‘Bizim romanımız türkülerdedir’

Ahmet Hamdi Tanpınar “Bizim romanımız türkülerdedir” der. Bir Diyarbakır türküsünde nişanlandığı akşam, “Yarim beni beğenmezdin/Bak bana nişan taktılar” diyor.

Bizim meselemiz biraz da bu nişanla ilgilidir. O kızın taşıdığı elemli halle ilgilidir.

Ne yazık ki modern hayatın zayıflattığı kalple hadisenin üzerine gidemiyor, o elemi hissetmiyoruz, muhtemelen kalbimiz de çatlamıyor.

***

Bizim romanımız o sözdedir ve oradan çıkabilir. Tarihle yüklendiğimiz hüzün ve bizi Allah’a ulaştıracak melal de oradadır.

***

Sezai Karakoç, “Leylâ’yı götürüp Londra’nın ortasında bıraksam/Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur” diyor. Üstadın bu teklifi kalplerde ve zihinlerde yer etmeli. Kendimiz kalarak “Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es” diyebiliriz.

***

“Yarim beni beğenmezdin/Bak bana nişan taktılar” diyen kızı bulalım. Evet, aşık olalım, aşktan dolayı yanalım, ağlayalım, hüzünlenelim. Büyük, geniş, yemyeşil, bereketli ülkemizin ırmakları, nehirleri içimize aksın. Kana kana içelim o derin sulardan. Güzel ülkemize, annemizin yüzüne bakıp seyredelim.

***

Bir de demem o ki, Cumhuriyetle birlikte kırılan bir tarih bilgisi var, biz aşağıda kaldık, bize tarihi anlatanlar üstte kadılar. Biz kendimizle ilgili bir şüphe alanı yarattık. O alanı ve zamanı idrak konusunda taşıdığımız sorumluluğun bilgisine muhtacız.

İşte türkülerimiz kerim bir tarihten günümüze uzanan hüzün haberleridir.

Türkü kaybolmasın hayatımızdan, aşk kaybolmasın. Türkünün bize işaret ettiği manevi alanlar kaybolmasın. Allah bilgisi ve sevgisi kaybolmasın. Bizim türkülerimiz garabete, hüzne, melale, sonuçta Allah’a dayanır. Onlar kaybolunca aşk da kaybolur çünkü. İnsanın ve kelimenin alnı açık başı dik olması ancak aşk ile mümkün.

***

Hüznü yeterince yaşayamayan, sevinci de yaşayamaz. Coşkusu eksik olanın kederi de öyledir.

Fethi Gemuhluoğlu ilk tanıştığı gençlere “Hiç aşık oldun mu” diye sorarmış. Aşık olmamış bir insanın ‘kalp motoru’ çalışmaz, onunla hangi yol yürünebilir? Aşık olanın ‘ah’ edişi bile başkadır. Bakın milletimiz nasıl söylüyor bunu: “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.” O dağı yıkacak ‘of’ da işte o ‘kalp motoru’ndaki nefeste gizli.

***

Gönül kapılarımız açılır aşkla, türküyle. Yürek yaralarımız sarılır. Körleşmiş insani duygularımız yeniden canlanır, harlanır. Kalplerimiz yatışır.16-12/24/sdds.jpg

Türkü sadece müzik eşliğinde ifade edilen bir eğlence aracı değil. Eğlence aracı olmadığı için de tarihle, zamanla ve kaderle görülmesi gereken bir hususi hesap taşır. Bu bakımdan her türkü başlı başına bir savaş ilanı, bir barış anlaşması ve dünyadan ahirete havalandırılan bir duadır.

***

Elbette sevgimiz “Yarim beni beğenmezdin/Bak bana nişan taktılar” diyen can dosta.

Türkü tadında olsun pazarınız.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum