Son dakika haberi... Ayasofya'nın 86 yıl sonra ibadete açılmasının ardından başta Yunanistan olmak üzere birçok ülke ve kesimden gelen tepkiler için Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Fethin üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala İstanbul'un Türk milletinin ve Müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) İstanbul Bölge Başkanlığı Hizmet Binası'nın açılışı töreninde konuştu.
Ayasofya'nın 86 yıl sonra ibadete açılmasının ardından başta Yunanistan olmak üzere birçok ülke ve kesimden gelen tepkiler için Cumhurbaşkanı Erdoğan "Fethin üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala İstanbul'un Türk milletinin ve Müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Milli İstihbarat Teşkilatımızın yeni binaları ve yeni atılımlarıyla devletine ve milletine sunduğu hizmetleri katbekat artıracağına inanıyorum. İstanbul'a ve teşkilatımıza yakışır şekilde tasarlanan bu binanın hizmete hazır hale getirilmesinde emeği geçen herkesi şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.
Anadolu'yu vatan haline getirmemizde ordularımızdan önce buralara gelip hem siyasi, sosyal ve ticari dokuyu adeta hatmeden hem insani yapıyı özellikle dönüştüren Horasan erenlerinin çok büyük katkısı vardır. Bu büyük ağ üzerinden elde edilen bilgiler ve kurulan altyapı sayesinde Sultan Alparslan'dan başlayarak ecdadın büyük komutanları Anadolu'yu kısa sürede baştan başa fethetmiştir. Buna karşılık tarihimizde istihbarat zafiyetinin ne büyük facialara yol açabileceğinin de pek çok acı örneği vardır. Bunların en çarpıcısı ise hiç şüphesiz Balkan Savaşları'dır.
"TARİHİ MÜCADELEDE İLK MİT HEDEF ALINDI"
Balkanlar'daki kimi topluluklar yıllarca isyana, savaşa, saldırıya hazırlandığı halde, dönemin yöneticileri doğru bilgi ve idrakle bunu göremediği için tarihimizin en utanç verici yenilgilerinden birine uğradık. Halbuki merhum Abdülhamid Han'ın güçlü istihbarat ağı ve diplomatik dehası sayesinde ülkeyi pek çok badireden tek kurşun atmadan kurtardığı da tarih kitaplarında uzun uzun anlatılır. Ülkemizin bir süredir verdiği tarihi mücadelede ilk hedef alınan kurumlarımızın başında Milli İstihbarat Teşkilatımızın geliyor olması tesadüfi değildir. İstihbaratı çökertilmemiş bir ülkenin işgali ya mümkün değildir ya da fevkalade ağır maliyetlidir.
Bu süreçte İstanbul diğer özelliklerinin yanı sıra istihbarat konusundaki özel konumuyla da öne çıkmıştır. Hiç şüphesiz İstanbul sadece Türkiye'nin değil, dünyanın merkezi konumundadır. Burada attığımız her adım yaptığımız her faaliyet, dünyanın tamamının ilgisini çekiyor. Tarihin her döneminde küresel bir geçiş ve ticaret noktası vasfıyla stratejik öneme sahip olan İstanbul, bugün de aynı cazibesini sürdürüyor.
"HALA KABULLENİLEMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"
Ecdadın hayalini gerçekleştirmek Fatih Sultan Mehmed Han'a nasip olmuştur. Fethin üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala İstanbul'un Türk milletinin ve Müslümanların elinde olmasının kabullenilemediğini görüyoruz. Son olarak Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ni ibadete açma sürecimizde İstanbul'un 1453'ten beri süren Türk toprağı kimliğini sindirmekte zorlananlar bulunduğuna bir kez daha şahitlik ettik.
