Dünya genelinde her yıl milyonlarca çocuğu etkileyen respiratuvar sinsityal virüs (RSV) vakalarının kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte yeniden yükselişe geçmesi üzerine uzmanlar ailelere önemli uyarılarda bulunuyor. Bebeklerde ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan RSV’nin, özellikle hayatının ilk kışını yaşayan bebekler için en tehlikeli virüslerden biri olduğu belirtiliyor. Prof. Dr. Vefik Arıca, RSV’nin basit bir nezle gibi değerlendirilmemesi gerektiğini, virüsün bebeklerin bronşlarına yerleşerek ağır solunum sıkıntısına neden olabildiğini ifade etti.

Prof. Dr. Vefik Arıca
HER YIL 33 MİLYON ÇOCUK ETKİLENİYOR
Prof. Dr. Arıca, The Lancet’te yayımlanan geniş kapsamlı araştırmalara göre, dünya çapında her yıl 5 yaş altı yaklaşık 33 milyon çocuğun RSV enfeksiyonuna yakalandığını aktardı. Bu çocuklardan 3,6 milyonunun hastaneye kaldırıldığını, 100 binden fazlasının ise hayatını kaybettiğini belirten Arıca, ölümlerin 45 bininin henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde gerçekleştiğini söyledi. RSV’nin bronşiolit ve zatürreye yol açabilen son derece bulaşıcı bir virüs olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arıca, 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden birinin, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin ise her 28’inden birinin RSV kaynaklı olduğuna dikkat çekti.
İLK KIŞINI GEÇİREN BEBEKLER İÇİN EN RİSKLİ DÖNEM
Prof. Dr. Arıca, Türkiye’deki verilerin de dünya ile paralel olduğunu belirterek, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastanede yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini söyledi. Kış döneminde görülen bronşiolit olgularının yüzde 60 ila 80’inin RSV’den kaynaklandığını dile getiren Arıca, ekim-nisan döneminin hastaneler açısından en yoğun RSV dönemi olduğunu kaydetti. Bu süreçte ilk kışını yaşayan bebeklerin ağır hastalık geçirme ihtimalinin çok daha yüksek olduğu ifade edildi.
“ÖNCE HAFİF BAŞLAR, SONRA AĞIRLAŞIR”
Virüsün özellikle bebeklerde hızlı solunum, göğüste çekilme, beslenememe, oksijen seviyesinde düşme ve morarma gibi ciddi tabloya yol açabildiğini söyleyen Prof. Dr. Arıca, üç aylıktan küçük bebekler ile prematüre doğanların, doğumsal kalp hastalığı veya kronik akciğer problemi bulunanların ve bağışıklığı zayıf olan çocukların yüksek risk grubunda yer aldığını aktardı. Ayrıca ağır RSV geçiren bebeklerin yüzde 30 ila 40’ında ilerleyen yıllarda hışıltılı solunum ve astım benzeri şikâyetlerin görülebildiğini bildirdi.
BÜYÜKLERDEN BEBEKLERE KOLAY BULAŞABİLİYOR
RSV’nin yetişkinlerde hafif soğuk algınlığı belirtileriyle atlatılabilmesine rağmen, virüsün bu kişiler tarafından fark edilmeden bebeklere taşınabildiğini belirten Prof. Dr. Arıca, aile bireylerinin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi.
KORUNMA YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Arıca, RSV’den korunmak için hijyen ve temas kontrolünün önemli olduğunu vurgulayarak şu önerilerde bulundu: Ellerin sık yıkanması, hasta kişilerin bebekten uzak tutulması, sigara dumanından kaçınılması, kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durulması ve kreşe giden büyük çocukların semptomluyken bebeklerle temas ettirilmemesi gerektiği belirtildi.
Ayrıca Prof. Dr. Arıca, RSV’ye karşı etkili antikor uygulamalarının, yenidoğanlardan 12 aylığa kadar tüm bebeklerde koruma sağlayabildiğini, prematüre bebekler ile doğuştan kalp veya akciğer hastalığı olanların da bu korumadan yararlanması gerektiğini dile getirdi.
