ABD’deki Michigan Eyalet Üniversitesi’nden (MSU) bilim insanları, agresif seyreden metastatik meme kanseri türlerine karşı çığır açacak bir tedavi yöntemi geliştirdi. "Akıllı bomba" olarak tanımlanan bu yeni yöntem, ışığa duyarlı kimyasal bileşiklerin kullanıldığı fotodinamik terapi (PDT) sistemine dayanıyor ve kanserli hücreleri yüksek hassasiyetle hedef alarak yok ediyor.
Araştırmanın başında yer alan biyokimya profesörü Dr. Sophia Lunt ve kimya mühendisliği profesörü Dr. Richard Lunt, fotodinamik terapide kullanılan “siyanin-karboran tuzları” adı verilen yeni bileşiklerin, fareler üzerindeki deneylerde metastatik meme kanseri hücrelerini etkili şekilde ortadan kaldırdığını ve sağlıklı hücrelere zarar vermediğini açıkladı.
IŞIĞA DUYARLI MOLEKÜLLERLE AKILLI HÜCRE AVI
Yeni yöntemde, kanser hücrelerini seçici biçimde hedefleyen ışığa duyarlı siyanin-karboran tuzları vücuda enjekte ediliyor. Bu bileşikler yalnızca kanserli hücrelerde yoğunlaşıyor. Ardından vücuda verilen yakın kızılötesi (infrared) ışık sayesinde bu bileşikler aktive oluyor ve sadece kanserli hücreleri yok eden bir reaksiyon başlatıyor. Böylece, çevre dokulara zarar verilmeden hedefe yönelik etkili bir tedavi sağlanıyor.
ScitechDaily'nin haberine göre; Dr. Sophia Lunt, “Bu bileşikler agresif meme kanseri vakalarında umut verici bir çözüm sunuyor. Etkinlikleri kadar minimum yan etkileriyle de ön plana çıkıyorlar. Daha güvenli ve hedef odaklı tedavi yöntemleri geliştirmek için önemli bir adım attık” dedi.
YENİ NESİL FOTODİNAMİK TERAPİ
Araştırma ekibinden Dr. Hyllana Medeiros, mevcut fotodinamik terapi yöntemlerinde kullanılan kimyasalların vücutta uzun süre kalabildiğini, bunun da tedavi gören hastaların aylar boyunca doğrudan ışığa maruz kalmaktan kaçınmaları gerektiğini hatırlatarak, “Geliştirdiğimiz yeni bileşikler bu problemi ortadan kaldırıyor. Kanser hücrelerine özgü etkileriyle daha güvenli bir uygulama süreci sunuyorlar” ifadelerini kullandı.
GELECEKTE FARKLI KANSER TÜRLERİNE DE UYGULANABİLİR
Araştırmanın başyazarı olan yüksek lisans öğrencisi Amir Roshanzadeh, bu yeni terapötik yaklaşımın yalnızca meme kanseriyle sınırlı olmadığını belirtti. “Bu teknoloji, potansiyel olarak birçok farklı kanser türünün tedavisinde kullanılabilir. Aynı zamanda hedefe yönelik ilaç taşıma sistemleri için de yeni bir yol açabilir” şeklinde konuştu.
ÇOK DİSİPLİNLİ İŞBİRLİĞİ VURGUSU
Projenin eş yürütücüsü Prof. Richard Lunt ise, kimya, kanser biyolojisi ve malzeme bilimi gibi farklı alanlardan gelen uzmanlıkların birleşimiyle bu başarıya ulaşıldığını belirtti. “Karmaşık hastalıklarla savaşta, disiplinler arası işbirlikleri kritik rol oynuyor. Bu sayede hastalar için daha etkili ve özelleştirilmiş çözümler geliştirebiliyoruz” dedi.
Araştırma sonuçları, bilim dünyasında saygınlığı yüksek “Microbial Genomics” dergisinde yayımlandı. Elde edilen bulguların, agresif kanser türlerine karşı tedavi seçeneklerinin genişletilmesi ve kişiselleştirilmiş onkoloji uygulamaları için umut vadettiği bildirildi.
