Avrupa ikincisi olan Trabzonspor'da Eyüp Saka, tarihi başarıyı KARAR'a değerlendirdi: İlkleri yapan bir kulüp olmak istiyoruz

Avrupa ikincisi olan Trabzonspor'da Eyüp Saka, tarihi başarıyı KARAR'a değerlendirdi: İlkleri yapan bir kulüp olmak istiyoruz

UEFA Gençlik Ligi tarihinde tamamı yerli oyuncularla finale ulaşan ilk ve tek takım olarak tekrarlanması zor bir başarıya imza atan Trabzonspor'da takımın patronu Eyüp Saka, 'öncü ve ilkleri yapan bir kulüp' olmak istediklerini açıkladı. Özkan Sümer ve Ahmet Suat Özyazıcı'nın izinden gittiklerini belirten Saka ayrıca, Trabzonspor'un, İspanyol devi Athletic Bilbao örneğinde olduğu gibi altyapıdan yetişen oyuncularla uluslararası seviyede düzenli olarak başarı yakalayabileceği görüşünü savundu.

FURKAN UZUN

Trabzonspor U19 Takımı UEFA Gençlik Ligi tarihinde tamamı yerli oyuncularla finale ulaşan ilk ve tek takım olarak tarihe geçen bir başarıya imza attı. Finalde Barcelona’ya mağlup olan Karadeniz ekibi, turnuvayı ikinci olarak tamamlayarak tekrarlanması zor bir başarı yakalayarak turnuvaya damga vurdu.

Bir Türk takımının Gençlik Ligi’nde ulaştığı en yüksek başarıya imza atan Trabzonspor’da 3 yıldır takımın patronu olan Eyüp Saka, ‘özeleştiri yaparak’ bu noktaya ulaştıklarını açıkladı.

Avrupa ikincisi olan Trabzonspor’un patronu Saka, Bordo-Mavili ekibin efsane ismi Özkan Sümer’in izinden gittiklerini vurgularken Trabzonspor altyapısında sporculara sadece futbol eğitimi değil, farklı branşlarda da eğitimler verildiğini açıkladı.

Eyüp Saka kimdir? - Trabzonspor Haberleri

Her şeyin hayal etmekle başladığını vurgulayan Saka, gurur verici bir başarıya imza attıklarını ifade ederken öncü ve ilkleri yapan bir kulüp olmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Dünyadaki her maçı izlemeye çalıştığını vurgulayan Saka ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde finale ulaşan İnter’in İtalyan teknik adamı Simone Inzaghi hakkında ‘Sessiz kahraman’ tanımını kullandı. 4-3-3 taktiğini ve hücum futbolunu benimsediğini açıklayan Saka, futbolun dışında basketbol ile de ilgilendiğini vurguladı.

Trabzonspor'un, İspanyol devi Athletic Bilbao örneğinde olduğu gibi altyapıdan yetişen oyuncularla uluslararası seviyede düzenli olarak başarı yakalayabileceği görüşünü savunan Saka, yarı finaldeki Salzburg karşılaşmasında topu bilerek Avusturya ekibine bıraktıklarını açıkladı.

Final karşılaşmasında Bordo-Mavili oyuncuların ister istemez bir stres yaşadığını belirten Saka, oyunculara gelecek planlaması yaparken aileleri de bu planın içinde dahil edilmesi gerektiği görüşünü savundu.

Sözü daha fazla uzatmadan, Gençlik Ligi’nde bir ‘Karadeniz Fırtınası’ gibi eserek tamamı yerli oyuncularla Avrupa İkincisi olan Trabzonspor U19 teknik adamı Eyüp Saka ile yaptığımız röportaj ile sizleri baş başa bırakalım…

Gençlik Ligi tarihinde tamamı yerli oyuncularla finale ulaşan tek takım olarak tarihe geçtiniz. Bu bakımdan bir anlamda turnuva tarihinin en başarılı takımı olarak da kabul edilebilirsiniz. Çünkü bunu sadece siz başardınız. Bu başarı sizin için neler ifade ediyor?

Kulübümüz, şehrimiz, ülkemiz adına böyle bir turnuvada tamamı yerli oyuncularla mücadele etmek ve bunu başarmak, turnuvanın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar turnuvanın içinde kalmak bizi çok mutlu etti, gururlandırdı ve de gelecek adına kulübümüzün vizyonunun ulaşabildiği noktaları görmek adına çok ümit verici bir durum oldu. Çok mutluyuz.

Trabzonspor U19'un başarısında 'Türk gençliği' etkisi

ÖZELEŞTİRİ YAPARAK BU NOKTAYA GELDİK

Trabzonspor bu sezondan önce Gençlik Ligi’nde son olarak 2021 yılında mücadele etti ve Danimarka ekibi Midtjylland'dan toplam 10 gol yiyerek 2. Turda tura veda etti. Sizde o dönem takımda yardımcı antrenördünüz. O noktadan buraya nasıl gelindi? O gün sizi eleyen takım bu sezon turnuvaya son 32 turunda veda etti. Siz ise tarihe geçtiniz.

Bu bir süreç meselesi. O gün bize bir tecrübe olmuştu. Oradan kazandığımız bir tecrübeyle yönetim kurulumuz ve sayın başkanımız Ertuğrul Doğan’ın akademiye olan bakış açısı ve ilgisi her türlü desteği, o maçlardan aldığımız tecrübe ve neleri eksik yaptığımıza dair çıkardığımız ana fikirler bizi burada biraz daha başarılı kıldı.

O zaman özeleştiri olarak rakibimizin beki taktik disiplin, belki oyun disiplini, iş ahlakı gibi konularda o günün şartlarında bizden önde olduğunu söylemiştim. Biz, bu konular hakkında özellikle çok çalıştık. Oyuncularımızla çokça geribildirim yaptık. Aramızdaki farkın büyük ölçüde bu durumdan kaynaklandığını çocuklarımıza anlattık. Dolayısıyla çok yetenekli ve başarılı olabilecek bir ekip olduğumuzu oyuncularımıza her seferinde söyledik. Bunun üzerinden yürüdük ve bugünlere geldik.

Dediğim gibi bu bir süreç. Burada akademinin bu sürece çok katkı sağlaması, sayın Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimin akademiye bakış açısının çok pozitif olması, bu başarıdaki başlıca sebepler arasında yer alıyor.

GURUR VERİCİ BİR OLAY

Fatih Terim’in ardından bir UEFA organizasyonunda finale ulaşan tek Türk teknik adamsınız. 2000 yılından bu yana bir UEFA organizasyonunda finale kalan ilk Türk takımı da Trabzonspor oldu. Bu bakımdan baktığınız zaman hem kendinizi hem de bu başarınızı Türk futbol tarihinde nerede görüyorsunuz?

Bu, çok değerli bir organizasyonda çok değerli bir başarı. Böyle bir durum oluşturmak gurur verici bir olay. Bunun, Türk futbolu adına bir farkındalık oluşturulmasını, açılan bu yolun sürekli olarak zorlanmasına ve daha ileriye götürülmesi noktasında çabaların ortaya konmasını temenni ediyorum. Eğer böyle olursa ve bu fırsatlar doğru değerlendirilirse bundan en çok ben, ekibim, Trabzonspor ve Türk futbolunu yönetenler olur.

SPOR VE FUTBOL ŞEHRİYİZ

Trabzon, Türk futboluna 3 büyük antrenör sundu. Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı ve Şenol Güneş. Bu isimlerin arkasından da başardıklarınız ile bana göre hem siz hem Fatih Tekke hoca geliyor. Trabzon gibi, yüzölçümü ve nüfusu pek büyük olmayan bir kentin 5 tane önemli teknik adam yetiştirmesinin sırrı sizce nedir?

Biz spor ve futbol şehriyiz. Çok daha değerli hocalarımız da var. Sadi Tekelioğlu, Mustafa Reşit Akçay, Giray Bulak hocalarımız bunlardan bazıları. Hepsi affetsin, Trabzonspor’un ve Türk futbolunun yetiştirdiği ismini sayamadığım birçok hocamız var. Dolayısıyla bir spor şehri olarak bunun doğal bir süreç olduğunu düşünüyorum. Biz, sizin söylediğiniz gibi kendisini ifade etmeye çalışan, potansiyeli olan bir antrenörleriz. Elimizden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bu da her zaman böyle olacaktır.

Resim

TÜRK GENCİNE DESTEK OLUNMALI

Bu başarının Türkiye’de kulüp bazında Avrupa arenasında en büyük başarılardan biri hatta belki de ilki olabileceğini düşünüyorum. Çünkü siz, başarılı olan diğer Türk takımların aksine tamamen yerli oyuncularla finale ulaştınız. Siz ne düşünüyorsunuz?

Dediğim gibi çok mutluluk verici bir durum. Bu, Türk gencinin ve Türk futbolcusunun doğru yönlendirildiğinde önünün açık olduğunu ve yapabilirliğinin çok yüksek olduğunun görülmesi bakımından bu başarıyı çok değerli buluyorum. Üzerine koyularak devam edilebilecek çok değerli bir durum. Türk gencine ve Türk sporcusuna bu yol açılmalı ve destek verilmeli, üzerinde durulmalı.

RAKİP ANALİZİNE ÇOK ÖNEM VERDİK

Çeyrek ve yarı finaldeki rakipleriniz Salzburg ve İnter turnuvanın en çok gol atan takımları arasında yer aldı. Bu iki takımdan toplamda sadece bir gol yediniz. Rakiplerinizi çok iyi analiz ettiğinizi düşünüyorum. Nasıl çalıştınız? Rakip analizine kaç gün ayırdınız?

Evet sizin söylediğiniz gibi rakip analizine çok önem verdik. Rakiplerimizin en az 4-5 maçını izledik. Ekibimizle birlikte, rakiplerimizin hücum ve savunmada neler yaptıklarını, organizasyonu nasıl işletmeye çalıştıkları konusunda çok detaylı çalışmalar yaptık. Onların organizasyonlarını gördüğümüzde de biz bunlara karşı tedbiri nasıl alabiliriz? Ne yapmalıyız? gibi konulara çok çalıştık.

Uzunca bir dönem rakiplerimizin savunmalarına ve hücumlarına ayrı ayrı çalıştık. Görseller, analizler ve videolar ile bu çalışmalarımızı destekledik. Sahada oyuncularımızla pratikler yaparak bu duruma alışmaya ve kendimizi hazırlamaya çalıştık. Genel hatlarıyla da olumlu sonuçlar aldık ve başarılı olduk.

TEKNİK OLARAK DAHA BECERİLİ GENÇ YAPISINA SAHİBİZ

Ülkemizde altyapıdan yetişen sporcular A Takım’a çıkınca genel olarak fiziksel açıdan zayıf kalıyor. Yine mesela Salzburg ve İnter’e karşı fiziksel olarak çok zorlandık özellikle Salzburg’a karşı. Fakat mesela bugün 17 yaşındaki Lamal gerçeği var. Ülkemizdeki altyapıdan yetişen oyuncular fiziksel olarak sizce neden diğer ülke oyuncularına göre zayıf kalıyor? Elinizde imkan olsa neleri değiştirmek isterdiniz?

Son yıllarda bu fiziksel taraf çok önemli hale geldi. Ülkemizde bu duruma ayak uydurmaya çalışıyor. Bu konuda çok değerli çalışmalar yapılıyor özellikle bizim kulübümüz de buna çok önem vererek değerli çalışmalar yapıyor. Atletik Performans Uzmanları, beslenme uzmanları, bireysel antrenörlerle bu konularda çalışmalar yapılıyor. Önemli mesafe kat edeceğimizi düşünüyorum. Biz teknik manada daha becerili bir genç yapısına sahibiz gibi duruyor. Ama bu konu hakkında da çok önemli çalışmalar yapılıyor. Süreç içerisinde bizde aynı şekilde bu duruma, ülke futbolu olarak ulaşabilecek durumdayız ama biz zaten kendi adımıza da bunu en doğru olabilecek şekilde yapmaya çalıştık.

Bu biraz da kulübe katılan oyuncuların fiziksel kalitesiyle alakalı bir durum olabiliyor. Bunu da değerlendirmek lazım. Hiçbir kulübümüzün bunu göz ardı ettiğini hele son dönemlerde göz ardı ettiğini düşünmüyorum. Zaman içerisinde bunu konuda daha iyi hale gelebiliriz.

oncu2.jpg

SALZBURG MAÇINDA TAKTİK GEREĞİ TOPU ONLARA BIRAKARAK GERİDEN OYUN KURMADIK

Salzburg karşılaşmasında topla az oynamanıza rağmen rakibinize penaltı hariç gol pozisyonu vermediniz. Hücumda maçın genelinde pozisyon bulmakta biraz zorlansanız da rakibinize de hiç pozisyon vermedeniz. Salzburg maçındaki skor bir kenara oyundan memnun kaldınız mı?

Salzburg maçında taktiğimiz gereği bu durumu yaptık. Salzburg, geriden oyun kuran takımlara karşı çok yüksek pres ve baskı gücüyle oynayan ve rakibi 1. bölgede hataya zorlayan bir takım. Bu hatalardan kazandığı toplarla geçişte yakaladığı pozisyonlarla gol atıp maçlarını kazanan bir takımdı. Atletik ve fiziksel olarak çok güçlü bir takımdı.

Dolayısıyla biz, onların bu şekilde bir oyun anlayışı tercih edeceğini planlayarak rakibimizi biraz daha geriye itmek istedik. Bunun için geriden oyun kurmayı tamamen kaldırdık. 1. bölgemizde topla oynamayı tamamen kaldırarak topu 2. bölgeye atmayı ve direkt oyuna yönelmeyi planladık. Çünkü, direkt oyunda savunma arkasına geçersek pozisyon bulabiliriz diye düşündük. 2. topların oluşması durumunda da rakibi kendi kalemizden uzak tutarak 2. bölgede onlarla bire bir oynayarak onları kalemize yaklaştırmamayı planladık.

Dolayısıyla bu tercihten dolayı oyunda biraz kısır kaldık. Ancak taktiğimiz gereği bu böyle oldu. Sonuçta da başarılı olduğumuzu söylemem lazım. Çünkü sizin söylediğiniz gibi penaltı haricinde çok pozisyon üretemediler. Evet yüksek toplarda birkaç topa vurdurduk ama o da olabilecek bir durumdu. Çünkü fiziksel kalite farkı çok belirgindi.

oncu.jpg

SALZBURG, RAKİP TOPLA OYNARKEN YAPTIĞI BASKILARLA ETKİLİ OLAN BİR TAKIMDI

Topu rakibe verdiğimizde çok etkinlikleri yoktu. Onların etkinliği, rakibin topla oynarken yaptığı baskıdan kaynaklanıyordu. Çok yüksek baskı yaparak rakibi hataya zorluyorlardı. Hem ön alan hem 2. bölgede bunu yapıyorlardı. Bu şekilde rakibi hataya zorlayan bir takımdı. Biz ise topu rakibe atarak topun rakipte kalmasını sağladık ve biz onları karşıladık. Bize gelemediler, yaklaşamadılar. Özellikle 1. bölgemize gelemediler.

Ama tabi duran toplar konusunda biraz fark oluştu. Onu da iyi savunduğumuzu düşünüyorum. Böyle olunca da bize çok etkinlik sağlayamadılar. Çok yüksek oyuncuları vardı. 2 metreye yaklaşan futbolcuları vardı. Murillo ve Paumgartner bu oyunculardan bazılarıydı. Stoperleri ve kanat oyuncuları da çok yüksek fiziksel özelliklere sahipti. Dolayısıyla hem bu yüksek fiziksel özelliklerini kullanarak baskı yapıyorlardı hem de tempolu bir şekilde yüksek baskı yapıyorlardı.

Biz bu hataya düşmek istemedik ve onun için geriden oyun kurmadan topu direkt 2.bölgeye vurarak onlara bire bir oyunla karşılık vermek istedik ve onları kalemizden uzak tutmak istedik. Bunda da başarılı olduk. Dikkat ederseniz. 65-70’ten sonra oyundan yavaş yavaş düşmeye başladılar. Biz topu daha fazla kullanmaya başladık. Dolayısıyla da o gün uyguladığımız oyun taktiği başarılı oldu.

SALZBURG, BİZDEN DAHA HAZIR BİR TAKIMDI

Salzburg, pek çok futbolcusu Avusturya 2. Ligi’nde forma giyen size kıyasla daha hazır bir takımdı. Sizin oyuncularınız birkaç gün önce profesyonelliğe geçiş yaptı. Aradaki bu fizik kondisyon farkını nasıl kapattınız?

Önümde analizlerden kalan notlar var. Biliyorsunuz Salzburg, organizasyonu çok iyi olan bir takım. Dünyada 7 tane pilot takımı var. Burada sizin söylediğiniz gibi takımın içerisinde 18 futbolcu devşirme ve çifte vatandaş özelliklerine sahip. Tim Trummer, Schuster, Traoré, Zabransky, Bendra gibi oyuncuları da Avusturya 2. Lig’de Liefering formasını giyiyor. Ayrıca bu oyuncular zaman zaman da A Takım’da forma giyiyor. Organizasyonu güçlü bir kulüp olduğu için daha hazır olmaları daha doğal. Biz ise Akademi Ligi’nde oynayan ve kendine yakın hinterlanttan oyuncu havuzunu oluşturmuş tamamı yerli oyuncularla mücadele eden bir takımdık. Dolayısıyla bu duruma karşılık vermek bizim adımıza oldukça memnuniyet verici bir durum oldu.

Trabzonspor U19, Avrupa'da Manşetlerde - Karadeniz'de Sonnokta Gazetesi

BARCELONA’NIN PAS BAĞLANTILARINI KESMEYİ AMAÇLADIK

Barcelona maçında benim gözlemlediğim bilmiyorum katılır mısınız Poyraz Efe’yi aradığımız bir maç oldu. Topu ön alana taşıma ve orada topu saklama konusunda Poyraz Efe’yi aradığımızı düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Maç oynanırken veya maçtan sonra ‘Poyraz olsaydı daha farklı olabilirdi?’ şeklinde bir düşünceniz oldu mu?

Kişiler üzerinden gitmek çok doğru olur mu bilmiyorum. Ama Poyraz bizim için önemli bir oyuncuydu. Biz sezon başından beri forvetsiz oynuyoruz. Poyraz’ı sadece Avrupa maçlarında kullanıyorduk.

Barcelona maçına hazırlanırken ki planımızda şu vardı. Az önce söylediğim organizasyon onlar içinde geçerliydi. Dünya genelinde çok güçlü organizasyonu olan oyuncu seçerek çeşitli liglerden transfer eden bir takım. Yine onların kalecisi Yaakobishvili, Espart, Cuenca, Fariñas gibi oyuncuları Barcelona’nın A ve B Takımı’nda zaman zaman yer bulan oyunculardı.

Daha teknik ve becerili bir takım olduğu için öncelikle pas bağlantılarını kesmeyi, pas koridorlarını engellemeyi amaçladık. Ancak orada biraz maçın heyecanı ve baskılara geç gitme gibi durumlar bizde kırılmalar yarattı. O kırılmaları Barcelona iyi değerlendirdi. Ama yine de turnuva genelinde oyuncularımızın ortaya koyduğu performans ve çaba bizi çok mutlu etti.

BARCELONA MAÇINDA ALANI DARALTMAK İSTEDİK

Ön alan baskısını ve hücum futbolunu benimseyen bir hoca olarak Barcelona maçında diğer maçların aksine daha geride beklemeyi tercih ettiniz. Bunu, bir final maçı olması nedeniyle mi tercih ettiniz yoksa aradaki kadro kalitesi nedeniyle mi yapılan bir tercihti bu?

Barcelona’da kaleciden forvete kadar tüm oyuncular topla oynayabilen, teknik ve becerisi yüksek oyuncular. Aynı zamanda topla mesafe alabilen ve rakip eksiltebilen oyunculardı. Dolayısıyla biz, alanı daraltarak mesafeleri kısaltarak rakibin o boşlukları kullanmasını engellemek ve pas bağlantılarını kesmek üzerine bir planlama yapmıştık. Ama bunda da rakibin o mesafeleri beceriyle kırması bizi biraz zorladı.

oncu3.jpg

FİNAL MAÇINDA STRES YAŞADIK

Barcelona maçında, oyuncularımızın üstünde bir baskı olduğunu düşünüyor musunuz? Bir final maçı olması nedeniyle oyuncularımızın baskı hissettiğini, stresli olduğunu düşünüyor musunuz?

Bunu mümkün mertebede bertaraf etmeye çalıştık. Oyuncularımızla sık sık konuştuk. Kendimize ve onlara güvendiğimizi her seferinde belirttik. Sahaya odaklandıkları zaman yapamayacakları hiçbir şey olmadığını onlar aktardık. Ama her ne söylersek söyleyelim. Sonuçta dünyanın en iyi takımlarından birine karşı oynuyorsunuz. O kadar scout ve değerli spor adamının olduğu bir ortamda ‘Çocuklar heyecanlanmadı, stres yapmadı’ dersek belki biraz hafif değerlendirmiş olabiliriz. Muhakkak olmuştur. Ama bu da bizim için bir deneyim, tecrübe oldu. Bu süreci daha iyi yönetebilmek adına bundan sonra ne yapabiliriz? Bundan sonra bu yönde çalışmalar yapacağız.

ÖZKAN SÜMER VE AHMET SUAT’IN TORUNLARIYIZ FUTBOLLA YATIP FUTBOLLA KALKIYORUZ

Özkan Sümer ekolü olarak finalde Johan Cruyff ekolünün temsili olan Barcelona ile mücadele ettiniz. Yani bir anlamda bu, iki felsefenin karşı karşıya gelmesiydi. Neler hissettiniz?

Biz bir Trabzon evladı olarak futbola gönül vermiş, Trabzonspor gibi bir kulübün mensubu olmaktan gurur duyan bir ekip olarak dünyaya futbolunda söz sahibi olan Barcelona’ya karşı finalde o sahanın içerisinde olmak bizim için çok önemliydi. Çünkü biz spor ve futbol şehriyiz. Futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Zaman zaman iniş çıkışlarımız olsa da bizim bu tutkumuz, cesaretimiz, aidiyet duygumuz, sadakatimiz, inadımız hiçbir zaman eksilmiyor. Özkan Sümer ve Ahmet Suat Özyazıcı’nın torunları olarak böyle bir dünya devi takımla karşılaşmaktan dolayı mutlu ve gururluyuz. Onların açtığı yoldan yürümek ve onların felsefesine uygun şekilde hareket etmek, Trabzonspor’umuzu bu arenada temsil etmek bizi çok mutlu etti.

