Acele vesikalık

Her şeyin bir yeri vardır. Yeryüzünde, göz bebeğinde, gönül evinde, iç cebinde, son nefeste… 

Ve her şey akar gider. Biz kalsın isteriz bazen, bir yer beğenir orayı terk etmeyiz. Her şey orada tüm güzelliğiyle dursun diye bekleriz. Eskimesin derken eskiriz.

Sevgilinin fotoğrafı cüzdanın gizli gözünde durur. Sevginin kendisi gözlerde gizli olur. Açık gözdeki paralara, önlerdeki kartlara bakmaktan onu fark etmeye gelmez sıra, kaybolur.

Bazı fotoğraflar hiç çekilmemiştir, zihinde durur.

Bazen hiç kamera yoktur ve herkes poz kesiyordur, böyle de olur. 

Toplu fotoğrafların özel bir tınısı olur. Kim o, sürekli gözü kapalı çıkan. Yerini değiştirmeye çalışan, kameraya bakamayan. Toplu fotoğrafa sığmayan kim? 

Bir Ah Muhsin Ünlü dizesi:

“Ah Aşk,
Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra dağıldığı
An.”  

Bir de vesikalık vardır. Aceledir, kötü çıkar, gariptir. Vesikalığını beğenen henüz görülmemiştir. 

Sonra portreler vardır. Hatta şöyle diyelim; önce portreler vardı, hâlâ var. Ve ekleyelim: Birilerinin özel portreleri olur, diğerlerinin garip vesikalığı. Sınıfsaldır.

Bugün ilgili ilgisiz her yerde aynı portreleri görüyoruz. Tüm kamu kuruluşlarında; çay ocağından genel müdür odasına, kantinden koridorlara kadar. Bunun bizi ne kadar yorduğunu anlatmaya gerek var mı?

Orhan Pamuk’a, son kitabı Veba Geceleri’nde Atatürk’ü küçük düşürdüğü iddialarına karşı “Özgürlükçü ve kahraman önderlere saygı ve hayranlıkla yazılmıştır.” açıklamasını yaptıran şeyin tam olarak bu portre fetişizmi olduğunu söylememize gerek var mı?

Portre fetişizminin -yani lider putunun- eleştiriyi, gelişimi, özgürlüğü kıran ezik bir tavır olduğu açık. Fakat ne yazık ki rahatça açamıyoruz bu konuyu, yersiz portreleri kaldıramıyoruz.

Bugün bir siyasi partinin genel başkanının portresinin tüm kamu kurumlarında yer alıyor olmasının korkunç tuhaflığını cesurca konuşmaya kalkarsak bazı hukuki işlemler için acele vesikalık çektirmemiz gerekebiliyor. 

Türkiye’de adından tam emin olamadığım bu yeni sistem, bana en çok “Acele Vesikalık Sistemi” gibi geliyor. Gerçekten de sunulduğu gibi tüm kararlar hızla alınabiliyor. Her şey bir imzaya, acele bir vesikaya bakıyor. 

Can sıkıyor.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum