Nasılsın Başkanım?

“İyiyim Başkanım”

“Sen nasılsın Başkanım?”

“Ben de iyiyim Başkanım?”

“Ooo baksana bizim Başkan da buralardaymış!”

“Hangi rüzgar attı sizi buraya Başkanım?”

“Geçiyordum uğradım. Siz ne yapıyorsunuz.?”

“Başkanımla oturuyorduk Başkanım!”

“Şu karşıdan gelen bizim Başkan değil mi?”

“Başkanım...”

“Başkanım...”

“Başkanım...”

***

PODEM Başkanı Can Paker’in Türk usulü başkanlık önerisini anlattığı bugünkü demecini okuyunca...

Bir anda yukarıdaki diyalog gözümün önünde canlanıverdi.

Aslında hiç fena bir fikir değil.

‘Nasılsın başkanım?’

‘İyiyim başkanım.’

Oldukça sempatik.

Oldukça sevimli.

Zaten toplum olarak bu diyalogların yabancısı değiliz.

***

Türk usulü başkanlık modelini anlatan Can Paker diyor ki:

Burhan Hoca kusura bakmasın, hatta kıskanmasın ama PODEM Başkanı Can Paker’in Türk usulü ‘başkanlık modeli’ daha güzel.

Can Paker’in sisteminde kimse ağlamıyor.

Kimse sistemin dışında kalmıyor.

Diyor ki Can Paker:

  • Türkiye, dünyada başka örneği olmayan muhtarlık sistemiyle yönetiliyor.

  • Muhtarlık kendi içinde bir başkanlıktır.

  • Türk usulü başkanlık sisteminde bir büyük başkan 5 bin küçük başkan olacak.

  • Bir başkanımızın olması demek bütün işleri onun yapacağı anlamına gelmez.

***

Can Paker’in Türk usulü başkanlık modelini anlattığı demecinden üç şey çıkardım.

Birincisi...

Can Paker bu modeline kısaca ‘aşağıdan yukarıya doğru’ diyor.

“Aşağıdan yukarıya doğru” kavramı oldukça tanıdık geliyor değil mi?

Bizim sorunlu modernleşme hikayemizi anlatırken tersini kullandığımız kavram.

Batı da modernleşme sürecinin neden başarılı olduğunu biz de ise modernleşme sürecinin neden başarısız olduğunu anlatan kavramdır.

Batı’da ‘aşağıdan yukarıya’ olduğu için başarılı , biz de ise ‘yukarıdan aşağıya’ doğru ve otoriter bir şekilde olduğu için başarılı olamamıştır.

Yani.

Neden modernleşemediğimizi anlatan tersi kavram.

Can Paker bu batının modernleşme sürecini anlatan kavramı alıp bizim “başkanlık” tartışmasına monte etmiş.

‘Aşağıdan yukarıya doğru’ modernleşme, demokratikleşme mümkündür de...

Aşağıdan yukarıya başkanlık sistemi nasıl olacak pek anlayamadım doğrusu.

***

İkincisi ise...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra her hafta köşkte düzenli olarak ‘muhtarlar’ı toplamasının aslında daha derin bir anlamı varmış.

Oldukça stratejik hadiseymiş...

Ben muhtarları toplamasını ‘Muhtar bile olamazsın’ manşetinden yola çıkılmış bir ironi olarak değerlendiriyordum.

Anlamlıydı da...

Muhtarlar bitecek, sıra diğer meslek gruplarına falan gelecek sanıyordum.

Ama anlaşılıyor ki köşkte her hafta muhtarların toplanmasının ve Cumhurbaşkanının her hafta muhtarlara konuşmasının başka bir stratejik anlamı varmış.

Can Paker Cumhurbaşkanına oldukça yakın bir isim.

Eğer Can Paker muhtarlardan yola çıkarak Türk usulü başkanlık modelini anlatıyorsa bir kenara not etmek lazım.

Öyle görünüyor ki..

Türkiye başkanlık sistemine geçerken muhtarlarımıza çok görev düşecek.

Öyle görünüyor ki...

Başkanı oldukları mahalle sakinlerine ‘model biziz var mı bir arıza’ deyip tane tane anlatacaklar...

***

Bu durumda Can Paker’in modelinde hem hiyerarşik olarak hem de sayısal olarak eksiklikler var.

O da şudur.

Bir büyük başkan olacak.

80 tane Belediye Başkanlarından oluşacak ikinci düzey başkanlarımız olacak.

Can Paker 5 bin kişi diyor (Can Paker 5 bin kişinin muhtar olacağını söylemiyor demecinde) ama bu sayı 10 bini falan bulur bu da muhtarlardan olabilir üçüncü düzey başkanlarımız olacak...

***

Valla şahane...

Kimsenin hatırı gönülü kalmaz bu Türk usulü başkanlık sisteminde.

Aslında diyorum...

Vatandaş olarak biraz naza çeksek kendimizi...

80 milyon hepimiz başkanız.

‘Aşağıdan yukarıya doğru’ herkesin herkese ‘başkanım’ dediği bir model bana uyar.

***

Burhan Kuzu’nun Zavallı Obama modeli out.

Can Paker’in ‘aşağıdan yukarıya doğru’ Türk usulü başkanlık modeli in.

***

Bizim ‘başkanlık’ tartışmaları epey eğlenceli geçecek.

Öyle görünüyor.

***

Can Paker’in demecinden üçüncü olarak ne anladığım mı?
Yazının ilk bölümüne tekrar dönüş yapınız.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum