19. yüzyılda Osmanlı topraklarında yürütülen İngiliz misyonerlik faaliyetlerinin, dinî görünümün ötesinde nasıl bir istihbarat ağına dönüştüğü, yeni bir araştırma kitabıyla gün yüzüne çıkıyor. Dr. Berna Çaçan Ongun’un kaleme aldığı “Misyoner İstihbaratçılar”, İngiliz arşivlerinden elde edilen belgelerle, o dönemki misyonerlik çalışmalarının “sinsi İngiliz oyunu” olarak nitelenen stratejik boyutunu ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
DİN VE BİLİM MASKESİ ALTINDA İSTİHBARAT
Dr. Berna Çaçan Ongun tarafından kaleme alınan ve Hayat Yayınları’ndan çıkan eser, İngiliz misyonerlerinin sadece dini tebliğ yapmadığını, Londra'daki karar alıcılar için hayati önem taşıyan birer "ajan" gibi çalıştığını ortaya koyuyor.
Kitapta yer alan belgelere göre bu kişiler; gittikleri bölgelerdeki etnik gruplar, mezhep farklılıkları, ekonomik faaliyetler ve toplumsal gerilim noktaları hakkında Londra'ya düzenli ve ayrıntılı raporlar sundu. Bu raporlar, İngiltere'nin Osmanlı politikasını şekillendiren ana unsurlar haline geldi.
WILLIAM JOWETT VE DOĞU AKDENİZ AĞI
Kitabın odak noktasında, 1815–1820 yılları arasında Doğu Akdeniz’de kritik görevler üstlenen William Jowett yer alıyor. Jowett'in İzmir, Ayvalık, Sakız Adası, Atina ve Mısır hattında kurduğu ilişkiler, basit bir misyonerlik faaliyetinin çok ötesindeydi.
Ongun'un araştırmasına göre Jowett, kurduğu matbaalar ve okullar aracılığıyla bölgedeki milliyetçilik hareketlerini ve mezhepsel ayrışmaları çok önceden tespit ederek İngiliz devletine "erken uyarı" sağladı. Charles Dickens’ın misyonerler için söylediği "Her yeri bulduklarından daha kötü şekilde terk eden mükemmel baş belaları" sözü, bu faaliyetlerin yarattığı tahribatı özetler nitelikte.
LAWRENCE VE BELL'İN İLHAM KAYNAĞI
Eser, sadece Jowett ile sınırlı kalmıyor; aynı ekolün devamı olan ve Orta Doğu'nun haritasını çizen ünlü casuslara da dikkat çekiyor. "Arabistanlı Lawrence" olarak bilinen Thomas Edward Lawrence ve ünlü kadın casus Gertrude Bell'in arkeolojik kazı adı altında yürüttüğü faaliyetlerin, aslında aşiretleri ve yerel halkı İngiliz çıkarlarına göre yönlendirme amacı taşıdığı vurgulanıyor.
MALTA MERKEZLİ PSİKOLOJİK HAREKAT
Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri de Malta'da kurulan İngiliz misyoner matbaaları. Burası, Osmanlı toplumuna yönelik yayınların basıldığı ve kültürel bir "nüfuz aracı" olarak kullanılan stratejik bir üs olarak tanımlanıyor. Misyonerlik, bir din yayma faaliyetinden ziyade "stratejik bilgi üretim mekanizması" olarak işliyordu.
ÜÇ AŞAMADA OSMANLI'YI ÇÖKERTME PLANI
Gazeteci Kamuran Akkuş’un yayın danışmanlığında hazırlanan kitap, İngiliz planını üç ana eksende inceliyor:
Diplomasi Dışı Araçlar: Balta Limanı Antlaşması ile ekonomik çöküşün hızlandırılması ve misyonerlerin sahadaki "yumuşak güç" olarak kullanılması.
Saha Stratejileri: İncil çevirileri ve yerel diller kullanılarak halkın içine sızılması.
Operasyonel Merkezler: İzmir ve Mısır gibi noktalarda açılan okulların milliyetçilik akımlarını körüklemesi.
Dr. Berna Çaçan Ongun'un bu çalışması, 19. yüzyıl küresel güç mücadelelerini ve Osmanlı topraklarındaki "sinsi oyunu" anlamak isteyenler için arşiv belgelerine dayalı eşsiz bir kaynak sunuyor.