Barcelona, U11’den A Takım’a kadar aynı oyunu, pas oyununu oynamaya çalışıyor. Planımız tuttu mu? Tutmadı gibi duruyor (Gülerek) Tutmadıdan ziyade çok yetenekli bir rakip. Bir noktada bazen kırıldığınız ve baskıda geç kaldığınız zaman o yetenekli oyuncular olayı daha kolay çözüyor.

Sizin bildiğiniz gibi Özkan hocamızın bir cümlesi vardır ‘Trabzonspor dışarı çıkacaktır, ülkeyi temsil etmek için” biz bu yoldan yürüdüğümüz için gayet mutluyuz.

Resim

EN ÇOK BUDUCNOT MAÇINDA ZORLANDIK

Turnuvada sizi en zorlayan maç hangisiydi?

Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki ilk turda Karadağ ekibi Buducnost Podgorica ile oynadığımız rövanş maçında ilk yarıdaki son 20 dakikada çok zorlandık. En çok zorlandığımız maçlardan biri oldu. O dönemi atlattıktan sonra kendimize olan güvenimiz çok daha gelişti ve çok daha iyi adımlar attık.

UEFA’NIN ANALİZİNE GÖRE BU TURNUVADA GÖREV ALAN OYUNCULARIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ ALT LİG TAKIMLARINDA GÖREV ALABİLİYOR

Bu başarıdan sonra pek çok insan ‘5 yıl sonra kaç tane oyuncu A Takım’da oynayacak sorusunu sormaya başladı. Fakat, 2014 yılında bu turnuvada şampiyon olan Barcelona takımından bile 1. Sınıf seviyeye sadece Traore ulaşabildi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani pek çok insan umutsuz bir bakış açısıyla çoğu oyuncunun bir süre sonra kaybolacağını öne sürüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Bu, çok gündeme gelen bir durum. Sizin söylediğiniz gibi böyle bir yaklaşım çok karşılık buluyor. UEFA’nın maçlardan sonra bizle yaptığı toplantıda onların analizi sonucunda aynı sizin söylediğiniz gibi bu organizasyonlarda oynayan çocukların büyük bir bölümü belki daha alt liglerde forma giyiyor belki de futbolu bırakıyor.

Dolayısıyla ben daha önce de size söylemiştim. Bu bir planlama ve organizasyon meselesi. Hem Trabzonspor’un A Takım’ına hem de Türk futboluna oyuncu yetiştirebilme planlamasını ve organizasyonunu doğru yapabilirsek buradan maksimum sayıda oyuncu çıkartabilirsek ki bunun sayısının çokça olmasını istiyoruz ama süreç ve yapılan analizler bunu pek desteklemiyor.

Dolayısıyla biz bunu ne kadar yukarı çekebiliriz? Bunun planlamasında olmamız gerekiyor. Bu çok böyle dedikleri gibi güçlü bir durum değil. Ama biz Trabzonspor olarak asıl hedefimiz bu oyunculardan Trabzonspor’a oyuncu yetiştirmek ve çocukların hayatlarına dokunabilmek. Bunu en maksimum derece yapabilmek için hem kulübümüz hem yönetim kurulumuz çaba ortaya koyuyor. Bu konuda çalışıyoruz. İnşallah başarılı oluruz.

Trabzonspor UEFA Gençlik Ligi finalinde ikinci oldu - BBC News Türkçe

PLANLAMADA AİLELERİ DIŞARDA TUTMAMAK GEREKİR

Bu çocuklardan kaçı Trabzonspor’da veya başka kulüplerde A takımda düzenli oynarsa başarıdır? Ve futbolcuların gelecekleri için planlama yapılırken ailelerin bu planlamalardaki rolü sizce olmalı mı? Yoksa tamamen kulüp profesyonelleri mi yapmalı?

Sayı olarak veremem. Gönül istiyor ki hepsi olsun. Ama bu planlama yapılırken aileleri kesinlikle dışarda tutmamak lazım. Aileleri bilinçli bir şekilde olayın içerisine katmak lazım. Aileler, tek yönlü bir bakış açısıyla bu işe yaklaştıklarında bu, doğru sonuçlar vermiyor.

Aile, kulüp, oyuncu, sosyal çevre ve okul. Bunların hepsinin ortak bir dili oluşturması lazım. O ortak dil ile birlikte bu çocuklar yaklaşmak lazım. Bazen şöyle oluyor siz çocuklara yaklaşırken olması gerekeni söylüyorsunuz. Ama karşı taraf, duyulması gerekeni söylüyor. O zaman burada çıkmaza giriyorsunuz. Çocuk, ‘Sen böyle söylüyorsun ama bak bir başkası da böyle söylüyor’ diyor. Ama bu çocukları, karşılıksız yatırım yapan hoca ve kurumlar çalıştırıyor.

Dolayısıyla karşılıksız yatırım yapılan bir ortamda çocukların iyiliği adına söylenen şeyler dışardan üçüncü ve dördüncü kişiler tarafından başka söylemlerle karşılaştırılıyor ve o zaman doğru sonuç çıkmıyor. Dolayısıyla dediğim gibi kulüp, aile, oyuncu, okul, menajer, sosyal çevre ve arkadaş hep aynı dili konuşmalıyız.

