Türkiye'de bal tüketimi, özellikle Rize gibi doğal bal çeşitlerinin bolca bulunduğu bölgelerde kahvaltıdan ziyade sağlık amaçlı yapılıyor. Andon, Anzer, Ayder ve şifa deposu olarak bilinen Komar Çiçeği (Deli Balı) gibi yöreye özgü ballar büyük ilgi görüyor. Ancak internet ve pazar yerlerinde satılan balların hepsinin gerçek bal olmaması, dolandırıcıların bu durumu istismar etmesiyle tüketiciler için büyük bir risk oluşturuyor. Bu durum karşısında Rizeli üreticiler, tüketicileri "güvendiğiniz üreticileri tercih edin" diyerek uyarıyor.

GERÇEK BAL NASIL ANLAŞILIR? GÜVENİLİR KAYNAK ŞART!
Rize'nin Küçükçayır Köyü'nde arıcılığı dededen kalma bir miras olarak sürdüren Nazım Mengene, bir balın sahte olup olmadığını tadarak anlamanın neredeyse imkânsız olduğunu söylüyor. Mengene, "Ben bile bir balın sahte olup olmadığına kesin kanaat getiremiyorum" diyerek, geleneksel yöntemlerin (kaşığın akış hızına bakmak gibi) yanıltıcı olduğunu belirtiyor. Gerçek balın anlaşılmasının tek kesin yolunun, üniversiteler aracılığıyla yapılan laboratuvar analizleri olduğunu vurgulayan Mengene, tüketicilere şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Güvenilir Üretici: Balınızı tanıdığınız ve güvendiğiniz bir üreticiden alın.
- Arıcılar Birliği: Arıcılar Birliği tarafından analizi yapılmış ve mühürlenmiş ürünleri tercih edin.
- Kendi Üretiminiz: İmkanınız varsa kendi balınızı kendiniz üretin.
Bu yöntemlerin dışındaki bal alımlarında, sahte bal tüketimiyle sağlığın tehlikeye atılabileceği uyarısı yapılıyor.
KRİSTALİZE OLMA (ŞEKERLENME) SAHTELİK BELİRTİSİ DEĞİL!
Pek çok tüketici, balın kristalize olmasını (halk dilinde "şekerlenmesi") sahte olduğunun bir göstergesi olarak düşünüyor. Ancak Nazım Mengene'ye göre bu durum, tam tersine balın gerçek ve doğal olduğunun bir kanıtı. Mengene, "Kristalize olan bal kendini doğal korumaya alıyor. Bu sahte olsa, glikozdan veya başka bir maddeden yapılmış olsa bu şekli almaz" şeklinde açıklıyor. Kristalize olmuş balı eski haline getirmek için 40 derecelik ılık suda bekletmek yeterli. Ancak balı yüksek sıcaklıkta ısıtmak veya kaynatmak, besin değerlerini kaybetmesine yol açtığından bu durumdan kesinlikle kaçınılması gerekiyor.

TÜKETİCİLER DE FİYATTAN ÖNCE KALİTEYE BAKIYOR
Piyasada yaşanan sahte bal sorunları, tüketicilerin de tercihlerini değiştirmesine yol açmış durumda. Naim Balcıoğlu isimli bir vatandaş, "Artık parasını bile sormuyoruz. Yeter ki iyi bal olsun" diyerek, fiyatın değil güvenilirliğin öncelikleri olduğunu belirtiyor. Her sabah düzenli olarak bal tükettiğini söyleyen Balcıoğlu, dağ balı gibi güvendiği kaynaklardan ürün aldığını ifade ediyor. Emine Terzi ise balı tadarak anlamanın imkansız olduğunu, bu nedenle sadece güvendiği kişilerden bal aldığını vurguluyor.
