın duyarlı sivil toplum kuruluşları düzenledi. Son iki yıldır Oscarlı oyuncular Susan Sarandon’dan Javier Bardem’e dünya çapında ünlü isimlerin Filistin halkına verdiği ‘ama’sız desteği izlerken, bizdeki ‘popüler’ sanatçıların ancak geçen hafta sahaya çıktığı düşünülünce, aksini beklemek zaten hata. Bu sebeple ben 7 Ekim’de İnsan İzi Derneği’nce hazırlanan ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeselinin Fatih Kültür Sanat Merkezi’ndeki prömiyerine katılmayı tercih ettim. Belgeselde konuşan Filistinlilerden birinin söylediğine göre, Anka kuşu, Gazze Belediyesi’nin bir sanatçı tarafından çizilen logosu. İsrail’in sadece son iki yıldır onbinlercesini katlettiği ancak her daim küllerinden yeniden doğan Gazzeliler daha iyi tasvir edilemezdi. Yönetmenliğini Kübra Kuruali ve Kaan Burak Şen’in üstlendiği ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeseline gelince, yönetmenler 45 günde Gazze’ye İsrail’in devam eden saldırıları düşünüldüğünde neredeyse imkansız bir çalışmaya imza atmışlar. 30 dakikalık belgeselin merkezinde Gazzeli Hamed Ashour ve köpeği Garib’in hikayesini anlatılıyor.

HAYVANSEVERLER ONA SEN NASILSIN DİYE SORMADI

Gazzeli Hamed Aşur, İsrail’in 7 Ekim’de başlayan amansız saldırılarının ardından kendisine güvenli bir yer ararken yolda Alman bir çoban köpeği ile karşılaşıyor. İlk başta birbirinden korkan ikili bir süre sonra birbirine sığınıyor, dost oluyor. Daha sonra Aşur adını Garip koyduğu, kendisine yoldaş olan bu köpeğin yürek ısıtan hikayesini sosyal medyada paylaşıyor. Dünyada viral olan hikayenin ardından herkes köpeği kurtarmak için harekete geçiyor ama kimse bu süreçte Aşur’a nasıl olduğunu sormuyor ya da onu kurtarmak istemiyor... Aynı günlerde İsrail, Gazze’deki yüzlerce eşeği rehabilitasyon için Avrupa’daki hayvan barınaklarına gönderiyor...

İSRAİL PEŞİNDE OLDUĞU İÇİN YÜZÜ DEĞİL SESİ VAR

Yönetmenler Kuruali ve Şen, Belgesel Yapım Koordinatörü Rabia Şeker’in de büyük emekleri ile şu an hayati tehlikeleri devam eden Aşur’a ve birçok Filistinliye ulaşmayı başarmış. Hepsi kendi görüntülerini kendileri çekmiş ve göndermiş. Viral olan hikayesi nedeni ile İsrail’in hedefi haline gelen Aşur ise, belgeselde yalnız sesiyle var. Görüntülerinde yüzünü göremiyoruz, yanında yoldaşı Garib ile birlikte Filistin direnişinin simgelerinden Hanzala gibi daima sırtı dönük.

‘HAYAT BURADA, HÂLÂ HAYATTA MIYIM SORUSU İLE BAŞLIYOR’

Belgesel, Filistinli bir kadın gazeteci Nadra Al-Tibi’nin belgesel için çekim yaparken yanı başına düşen gerçek bir bombanın sarsıcı tanıklığı ile başlıyor. Son iki yıldır binlerce görüntüye maruz kalmış biri olarak, Filistin halkının maruz kaldığı saldırının korkunç yüzünü hiçbirinde böylesine hissetmemiştim. Yönetmenleri, izleyiciyi filme bu sahneyle yüzleştirerek başlatma seçimlerinden dolayı kutlarım. Belgeselde yer alan konuşmacıların beni en çok çarpan repliklerinden biri bu sebeple Aşur’un “Hayat burada her gün acaba hala hayatta mıyım diye başlıyor” cümlesi. Düşünmesi bile korkunç, uyanıyorsunuz ama acaba gerçek dünyaya mı uyandınız? Yoksa uyurken üzerinize bir bomba mı düştü. Bir diğeri de bir başka Filistinlinin Gazze’deki hayvanlar için endişelelenlenlere dair şu eleştirisi: “Siz hayvanlar için bizden daha hassas değilsiniz çünkü Filistinliler kıt yemeklerini onlarla paylaşıp, savaş ortamında sahip çıkıyor.” Çok haklı bir serzeniş. Çünkü konforlu bir alanda vicdan sahibi olmak kolay, anlamlı olan tersi... Katledilmenin yanı sıra, açlığa mahkum edilen Filistinlilerinki...