HAKSIZ REKABET OLDUĞUNU DÜŞÜNEMEYİZ

Diğer takımların tamamında yabancı oyuncu vardı ki Barcelona, Diarra’yı kış transfer döneminde yaklaşık 2 milyon euroya Mali’den aldı. Bu durumun bir haksız rekabet olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu konu hakkında ben bir şey söyleyemem. Ama az önce dediğim gibi Barcelona, Salzburg gibi takımlar dev takımlar ve bunların altyapı organizasyonları var ve oyuncu havuzları tüm dünyayı kapsıyor. Böyle bir organizasyona izin veriliyorsa kulüplerde onları alır kullanır. Bizim bakış açımız şöyle, biz bu organizasyonda kendi oyuncularımızı nasıl daha iyi hale getiririz? Bu çocukları nasıl Türk futboluna kazandırabiliriz? Bu bakış açısıyla düşünüyoruz. Dolayısıyla haksız rekabet oluşturur mu diye düşünemeyiz.

Resim

ELBETTE EKSİKLİKLERİMİZ VAR

Bu finalden yola çıkarak sanırım 2025 yılında yılında Avrupa’da en iyi altyapıya sahip iki takım Trabzonspor ve Barcelona olduğunu düşünmek yanlış bir düşünce olmaz. Siz ne düşünüyorsunuz?

An itibariyle öyle gözüküyor. Ama eksiklerimiz var mı? Var tabi. Sayın Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulumuz akademiye inanılmaz yatırım yapıyorlar. Sürdürülebilir hale gelmesi için çok büyük katkılar sunuyorlar. Ama diğer kulüpleri ‘en iyisi biziz’ diyerek küçümsemek bizim haddimize değil.

Biz, en iyiler arasında yer almak için çok mücadele veriyoruz. Yönetim kurulumuza akademiye ve kulübümüze sundukları destekler için teşekkür ederiz.

Ben, kulübüm adına çok büyük sadakat ve gururla çalışıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Tarih bizi yazar mı yazmaz mı bilmiyorum ama ben işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.

FATİH HOCA İNŞALLAH HAYALİNE ULAŞACAK

Trabzonspor A Takım Teknik Direktörü Fatih Tekke, Trabzonspor’u tanımlarken sıklıkla “Cesaret, mücadele ve birliktelik” ifadelerini kullanıyor. Sizde Salzburg maçından sonra Fatih hocaya benzer olarak “Tutku, sadakat ve inat” tanımını kullandınız. Düşünceleriniz hemen hemen çok benzer. Fatih hocanın ‘Şampiyonlar Ligi’ndeki Final’ hayalini gerçekleştirerek aslında birçok kişide ‘Demek ki olabilirmiş, yapılabilirmiş’ düşüncesini oluşturdunuz. Neler söylemek istersiniz?

Her şey hayal etmekle başlıyor. Ben ve Fatih hoca benzer şeyleri söylüyoruz. Trabzonspor altyapısından yetişen futbol adamlarıyız. Benzer şeyler söylüyor olmamız çok doğal. İnşallah Fatih hoca, hayalini gerçekleştirecek.

BİLBAO’NUN YAPTIĞINI YAPABİLİRİZ

İspanyol takımı Bilbao’nun Trabzonspor’a benzer bir tarzı var ve dün akşam tamamı altyapıdan yetişen oyuncularıyla Avrupa Ligi’nde yarı final mücadelesi verdi ki daha önce de yine tamamı yerli oyuncularıyla bu turnuvada final oynamıştı. Bir Türk takımı özellikle de Bilbao’ya benzer özellikler taşıyan Trabzonspor sizce bunu başarabilir mi?

Bence başarılabilir. Bu biraz organizasyon, biraz sabır, biraz da sistem meselesi. Sisteme sahip çıkma meselesi. Türkiye’de şartlar çok çabuk değişiyor. Günün şartlarına göre değil de sürece göre hareket edilirse bu çok rahatlıkla başarılabilir bir durum.

Trabzonspor altyapıdan örnek sporcular yetiştirmeyi hedefliyor

AKADEMİDE SADECE FUTBOL EĞİTİMİ VERİLMİYOR

Özkan Sümer Futbol Akademisi’nde sporculara ne gibi dersler veriliyor? Hem bilmediğim hem de daha iyi şekilde bilinmesi için soruyorum. Yabancı dil olarak İngilizce haricinde hangi dillerin dersi veriliyor veya genel olarak nasıl eğitimler veriliyor?

Bundan önce akademimizde yabancı dilin yanında çocuklarımıza akademik eğitim olarak Matematik, Fizik, Kimya ve Türkçe gibi tüm derslerin eğitimi veriliyordu. Genel manada bu dersler oluyordu. Yeni sezon itibariyle yeniden başlar mı onu da zamanla göreceğiz.

BAZI OYUNCULARIMIZ İSPANYOLCA ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYOR

İngilizce ağırlıklı gibi duruyor şuan. Birkaç oyuncumuz İspanyolca öğrenmeye meraklı. Akademide ağırlıklı olarak İngilizce eğitimleri konusunda ilerliyoruz. Şunu da açık yüreklilikle söyleyeyim İngilizceyi tamamıyla kullanabilsek, tüm oyuncularımız ve bizler iletişimi çok daha kolay kurabiliriz. Konuşma dilinde günlük hayatta biraz zorlandığım anlar olsa da yabancı dil olarak İngilizcem var.

SÜREÇ BİZİ NEREYE GÖTÜRECEK BUNU HEP BERABER GÖRECEĞİZ

Sezon sonunda Trabzonspor ile olan sözleşmeniz sona erecek. Nasıl bir kariyer planlaması çiziyorsunuz? Trabzonspor’dan veya başka bir takımdan bir teklif aldınız mı? Teknik adamlık olarak A Takım hedefiniz var mı?

Şuan Trabzonspor’un sözleşmeli antrenörüyüm. Ben işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Ama bu süreç bizi nereye götürür onu yaşayarak göreceğiz. İlla da ‘Şöyle, böyle olsun’ diye bir durumum yok. Bu bir süreç ve ben hedefleri olan, çalışmayı seven biriyim. Başarılı olmayı seviyor ve istiyorum. Bu sürecin bizi nereye götüreceğini zaman gösterecek.

ZİHİNSEL OLARAK İYİ ÇALIŞIYORUZ

Takımınız bu sezon 6 derbi maçında 5 galibiyet aldı ve Gençlik Ligi’nde de namağlup şekilde finale ulaştı. Yani mental olarak güçlü, büyük maçlarda başarılı sonuçlar alabilen bir takımsınız. Bunun sırrı nedir? Bunda akademideki eğitimcilerin oyuncu arkadaşlara verdiği eğitim de bir etken midir?

Biz iyi çalışıyoruz ve kulübümüz bu manada bize destek veriyor, imkanları zorluyor. Bizim, burada psikologlarımız var. Oyuncularla bire bir iletişim kurarak onlara dokunuyoruz. Onları doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Belki dışarıdan da destek aldıkları mentorleri var.

Kulübümüz içerisinde bu, iki psikolog ile sürekli şekilde yapılıyor. Dolayısıyla biz hem iyi çalışıyoruz hem zihinsel olarak iyi çalışıyoruz. Mental olarak dayanıklılık sağlamaya çalışıyoruz. Bununla birlikte de kendi kalitemizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunlar bir araya gelince böyle sonuçlar ortaya çıkıyor.

SALİH MALKOÇOĞLU: KENDİMİZLE GURUR DUYUYORUZ - Trabzonspor - Trabzonx.com |

OYUNCULARIMIZA GELEN TEKLİF VAR MI BİLMİYORUM AMA MENAJERLER İZLEMEYE GELDİ

Salih Malkoçoğlu’nun İnter tarafından izlendiği şekilde haberler çıktı. Salih veya başka bir oyuncu için gelen bir teklif veya bir izleme isteği oldu mu?

İzlemeye gelenler oldu. Kulağımıza geldi. Ama teklif var mı bilmiyorum. Takım olarak değil, daha çok menajerler üzerinden gelişen bir durum oldu. Teklif olup olmadığını bilmiyorum.

OYUNCULARIMIZIN SÖYLEM VE DAVRANIŞLARINA ÖNEM VERİYORUZ

Oyuncularınız her biri hem saha içerisinde hem da saha dışarısındaki olgun tavırlarıyla dikkatleri çekti ki özellikle Salih bu konuda ilk sırada yer alıyor. Bunun sırrı nedir?

Biz, kulüp olarak bu duruma büyük önem arz ediyoruz. Çocuklarımızın hem söylemleri hem davranışları çok önemli. Toplum ve kulüp olarak öncelikle iyi bir insan ve iyi bir birey yetiştirme misyonumuz var.

Dolayısıyla biz, bu konuda da çocuklarımızı eğitmeye çalışıyoruz. Onlarda buna karşılık veriyor ve artı olarak şunu söylemek lazım ki biz her takıma ve rakibe saygı duyuyoruz. Saygı duyarsan saygı görürsün. Bu bakış açısıyla sahaya çıkıyoruz. Çocuklarımızın bu şekilde davranması bizi mutlu etti ve ediyor.

Resim​​​​​​​

AVRUPA’DAN TAKIM SATINALMA HAMLESİ KULÜBÜMÜZE ÇOK KATKI SAĞLAR

Başkan Ertuğrul Doğan, Salzburg maçı sonrasında Fransa ve Portekiz 2. Ligi’nden takım satın almayı düşündüklerini açıkladı. Siz bu projeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce, sporcuların Fransa veya Portekiz 2. Ligi’nde kiralık olarak forma giymesi gelişimlerini olumlu anlamda etkiler mi? Ve Trabzonspor altyapısında da yabancı oyuncu transferine nasıl bakıyorsunuz?

İki taraflı da doğru olabilir. Biz yetiştirici bir kulübüz altyapısı güçlü bir ekibiz. Böyle bir organizasyon olursa hem buradan dışarı çıkıp vizyonunu genişletmek isteyen oyuncularımız bakımından olumlu olabilir. Hem de oradan alınacak genç oyuncuların bir karma olarak altyapımıza gelip buranın kültürünü, oyun sistemini ve yapısını öğrendikten sonra kulübümüze katkı sağlayacak bir duruma gelmesi çok olumlu olur. Dolayısıyla böyle bir durum oluşturulursa çok olumlu olacağını düşünüyorum.

BAŞKANIN TORPİLİ YASAKLAMASI BİZİ CESARETLENDİRDİ

Salzburg maçından sonra ‘Başkan torpili’ kaldırdı açıklamanız çok çarpıcıydı. Bugüne kadar altyapı özelinde bu denli büyük bir başarı olmamasının nedeni, ‘torpilin olması’ olarak gösterilebilir mi?

Başka kulüpleri bilmiyorum oralarda çalışmadım ama başkanımızın bize söylediği ve aktardığı ‘Ben akademide kesinlikle torpil istemiyorum. Bu manada çok katıyım. Herkesi karşıma alırım’ şeklindeki yaklaşımı bizi de çok cesaretlendirdi ve güçlü kıldı. Doğru bir yaklaşımın karşılığını yavaş yavaş alıyoruz.

Trabzonspor U19 takımı altın dönemini yaşıyor! - Trabzonspor Haberleri

OYUNCULARIMA “HANGİ LİGDE OYNAYACAĞINIZA SİZ KARAR VERECEKSİNİZ” DİYORUM

Oyunculara gelecek hazırlamada ülkenin ve Trabzon’un durumunu nasıl görüyorsunuz? Bugün büyük bir başarı söz konusu fakat bu oyuncular nasıl bir konuma gelirse siz hoca olarak çok mutlu olursunuz?

