Bakırın yeniden değer kazandığı bir dönemde, Çorum’da yaşayan 72 yaşındaki usta Murat Yanar, yarım asırdan fazladır elinden düşürmediği çekiciyle bakır levhalara hayat veriyor. Yalnızca kazan ve tencere üretmekle kalmayan Yanar, eski eşyaları yeniden işleyerek onları zamana meydan okuyan sanat eserlerine dönüştürüyor. Mesleğe ilgi gösteren genç sayısı yok denecek kadar az olması da Yanar’ı düşündürüyor.
ÇEKİÇ SESLERİ ARASINDA BİR ÖMÜR
İlkokulun ardından bakırcılığa adım atan Murat Yanar, çocukluk yıllarından bugüne kadar geçen 50 yılı aşkın süreçte mesleğini hiç bırakmadı. Önce termosifon ve çay kazanı üretimiyle başlayan yolculuğu, zamanla el işçiliğiyle süslenen dekoratif bakır eserlerle devam etti. Her bir parçada sabır ve emeğin izini taşıyan usta, küçük yaşta başladığı mesleği hâlâ aynı heyecanla sürdürüyor.

KENDİ KENDİNE ÖĞRENDİ
Ustası emekli olduktan sonra bakır sanatına olan ilgisini kendi çabalarıyla geliştiren Yanar, cami alemlerinden heykellere kadar birçok alanda özgün işler üretti. Yanar, ilk yıllarda bu sanatın Çorum’da fazla rağbet görmediğini, ancak zamanla insanların ilgisinin arttığını belirtti. “Başlarda zordu ama zamanla tek kaldığım için insanlar bana alıştı” şeklinde konuştu.
KAZANLAR VAZOYA, TAVALAR DUVAR SÜSÜNE DÖNÜŞTÜ
Bakırın gündelik hayattaki işlevini yitirmesiyle birlikte Yanar, eski mutfak gereçlerini estetik objelere dönüştürmeye başladı. Dolma kazanlarından vazolara, tavadan duvar askısına kadar her bir eşya, onun ellerinde ikinci bir hayat buluyor. Yanar, “Hurda denilen metali sanata dönüştürüp yüzlerce yıl yaşayacak eserler haline getiriyoruz” sözleriyle bakıra verdiği değeri dile getirdi.

HEYKELE DE EL ATTI AMA KALBİ BAKIRDA KALDI
Yanar sadece bakırcılıkla kalmayıp yaklaşık 10 yıl boyunca heykel sanatıyla da uğraştı. Ancak geçirdiği kalp ameliyatı nedeniyle heykelcilikten uzaklaştı. Yine de el işçiliğine olan tutkusundan vazgeçmedi. Sanatın her alanına ilgisi olduğunu söyleyen Yanar, “Bir kadının yaptığı oyayı da, ahşap oymayı da hayranlıkla izlerim. Yeter ki el emeği olsun” diyerek zanaate verdiği değeri ortaya koyuyor.
YENİ NESİL İLGİ GÖSTERMİYOR, MESLEK YOK OLUYOR
En büyük üzüntüsünün, mesleğin devamını getirecek çırak bulamamak olduğunu dile getiren Yanar, gençlerin sanata ilgisinin çok düşük seviyede olduğunu vurguluyor. Yanar, “Bu mesleğe merak duyanlar yok denecek kadar az. Eski kuşak kıymetini biliyor ama yeni nesil ilgisiz” dedi.
BİR MÜZE HAYALİ KURDU, GERÇEKLEŞTİREMEDİ
Yanar’ın en büyük hayallerinden birinin satılmayan özel parçaların sergilendiği bir dükkân açmak ve bunu adeta bir müze gibi korumak olduğunu belirtti. Ancak ekonomik zorluklar ve hayat koşulları, bu hayalini gerçekleştirmesine imkân tanımazken Yanar, yine de umudunu kaybetmedi.
