İlginç dönemlerden geçiyoruz!

Anlatayım. Bilenler bilir, 28 Şubat’ın dondurucu soğuğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz o meşum dönemlerde iktidara gelmenin toz pembe hayallerini kurardık. Biz iktidara gelirsek, adaletsizliğin biteceğini, bu ülkede hiç kimsenin zenci muamelesi görmeyeceğine dair cümleler kurardık. Hukuk olacak, adalet olacak, eşitlik olacak, antidemokratik uygulamalar kalkacaktı. Birlikte yaşanabilir bir ülkenin inşa edilebilirliğini bizler gösterebilirdik. velhasıl iktidar olmaya dair tertemiz hayallerimiz vardı. Ancak o günlerde bunun imkansızlığını da bilirdik.

O umutsuz günlerde karşımıza bir kahin çıksaydı ve bugünlerden bahsetseydi... Mesela dindar insanlardan, bugünün mağdurlarından oluşan bir parti kurulacak ve iktidar olacak, olacak da “gün gelecek, partisinde ciddi emekleri olan, iktidarın zor yıllarını göğüslemiş, bedenini taşın altına koymuş, el pençe ‘hocam’ diye saygı duyulan, hatta ülkenin seçilmiş başbakanı olarak da görev yapacak bir isim halihazırda milletvekili iken, bir üniversitede öğrencilere konferans vermek isteyecek fakat üniversite o konuşmayı engelleyecek”... Yani enteresan şeylere şahitlik edeceksiniz demiş olsaydı.

Deli saçması der geçerdik. O kadar ki, gün gelecek ‘bugünün mağdurları iktidara gelecek’ kehaneti dahi inandırıcılığını daha o an kaybetmiş olurdu.

Ama oldu.

Marmara Üniversitesi rektörlüğü, 1996 -1999 yıllarında kendi bünyelerinde öğretim üyesi olarak da görev yapan, eski başbakan ve halihazırda Konya milletvekili Ahmet Davutoğlu’nun vereceği konferansı engelledi...

Üstelik Marmara Üniversitesi böylesi garabete ilk kez de imza atmıyor. Bu iki oldu.

Marmara Üniversitesi rektörlüğü, altı ay kadar önce de eski Çalışma Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e kapılarını kapattı.

Marmara Üniversitesi, kendi bünyelerinde 28 Şubat döneminde görev yapan iki hocaya, iki bilim insanına üstelik de bu dönemde kapılarını kapattı! Konuşmalarına izin vermedi...

Sosyal medyada oluşan tepkiler üzerine ise adeta dalga geçer gibi bu garabetin sorumlularının kendileri değil, programı organize eden öğrenciler olduğunu söyleyen bir açıklama yayınladı!

O kadar!

Tuhaf olan şu...

Normal şartlarda yer yerinden oynaması gerekirken, AK Partili yetkililerin ağzını bıçak açmadı. Herhangi bir kınama gelmedi.

Diyorum ya... O günlerde bir kahin çıksaydı ve 28 Şubat döneminde Marmara Üniversitesi’nde hocalık yapan Ahmet Davutoğlu ve Ömer Dinçer’e Marmara Üniversitesi yönetiminin kapılarını kapatacağını söyleseydi. Deli saçması der geçerdik. İnanamazdık.

Ancak inanamayacağımız ne varsa bugünlerde yaşanıyor maalesef...

O KONFERANS ENGELLENMESEYDİ HOCA NE ANLATIRDI?

Marmara Üniversitesi, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun öğrencilere vereceği konferansı engelledi ya. Ben de Davutoğlu’nun şayet konferansı engellenmemiş olsaydı ‘dün (27 Kasım) öğrencilere ne anlatırdı acaba’ sorusunun peşine düştüm.

Peki ne anlatırdı? Ne konuşurdu?

Madem ki, Davutoğlu, uzunca zamandır not ettiği, biriktirdiği, kendisine farklı ortamlarda sorulmuş soruları cevapladığı bir kitap kaleme aldı: Gençlerle Yüzyüze: Duruş.

Madem ki, Marmara Üniversitesi’ne de zaten yeni kitabı vesilesiyle gidecekti. O halde kitabının 3. Bölümü olan Ahlakın Güç ile Sınavı kısmını anlatacaktı. Sanırım öyle olurdu. Çünkü, kitabın ortası dediğimiz yer üçüncü bölüm.

Bakın haksız mıyım?

(Ey Genç) Kişiyi ahlaki özne kılan bir güce sahip olmak ve o gücü hayat alanına ahlaki mimariyi tamamlayıcı bir şekilde aktarabilmek gerekiyor. Ahlak güç ile var olur, güç ile inşa edilir. Ahlak içkin bir şekilde güç ile ilişkilidir; sahip olunan bir güç değerler zeminine oturmalıdır. Güce sahip olmayan kişinin ahlakı, sınamadan geçmemiş soyut önermelerden oluşur, ahlaki özünü kaybetmiş güç ise kendisini kullandığını zanneden özneyi esir alır ve gücün nesnesi haline dönüştürür. (Sh. 383)

(Ey Genç) Bir çok güç sahibi gücünün arttığını hissettikçe yeni güç imkanların oluşturabildiğini gördükçe kendisine emanet edilen gücü sahiplenmeye ve kendi varoluşunu onunla özdeşleştirmeye başlar. Bu, zamanla bir kısır döngüye düşünür. Güç sahipleri bu kısır döngünün içinde gücünün arttığını hissettikçe gücün kendisini esir almaya başladığını fark etmez. Osmanlı geleneğinde halkın sultana “gururlanma padişahım” şeklindeki seslenişi, Endülüs geleneğindeki “Galip olan Allahtır” ifadesinin saraylara nakşedilmiş olması hep bu kısır döngüyü kırmak içindir. (Sh. 389)

(Ey Genç) Ahlakın büyük sınavı, güç zehirlenmesi. Adaletin de zulmün de, bir medeniyet kurmanın da yıkmanın da aracı olan üç alanda (bilgi, servet ve iktidar) gücün dönüştürdüğü etkiler konusunda seni uyarmalıyım. Rabbim bana bu üç alanı farklı vesilelerle tecrübe etme imkanı verdi. Biliniz ki, güç zehirlenmesi, diğer bazı ahlaki sapmalar gibi, bir anda ortaya çıkmaz. Sinsi bir virüs gibi yerleşir önce davranışlarına sirayet eder, sonra zihnini adım adım işgal eder, kalbine yerleştiğinde ise artık iş işten geçmiştir. (Sh.391)

17-11/28/ahmet-davutoglu.jpg

DAVUTOĞLU KİTABI NEDEN YAZDIĞINI ŞÖYLE ANLATIYOR:

Bir nevi Ordinaryüs Ali Fuat Başgil’in muhteşem Gençlerle Başbaşa kitabının bugünümüzün sorunlarına cevap veren versiyonu gibi. Bu kitabı Davutoğlu’ndan başkası yazamazdı dersem abartmış olmam.

Bakın, Davutoğlu kitabı yazdığı ruh halini şöyle anlatıyor: “Bazen masa başında otururken karşımda, bazen bir amfide kalabalık bir öğrenci grubu içinde, bazen sofada yanıbaşımda, bazen yürürken omuz omuza bir genci tahayyül ettim ve hayatın bana öğrettiklerini onunla paylaştım.” (Sh.8)

“Bugün her şeyden daha çok bir zihniyet devrimine ihtiyacımız var. Bu zihniyet devrimi, insanı kimliğe bakışın yeniden tanımlanması ile gerçekleşebilir. Bu kitap üzerinden seninle sohbet etme arzumun temel saiki de bu. Böylesi bir zihniyet devriminin gençlerle başlayabileceğine ve gençler tarafından gerçekleştirebileceğine inanıyorum.”

17-11/28/goztepefb.jpg

YORUMLAR (59)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
59 Yorum