Finans sektöründe uzun yıllar çalışan Seçil Dinçer, İstanbul’daki stresli yaşam temposuna daha fazla dayanamayıp köyüne dönüş kararı aldı. Memleketi Kırklareli Babaeski’ye bağlı Ağayeri köyünde yeni bir hayata başlayan Dinçer, ailesinden miras kalan topraklarda üretime başladı. Şimdi sabahın ilk ışıklarıyla tarlasına gidiyor, akşama kadar emek verdiği ürünlerle hem geçimini sağlıyor hem de hayatın gerçek anlamını bulduğunu söyledi.
ŞEHRİ BIRAKTI KÖYE YERLEŞTİ
İstanbul’da yıllarca muhasebe ve finans alanında çalışan 41 yaşındaki Seçil Dinçer, şehir hayatının kendisine artık tat vermediğini fark edince radikal bir kararla istifa etti. Kurumsal kariyerini geride bırakarak doğup büyüdüğü köyüne dönen Dinçer, toprağa duyduğu özlemi üretime dönüştürdü. Ailesine ait arazilerde çiftçilik yapmaya başlayan Dinçer, özellikle sulu tarıma yönelerek bezelye, nohut ve fasulye gibi ürünler yetiştirmeye başladı.

Köye dönüşle birlikte klasik ürünler yerine farklı seçeneklere yönelen Dinçer, buğday ve ayçiçeği ekimi yerine katma değeri daha yüksek sebzeleri tercih etti. Bu yıl karpuz ve çeşitli biber türleriyle ürün yelpazesini genişleten Dinçer, üretimin her aşamasında bizzat yer alıyor. Sabahın erken saatlerinde traktörüne binerek tarlasına giden kadın girişimci, sulamadan çapalamaya kadar tüm işlerini kendi yapıyor.
KADINLARI TARLAYA DAVET EDİYOR
Tarımın sadece fiziksel bir emek değil, aynı zamanda ruhsal bir denge sağladığını söyleyen Dinçer, köy yaşamının kendisine huzur ve anlam kattığını dile getiriyor. Tarlasında yetiştirdiği ürünleri satarak ekonomik kazanç da sağlayan Dinçer, doğal üretime önem vererek hem sağlıklı hem de verimli bir tarım modeli oluşturdu.

Kadınlara da tarımı bir alternatif olarak öneren Seçil Dinçer, şehirde tükenmişlik yaşayan kadınlara doğaya dönme çağrısı yapıyor. "Çiftçilik zor ama bir o kadar da keyifli. Toprağın verdiği huzur, şehirdeki hiçbir şeyle kıyaslanamaz" diyen Dinçer, köy hayatının yeniden değer kazandığını vurguladı.