Özetle, ‘Anka Kuşu Gazze’, son iki yıldır süren bir soykırım karşısında, dünyanın iki yüzlülüğünün resmi. Filmdeki bütün Gazzelilerin ortak mesajı ‘Bizi unutmayın’. Bu yüzden film, 19 Ekim’de Afyonkarahisar’da Büyük Taarruz Film Festivali’nin açılış filmi olacak. Ardından festival yolculuğuna çıkacak. Lütfen siz de bulduğunuz yerde izleyin, Gazzelileri unutmadığınızı gösterin.

NORMALDE FİLM OLSA İNANMAZSINIZ

Belgeselin gösteriminde yönetmenler Kubra Kuruali ve Kaan Burak Şen ile de konuşma fırsatı buldum. Kübra Kuruali, belgesele ayırdığı 45 gününü gözleri dolu dolu şöyle özetliyor: “Bu birbuçuk ayda Gazzelileri aslında hiç anlamadığımı fark ettim.” Gazzeliler için bir şey yapmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Kuruali, “Şikayet ettiğimiz gündelik telaşların da ne kadar değerli olduğunu da anladım bu süreçte. Buluşup sohbet etmenin, evimizin, ailemizin...”. Belgesel sırasında Ashour’a ulaşamadıkları günlerde hayatından endişe ettiklerini vurgulayan Kuruali, Gazzeliler için bir şey yapmış olmaktan duyduğu mutluluğu paylaşıyor. Yönetmen ve şair Kaan Burak Şen ise deprem bölgelerinde, Suriye’de yaptığı belgesellerden tanıdığımız bir isim. ‘Anka Kuşu Gazze’ belgeseli sırasındaki hislerini şöyle tarif ediyor: “Bu görüntüler normalde gerçeklik algımızı zorluyor, bu belgesili yaparken de duygu boşalmaları yaşadım doğal olarak.” Hamed’in 25 yaşlarında bir genç olduğunu vurgulayan Şen, “Kendisi ayrıca bir şair, dili çok kuvvetli bu yüzden” bilgisini veriyor. Şen, Hamed’in hikayesini ise şöyle değerlendiriyor: “Aslında mesele de çok absürd. Belgeseldeki konu eşeklerin tahliye edildiği dönemde geçiyor. Belçika mesela günlerce bu konuyla meşgul oldu. İronik bir durum, normalde film olsa inanmazsın.” Hamed’i belgeselde Hanzala gibi kurguladıklarını belirten Şen, gerekçesini ise şöyle aktarıyor: “Yüzünü kullanmadık, çünkü medyaya daha önceden düştüğü için İsrail onunla uğraşıyor ve o da sürekli köpeği ile birlikte yer değiştiriyor.”

‘BU BİR BELGESEL DEĞİL ADALET ÇAĞRISI’

Belgeselin gösteriminde Fatih Kültür Merkezi hınca hınç doluydu. Gösterimden önce konukları selamlayan İnsan İzi Derneği Genel Başkanı Umut Sarıkaya’nın konuşması da anlamlıydı. Sarıkaya, şunları söyledi: “Bu belgesel, dünyanın Gazze olayındaki ikiyüzlülüğünü yüzümüze çarpmak için çekildi. Eğer bir köpeğin kurtuluşu için küresel kampanyalar düzenlenebiliyor, fonlar toplanabiliyorsa insanlık adına asıl soru şudur, ‘Gazze halkı neden aynı merhameti görmüyor?’ Bu film bir belgesel değil, adalet çağrısıdır. Çünkü eğer bu sessizlik böyle sürerse, bir gün insanlık tarihinin en büyük utanç belgeleri arasında yer alacaktır.”

umutttttt.png

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN