Türkiye’yi Suriye mi değiştiriyor?

Türkiye bir türlü kendi toparlayıp gerekli değişimleri gerçekleştiremiyor… Ülkeyi değiştirme, zenginleştirme, demokratikleştirme görevine sahip olan siyasetin bizzat kendisinin değişimin önüne dikilmesi ise en büyük sorunumuz.

Belli ki Türkiye’yi bölgedeki gelişmeler değiştirecek.

Bayramda bile CHP ile bayramlaşmayan ama DEM ile yakın dost olmuş bir MHP görüyorsak bu çarpıcı değişimi sağlayan Suriye’deki gelişmeler.

MHP’yi bile değiştiren gelişmeler sonunda tüm Türkiye’yi değiştirecek gibi gözüküyor.

Suriye’yi yakından izlemeye başlayınca, oradaki değişimlerin kamuoyuna yansımadığı da ortaya çıkıyor.

Örneğin, Rojava’daki Özerk Yönetim Kültür Dairesi, bir buçuk yıllık kesintisiz bir çalışmanın ardından, Rakka’da IŞİD’in işlediği suçları belgeleyen bir müze açtığını hiç duymadık.

Özellikle SDG-ŞAM ilişkilerindeki gelişmeler de yeterince içe yansımıyor… Geçenlerde Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Terko, Rojava Özerk Yönetimi ile Şam Hükümeti arasında ortaöğretim sınavı konusunda varılan anlaşma hakkında açıklama yaptı.

Bakan Terko, “Bu büyük ulusal başarıya katılan herkese teşekkür ediyoruz. Eğitim Bakanlığı olarak tüm öğrencilere başarı diliyoruz” dedi.

Bunu da pek duymadık.

Eğer SDG-Şam ilişkilerinin olumlu seyrettiğini gösteren işaretler fazla ise bizim burada bunlar sessizce geçiştiriliyor galiba…

“Terörsüz Türkiye” süreci ile SDG-Şam arasında imzalanan anlaşmanın hayata geçmesinin doğrudan ilişkili olması, bunun bir nedeni olabilir.

Nitekim Hakan Fidan’ın Suriye-YPG anlaşmasına dair “Hayata geçmesinin sağlanması lazım, çeşitli yöntemlerle. Tabii Türkiye’deki Terörsüz Türkiye projesinin de çalışmalarının da o konuya doğrudan ve dolaylı yardımcı olacağını da ben düşünüyorum, o da önemli” açıklaması da bu ilişkiyi doğruluyor.

“Kürt treni” Suriye’de öyle ya da böyle ilerken Türkiye’deki hızı bazen iyice yavaşlıyor.

PKK’nın silah bırakma aşaması beklendiği için infaz paketindeki “terör suçlarına” ilişkin düzenleme ekim ayına kaldı. Bundan en büyük zararı covid yasası mağdurları gördü.

Şimdi AKP’nin yaz boyunca yeni anayasa, yerel yönetim reformu ve infaz düzenlemesi için mesai yapacağı haberleri var.

Yeni infaz yasası konusunda, “ ‘Terörsüz Türkiye’ vizyonunun yasal zeminini oluşturması beklenen bu düzenlemenin, Ekim ayında Meclis’e sunulması planlanıyor” da deniyor.

Yeni anayasa ve yerel yönetim reformunun da “terörsüz Türkiye” süreci ile bağlantılı olduğunu söylemek mümkün.

Bütün bunlar Suriye’deki değişimlerden etkileniyor.

Türkiye’yi etkileyen Suriye’deki gelişmeleri geniş bir çerçeveye oturtan değerli bir anlatımı, Türkiye’nin Esat dönemindeki son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’un kaleminde okudum.

“Kilit aktör ABD…

Yaptırımların kaldırılması, ekonominin düzeltilmesi, İsrail’in dizginlenmesi, YPG ile anlaşma sağlanabilmesi başta olmak üzere pek çok konuda ABD Suriye’de anahtarı elinde tutuyor.

Şam yönetimi de bunun bilincinde ve ABD’ye yakın duruyor, jestler yapıyor.

Şehrin ana arteri olan meşhur Emevi Meydanı’nda kurulan elektronik panolarda gün boyunca dönen İngilizce ve Arapça yazılarda ‘Teşekkür ederiz Başkan Trump, Suriye'ye ümit ve taze bir başlangıç fırsatı verdiğiniz için’ yazıyor.

Tabii Suriye’nin başkenti Şam’da İsrail’in haz etmediği “arabaları” bombalayıp patlattığı, bir bakıma Türkiye’ye komşu geldiğini de unutmamak gerek.

Talihsiz Suriye nasıl bu duruma düştü?

Orta Doğu’da ülkeleri kendi rejimleri çökertiyor.

Önhon’un çarpıcı tespiti şöyle:

“Esad rejimi yıllardır ülkesini soymuş ve savaşın yarattığı yeni fırsatları da kullanıp servetine servet katmış. Şu anda dünyanın birçok yerindeki bankalarda (ve herhalde en çok Batılı ülkelerde) Esad ailesi mensuplarının veya yakınlarının Suriye’den çaldıkları milyarlarca dolar yatıyor.

Suriye, 20 ila 40 milyar dolar arasında olduğu söylenen bu paraların peşine düşecektir herhalde ama geri alabilmesi çok zor.”

Refah ve özgürlük vaadi ile gelip kendi ülkelerini soyan rejimler.

Bölge değişecek mi?

Suriye değişecek mi?

Siyasal barometre şimdilik Suriye’de Kürt Treni’nin istediği gibi yürüdüğüne işaret ediyor…

Uluslararası sistemin öngörüsü doğrultusunda bir ilerleyiş, Türkiye’de duraklayan “hukuka dönme” adımlarını da hızlandıracak gibi.

Köklü, esaslı, sahici bir demokrasi ne zaman olacak?

Onu da gene bölgenin ve Suriye’nin nabzını tutarak öngörebileceğiz.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
14 Yorum