BÜŞRA AKDAŞ
Vücudun en büyük organı olan cilt, sadece dış etkenlere karşı koruyucu bir bariyer değil, aynı zamanda içsel sorunların da aynası. Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ömer Faruk Elmas, özellikle tekrarlayan kaşıntı, kızarıklık ve döküntü gibi cilt şikayetlerinin, göz ardı edilmemesi gereken birer “alerji sinyali” olabileceğine dikkat çekti.
MASUM GÖRÜNEN BELİRTİLER, CİDDİ SORUNLARIN HABERCİSİ OLABİLİR
Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan ciltteki hafif kızarıklıklar, sabah uyanıldığında fark edilen döküntüler veya geçmeyen kaşıntılar çoğu zaman önemsiz gibi algılanıyor. Ancak Doç. Dr. Elmas’a göre bu belirtiler, vücudun alerjenlere karşı verdiği ilk tepkiler olabilir. “Özellikle sürekli aynı bölgede tekrarlayan cilt reaksiyonları, alerjik yapının dışa vurumudur ve zamanla daha ciddi rahatsızlıklara dönüşebilir” diyen Elmas, erken teşhisin hem yaşam kalitesini artıracağını hem de kronikleşme riskini azaltacağını belirtiyor.
Doç. Dr. Ömer Faruk Elmas
POLEN, GIDA VE KOZMETİK ÜRÜNLER CİLDİ HEDEF ALIYOR
Alerjilerin yalnızca burun akıntısı ya da göz yaşarmasıyla sınırlı olmadığını vurgulayan Elmas, bahar aylarında polenlerin, yaz aylarında ise gıdaların tetikleyici rol oynayabileceğini ifade ediyor. Özellikle çilek, domates, deniz ürünleri gibi bazı besinlerin, hassas bireylerde kaşıntı, dudakta şişlik ya da egzama tarzı döküntülere neden olabileceğini belirtiyor.
Ciltte oluşan bu değişimlerin ne zaman ve neyle ilişkili olduğunun dikkatle takip edilmesi gerektiğini söyleyen Elmas, “Gıda alerjileri genellikle tüketim sonrası kısa sürede belirti verir. Bu yüzden zamanlama çok önemlidir” dedi.
ERKEN MÜDAHALE EDİLMEYEN KAŞINTI KRONİKLEŞEBİLİR
Basit bir kaşıntının bile ciddi alerjik rahatsızlıkların belirtisi olabileceğine dikkat çeken Elmas, özellikle gece artan kaşıntıların paraziter enfeksiyonlar ya da sistemik alerjilerle ilişkili olabileceğini ifade etti. “Ciltteki belirtileri ciddiye almak, erken tanı ve etkili tedavi açısından hayati öneme sahip” diyen Elmas, bu tür şikayetlerde mutlaka dermatolojik muayene yapılması gerektiğini belirtti.
DOĞRU TEST, DOĞRU TEDAVİ: ALERJİ TESTLERİ YOL GÖSTERİYOR
Alerji şüphesinin bulunduğu durumlarda “prick testi”, “yama testi” ve “kanda bakılan IgE testleri” ile bireye özel alerjenlerin tespit edilebileceğini belirten Elmas, bu sayede hem doğru tedavi planlanabildiğini hem de hastanın hangi maddelerden uzak durması gerektiğini öğrenebildiğini aktardı.
Özellikle kozmetik ürünler, temizlik malzemeleri ve sentetik kumaşlara karşı gelişen kontakt alerjilerde yama testlerinin yönlendirici olduğunun da altını çizdi.
PARFÜMLER, KUMAŞLAR VE GÜNLÜK ÜRÜNLER DE RİSK TAŞIYOR
Doç. Dr. Elmas’a göre alerjenler yalnızca doğadan ya da gıdalardan gelmiyor. Günlük hayatta kullanılan birçok ürün de potansiyel risk taşıyor. Parfümlü sabunlar, çamaşır yumuşatıcıları, kolonyalar, sentetik kumaşlar ve sıkı kıyafetler, cildi tahriş ederek alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor.
Bu nedenle özellikle hassas cilde sahip kişilere, parfümsüz, hipoalerjenik ve dermatolojik olarak test edilmiş ürünleri tercih etmeleri öneriliyor.