Dedim ya bu bir aşk meselesidir, bu bir sevda meselesidir. Kuru kuruya laf değil. Hedefimiz İstanbul'u finansın, ticaretin, sağlığın, eğitimin, kültürün merkezi olarak dünyanın en üst sıralarına çıkarmaktır. Bu vizyonun bir boyutu da İstanbul'u dünyanın en güvenli şehirlerinden biri haline getirmektir. Tabii bunun için diğer güvenlik kurumlarımızla birlikte istihbaratımıza da çok kritik görevler düşüyor. Böylesine önemli bir coğrafyada yaşamanın şartlarından biri de diğer devletlerin ve terör örgütlerinin ülkemiz aleyhtarı çabalarını ve casusluk faaliyetlerini tespit edip, engellemektir. Nüfus bakımından Avrupa'nın 23 ülkesinden daha büyük olan İstanbul'umuza özellikle güvenliği sağlamak elbette öyle kolay bir iş değil.
"KARAGAHTAN SONRA EN ÖNEMLİ İKİNCİ MERKEZE SAHİP OLDUK"
Yüz binlerce yabancıya ev sahipliği yapan, çok sayıda diplomatik temsilciliği barındıran, ticari ve turistik yoğunluğu giderek artan, transit geçiş güzergahı özelliği gelişen bir şehirden söz ediyorum. Böyle bir şehrin istihbarat servislerinin faaliyetleri açısından cazibe merkezi haline dönüşmesi kaçınılmazdır. İşte bundan önceki merkezi düşünün. Serencebey'de o, hudayinabit bir yer ve istihbarat İstanbul'da bölge olarak oradan yönetiliyor, oradan adeta gidiliyordu. Ama şimdi bu merkezimizle Ankara'dan, karargahtan sonra en önemli ikinci bir merkeze sahip olduk. Tüm teknik donanımlarıyla birlikte inşallah Ankara ve İstanbul artık bu süreçteki yükümüzü büyük oranda alacağı gibi, bütün faaliyetleri de çok daha seri bir şekilde takip etmemize inşallah fırsat verecektir.
"İSTANBUL'DAKİ ÇALIŞMALAR ÖN PLANA ÇIKIYOR"
Teşkilatımız PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadele yanında, dış güvenlik, dış istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerini de başarıyla yürütüyor. Bunların yanında teşkilatımız az önce de ifade edildi, kriptoloji, siber, uydu, sinyal istihbaratı alanlarında da dünya ölçeğinde çalışmalara imza atıyor. İstanbul Bölge Başkanlığımızın terör örgütlerinin eylem arayışları ve yabancı istihbarat kuruluşlarının casusluk girişimleriyle etkin şekilde mücadele edecek kapasitede olması büyük önem arz ediyor. Stratejik istihbarat, terörle mücadele ve istihbarata karşı koyma gibi konularda da İstanbul'daki çalışmalar ön plana çıkıyor. Hamdolsun teşkilatımızın diğer güvenlik kurumlarımızla yakın iş birliği sayesinde İstanbul'da terör örgütlerinin eylem yapma kapasiteleri ciddi şekilde sınırlanmıştır. FETÖ'cü hainlerin İstanbul'da gizlenme hayallerinin boşa çıkartılmasında da teşkilatımız önemli başarılara imza atmıştır.
"PKK LİDER KADROSUNU HAREKET EDEMEZ HALE GETİRDİLER"
Aynı şekilde teşkilatımız, ülkemizdeki FETÖ yapılanmasının deşifre edilmesini sağlama yanında, örgütün yurt dışındaki finans, lojistik, eğitim faaliyetlerinin engellenmesinde de ciddi başarılar elde etmiştir. Terör örgütü mensupları artık biliyorlar ki dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin soluğu enselerindedir. Kendine özgü çalışma yöntemleriyle PKK'nın tarihinin en büyük darbelerini almasında da teşkilatımızın çok büyük emekleri vardır. Milli İstihbarat Teşkilatımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet Teşkilatımız ile yurt içinde ve yurt dışında yürütmüş olduğu ortak operasyonlar sayesinde PKK lider kadrosu adeta hareket edemez hale getirilmiştir.
