Muhalefete siyaset yaptırmama ucuzlukları

Valiye bile serbest; ne ayıplanıyor ne yasaklanıyor. Mesela Hatay'ı, depremin yıkımıyla baş başa bırakıp siyasete girebiliyor. Bunu da valiliğin resmi Twitter hesabında duyurmaktan çekinmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enkaz yerdeyken Hatay'da muhalefeti eleştirir de 'onların belediyesi yapmadı, biz yaptık' propagandasını sürdürürse... Vali durur mu! O da siyasetçilerin rol kaptırmama kavgasında tarafını seçer.

Hatay'ın CHP'li belediyesinin flamalarını toplatmak, sahiplendiği hizmeti başka ilin AK Partili belediyesine yazmak, bayrağı buna alet etmek, birinin görünürlüğünü bayrakla örterken diğerini çalışıyor göstermek ve benzerleri... Partizan siyaset değil nasıl olsa.

İktidarın anketçisi durur mu peki! Güya depremzedeye sorup kötü afet yönetiminden muhalefeti sorumlu bulacaktır elbet.

İktidarın medyasına da şu anonsu döşenmek kalmaz mı:

"Burası siyaset yapma yeri değil, acımız var. Deprem turizmini yarıda kesip Şanlıurfa’ya sel turizmine giden Kemal Kılıçdaroğlu, selden etkilenen vatandaşlar tarafından yuhalanarak protesto edildi."

"Acının yaşandığı bölgede siyaset yapan Kılıçdaroğlu" kınanmayacak da kim kınanacak!

Sanırsınız... Şanlıurfa Belediye Başkanı yuhalanmamış, hükümet istifaya çağrılmamış. Depremzede de Kılıçdaroğlu'na yanaşıp afet yönetimini şikayet etmemiş.

Depremde olduğu gibi seldeki ölümlerden de muhalefet suçlanıyor.

Malatya'da; kaldırılan aşevi önünde CHP il başkanına saldıran kişi, provokatör değil. Saldırıya uğrayan CHP il başkanı, siyaset yapıyormuş.

AK Parti Urfa yöneticisi, 'sinir uçlarımızla oynamayın, sabrımızı taşırmayın' diye parmak sallayınca tehdit değil. Çünkü muhalefet, ortada dolaşıp siyaset yapıyormuş.

AK Parti Sözcüsü, ilk günden söylemişti. Depremde bütün teşkilatlarıyla sahada olmak, Cumhur İttifakının hakkı. Başkası siyaset yapamaz.

Kılıçdaroğlu, ittifak ortakları Akşener ve Davutoğlu'yla deprem bölgesine giderse istismar siyaseti oluyor.

Göstermelik işlerle görüntüyü, zevahiri kurtarıp enkazdan, selden oy kapmak için çırpınan kim olacak; tabii ki muhalefettir.

1982 Anayasa referandumunda 'hayır' demek serbestti. 'Evet' kampanyası yürüten darbe lideri Evren, muhalefeti 'hayır' propagandası yapmakla suçlamaktan da geri durmazdı. Yasa dışı örgüt faaliyetiymiş, terör propagandasıymış gibi.

'Hayır' oyunun rengi maviyi, Atatürk'ün gözleriyle ima etmek bile arsızca bir istismardı. Mavili türküler, fiilen yasaktı. Muhalefet yine şükretsin bugünlerine.

Hem Altılı Masa'ya mı kaldı depremzedenin yanında olmak, otursunlar oturdukları yerde.

1-2a.jpg

HAZİNE YARDIMI HDP'YE TUZAK MI?

Anayasa Mahkemesi, Hazine yardımı blokajını kaldırdı. Fakat bu kez de HDP vazgeçiyor, başka parti listesinden seçime girme hazırlığında.

Hazine yardımı, HDP'nin hakkı. İstemediklerinden midir!

Yeşil ve Sol Parti'yle seçime girmek, Hazine yardımını kampanyada kullanamamak demek. Bunu göze alıyorlar.

500 milyon lirayı aşan Hazine yardımını neden geri çeviriyorlar, dersiniz!

Burunlarına tuzak kokusu gelmese düşünmeden tepecekleri bir meblağ değil.

'Ahmak' davasında Ekrem İmamoğlu'na konan siyaset yasağını hatırlayın.

YSK Başkanı; bu aşamada Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini, hatta seçime girip kazanabileceğini açıklamıştı.

O arada cezası kesinleşse bile adaylığı düşmez, seçime girebilir, kazanabilirmiş de. Sadece mazbatayı vermezlermiş, o kadar.

HDP de seçime kendi listesinden girip Hazine yardımından yararlanabilirdi. Ama listeler kesinleştikten sonra AYM'den bir kapatma kararı çıkarsa hapı yutar, Meclis dışı kalırdı.

Senaryolarını çalışmışlar. Kapatılmaları halinde Cumhur İttifakına avantaj sağlayacağı görülmüş. HDP yarış dışı bırakıldığında Meclis çoğunluğunu, Cumhur'un kazanabilme ihtimali artıyormuş.

AYM'den, sözlü savunmalarının seçim sonrasına ertelenmesini talep ettiler. Başvuruları olumlu sonuçlanırsa HDP'yle, yoksa B planı olarak Yeşil ve Sol Parti'yle devam edecekler.

Muhalefetin yolu, mayınlarla dolu. Tuzak korkusu, boşa değil.

AK Parti de böyle ön kesme kurnazlıklarını aşa aşa; tüzüklerle çarpışarak, manşetlerle vuruşarak büyümüştü.

Kader planı demek ki, Şark işi demokrasi değişmiyor. Bakalım muhalefet, önüne konan engelleri aşabilecek mi?

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum