El emeği göz nuruyla şekillenen geleneksel sanatlar, Türkiye'nin pek çok bölgesinde yavaş yavaş yok olmaya başladı. Ancak Çanakkale’nin Ağaköy köyünde dört kadının öncülüğünde yürütülen hasırcılık çalışmaları, sanatlarında yeniden hayat bulmasını sağlıyor. Yıllar önce unutulmaya yüz tutmuş bu el sanatı, şimdi sabırla yeniden dokunuyor.
BİR YIL SÜREN HAZIRLIK, SABIR İSTEYEN ÜRETİM
Hasır ürünlerinin üretimi, sadece örme işlemiyle sınırlı kalmamaktadır. Balıkesir Manyas ve Edirne İpsala’daki göletlerden özenle toplanan sazlar, önce kurutuluyor, ardından temizlenip örüme hazır hale getiriliyor. Bu doğal malzemenin hazırlanma süreci yaklaşık bir yıl sürüyor. Zanaatin hassas yapısı nedeniyle de günde en fazla üç ürün tamamlanabiliyor. Bu da her bir parçayı eşsiz ve değerli kılıyor.

“HASIR YAP” MARKASIYLA KÖY EKONOMİSİNE CAN SUYU
2011 yılında başlatılan meslek edindirme kurslarına katılan kadınlar, edindikleri becerilerle kendi markalarını kurdu. Hasır Yap markasıyla el emeğine dayanan bu ürünler, kısa sürede hem bölge ekonomisine katkı sağladı hem de kadın girişimciliğinin başarılı bir örneğine dönüştü. Tüm ürünlerde kullanılan saz, ip ve yardımcı malzemeler kadınlar tarafından doğadan temin ediliyor ve işleniyor.
EL SANATIYLA GELEN GELİR KAPISI
Üretilen hasır çantalar, sepetler ve dekoratif eşyalar yerel kültürün de birer temsilcisi oluyor. Girişimci kadınlar, bu ürünlerin hem kültürel hafızayı koruduğunu hem de aile bütçelerine ciddi katkı sağladığını belirtiyor. Ürünler sosyal medya aracılığıyla Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırılıyor. Gelen yoğun talepler, bu zanaatin ne kadar özel ve değerli olduğunu ortaya koyuyor.

GELECEĞE AKTARILMASI İÇİN DESTEK BEKLİYORLAR
Kadın girişimciler, bu kadim el işçiliğinin gelecek nesillere aktarılabilmesi için daha fazla destek gerektiğini vurguluyor. Eğitim olanaklarının artırılması, üretim sürecinin yaygınlaştırılması ve pazarlama konusunda sağlanacak desteklerle bu zanaatın daha da gelişebileceğini ifade ediyorlar. “Hasırcılık yalnızca bir üretim değil, kültürel bir hafıza meselesi” diyen ekip, bu sanatı yaşatmak için ellerinden geleni yapmaya kararlı görünüyor.