Irak'ta Pençe Harekatı'nda, Suriye'de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatlarında, Libya'da ve diğer pek çok yerde teşkilatımızın nasıl canla başla çalıştığını yakından biliyoruz. Bunlar aynı zamanda devletimizin tüm kurumlarıyla ahenkli bir şekilde hareket ettiğinde nasıl tarihi başarılar elde edebileceğimizin de örnekleridir. Çatışma bölgelerinde elde ettiğimiz kazanımlar, diplomatik alanda ülkemizin masaya daha güçlü oturmasını, milli menfaatlerimizi daha etkili savunabilmemizi sağlıyor. Özellikle Suriye'de teröristlerin sınırlarımızdan temizlenmesi, güvenli bölgeler oluşturulması, göçe zorlanan halkın güvenliğinin temini, hareket alanlarında ordumuza destek sağlanması gibi pek çok görev teşkilatımızca eksiksiz ifa edilmiştir. Libya'da da siyasi çözüm yerine askeri yolları benimseyen darbeci Hafter'in ilerleyişinin durdurulmasında Milli İstihbarat Teşkilatımızın sağladığı istihbari ve operasyonel destek oyun değiştirici role sahiptir.
"İSTİHBARAT BİZİM KİLİT SİLAHIMIZDIR"
İstihbarat diplomasisi alanındaki başarılarımız sayesinde diğer çalışmalarımızı da daha güçlü ve kararlı şekilde yürütebiliyoruz. Bütün bunları söylemenin anlatmanın kolay başarılı bir şekilde icra etmenin ne kadar zor olduğunun yakın şahidiyiz. Hamdolsun her alanda olduğu gibi istihbaratta da zoru başardık. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda sürekli yeni yetenekler kazanmaya odaklanan Milli İstihbarat Teşkilatımızın teknolojik kapasitesini artırdık, fiziki şartlarını da geliştirdik. Ankara'daki karargah ve İstanbul'daki bölge başkanlığı binaları bu anlayışın birer ürünüdür.
Bu çerçevede yaptığımız yatırımlar sayesinde teşkilatımız İHA, SİHA, istihbarat gemisi, istihbarat uçağı, uydu gibi pek çok yeni teknik kabiliyete kavuşarak görünmeyeni görünür kılma yolunda mesafe kaydetti. Teknik istihbaratın özellikle yan unsur olmaktan çıkması ana iştigal alanı haline dönüştürerek pek çok devletin destek talebinde bulunduğu ülke haline geldik. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda verdiğimiz tarihi mücadelede istihbarat bizim kilit silahımızdır ve öyle olmaya da devam edecektir. İstihbaratı olmayan bir devlet, bir millet yok olmaya mahkumdur. Rakiplerimizin birkaç adım önünde olmak, gelebilecek tehditleri önceden fark etmek ve buna göre pozisyon almak ancak sağlıklı istihbarat akışıyla mümkündür. Önümüzdeki dönemde bu vasfımızı daha da güçlendirmekte kararlıyız."
MİT'İN YENİ HİZMET BİNASI MASLAK'TA AÇILDI
Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Başkanlığı'nın yeni binası Maslak'ta açıldıç
AA'nın haberine göre, MİT'in en önemli ünitelerinden biri olduğu belirtilen İstanbul Bölge Başkanlığı binasının, giderek büyüyen personel kapasitesi ve artan faaliyet alanlarını karşılayacak düzeyde.
İnşaatın Milli İstihbarat Teşkilatının fiziksel imkanlarını, istihbarı kapasitesiyle uyumlu hale getirme hedefi çerçevesinde Ocak 2020'de açılışını yaptığı ana karargah binasından sonra ikinci önemli açılış olduğu ifade edilirken, teşkilatın projeyi tasarlarken, tarihin her döneminde stratejik öneme sahip olan İstanbul'un istihbarı çalışmalar açısından oynadığı rolü dikkate aldığı kaydedildi.
Ankara'daki 'KALE' adlı binaya benzer şekilde yatay bir mimari ile inşa edilen binada, kompartımantasyon ve koordinasyon dengesi azami düzeyde gözetilerek ortak çalışmalar amacıyla çok sayıda toplantı salonu tasarlandı. Modern ve akıllı bir bina olarak inşa edilen yapıda, yerleşke içinde geniş bir konferans salonu, atış poligonu ve spor merkezleri de bulunuyor.
Öte yandan, MİT İstanbul Bölge Başkanlığı Hizmet Binası'nın maksimum güvenliği sağlayacak şekilde tasarlandığı ve her türlü kara ve hava saldırılarına karşı koyabilecek bir tahkimata sahip olduğu da bildirildi.