Dediğim gibi Süper Lig seviyesinde olursalar, futbol hayatları uzun süre devam ederse mutlu oluruz. Ben çocuklara şunu söylüyorum ‘Arkadaşlar hepiniz aslında futbolcu oldunuz. Ama hangi ligde oynayacağınıza siz karar vereceksiniz. Siz artık bu süreci yaşıyorsunuz. Bunu sağlayacak olan sizin bakış açınız ve mücadelenizdir. Dolayısıyla bizim hayalimiz sizi en yüksek liglerde görmektir’

DÜNYADAKİ HER MAÇI İZLEMEYE ÇALIŞIYORUM

Dünya futbolundan veya ülkemizden hangi teknik adamları örnek alıyor ve hangi yabancı takımın maçlarını izlemek size keyif veriyor?

Spesifik olarak değil ama hemen hemen her maçı izlemeye çalışıyorum. Bugünün futbolunda City, Barcelona, Liverpool, Münih, PSG’yi seyretmeye çalışıyorum. Bütün hocaların anlayışlarına, felsefelerine kendi gözlüğümden bakmaya çalışıyorum.

Dolayısıyla onlardan ne kazanabiliriz, kendimize ne katabiliriz, ne yapmaya çalışıyorlar bunlara dikkat ediyoruz. Çok değerli antrenör ve kulüpler var hepsini takip etmeye çalışıyoruz.

İNZAGHİ SESSİZ BİR KAHRAMAN, GASPERİNİ ÇOK DEĞERLİ BİR ANTRENÖR

Bugün Guardiola’yı en başarılı sayabiliriz. Klopp’u sayabiliriz. Arteta, Flick, İnzaghi mesela bence sessiz bir kahramanlardan bir tanesi. Atalanta'nın hocası Gasperini keza. Bunlar çok değerli antrenörler.

Hepsini beğeniyor ve takdir ediyorum. Özellikle Gasperini’nin 3’ü oyunu benim için baz alınabilir. Guardiola’nın pas oyunu mesela. Niye bu kadar dar alanda küçük mesafelerde oynuyor ki bunu Barcelona’da da gösterdi. Kaybettiği anda topu geri kazanabilecek en küçük mesafede olması bakımından değerli bulunuyor. Daha önce Liverpool’da Klopp’un direkt oyunu, bunların hepsini takip ederek öğrenmeye çalışıyoruz.

UEFA Gençlik Ligi Trabzonspor U19 Inter U19 maçı bugün saat kaçta, hangi kanalda? Trabzonspor U19 Inter U19 muhtemel 11'ler!

4-3-3 TAKTİĞİNİ VE REAKSİYONU GÜÇLÜ, HÜCUM FUTBOLUNU SEVİYORUM

Bu saydığınız isimlerden yola çıkarak bugün çok geniş imkanlara sahip bir takımda görev alıyor olsanız nasıl bir taktik ve oyun anlayışı tercih edersiniz?

Ben kendi açımdan bakarsam daha çok topa sahip olan bir takım seviyorum. Ama reaksiyonu da güçlü olan bir takım. Topa sahip olup rakip alanda topla oynamayı seven, topu rakibe vermemeyi tercih eden bir yapıya sahibim ama bu, tamamen kadroyla alakalı. Ben birazcık daha hücum futbolu tercih ediyorum 4-3-3 sistemi üzerine odaklanıyorum.

NBA VE TÜRKİYE’DEKİ BASKETBOL MAÇLARINI TAKİP EDİYORUM

Futbol dışında ilgilendiğiniz bir branş var mı ve hobi olarak neleri tercih ediyorsunuz?

Ana dalım futbol ama zaman zaman basketbolu da seyretmeye çalışıyorum. Hem NBA hem de Türkiye’deki basketbol maçlarının bazılarını seyretmeye çalışıyorum. Heyecan verici oluyor.

NBA’de özellikle izlemeye çalıştığım bir takım yok ama NBA alışkanlığı Michael Jordan’ın Chicago Bulls forması giydiği dönemden kalma. Yoksa öyle bir taraftarlığım yok.

Yürüyüş yapmayı çok severim. Ama farklı dallara çok bölündün mü diye sorarsanız iki ana dalı söyleyebilirim.

Sahadan.com - Trabzonspor U19 final için sahada

ÖNCÜ OLARAK İLKLERİ YAPAN BİR KULÜP OLMAK İSTİYORUZ

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Biz Trabzonspor olarak geçmişten beri akademiye çok önem veren ve akademisinin güçlü olmasını isteyen bir kulübüz. Bu manada kulübümüzde çok değerli antrenörler var. U19 Takımı olarak belki görülen bir göz olduk ama arka tarafta altyapımızda bu çocuklara değinen onlarca çok değerli antrenörlerimiz var hepsine teşekkür ediyorum. Haklarını teslim etmemiz lazım. Onlardan bağımsız bir süreç olmadı.

Aynı zamanda sayın başkanımız Doğan ve yönetim kurulumuza akademiye bakış açısı ve destekleri için çok teşekkür ederiz. Onlardan güç alıyoruz. Birlikte hareket ederek elimizden geleni yapıyoruz. Öncü ve ilkleri yapan bir kulüp olmak istiyoruz.

Yardımcı antrenörüm Fatih Bıyık, kulübümüzün menajeri Mustafa Özbalıkçı, analiz antrenörümüz Kağan Yavuz hocamız, kaleci antrenörümüz Ahmet Başkır, sağlık ekibimiz, masörlerimiz, malzemecilerimize ve ulaşım desteği sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN