Dış politikada yeni bir döneme mi giriyoruz?

Şüphesiz aktör önemlidir. Aktörün dünya algısı, meselelere yaklaşım biçimi ve onları anlamlandırma tarzı ehemmiyet arz eder. Ama yapı ve bağlam da eşit derecede önemlidir. Muhtemelen daha da önemlidir. Başlıktaki soruyu cevaplandırmadan önce mevcut durumun resmini ortaya koyalım.

Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasından önce Türkiye dış politikasında tedrici bir makas değişimi yaşanıyordu. İsrail ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması süreci, bölgedeki değişim dalgasının karşısında yer alan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle ilişkilerin geliştirilmesi, Suriye’deki ana iddiaların modifiye edilmesi, Rusya krizi sonrası Batı’yla ilişkilerin daha fazla canlandırılma çabası ve benzeri başlıklar üzerinden Türkiye dış politikasında belli bir değişim zaten yaşanıyordu. Ve bu değişim, Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde gerçekleşiyordu.

Daha önceki bir yazıda ifade ettiğim gibi dış politikada Türkiye uzun bir süreden beri ölçek küçültüyor, geleneksel ittifak ilişkilerine daha fazla ehemmiyet gösteriyordu. Bu trend Davutoğlu sonrası dönemde de devam edecek gibi görünüyor. Bunun da gerekçesi gayet açık: Mevcut durum bunu gerektiriyor.

***

Peki, bu resime rağmen Davutoğlu sonrasında dış politikada bir değişim olur mu sorusu neden soruluyor?

Dış politikanın Davutoğlu’nun asıl ihtisas konusu olması nedeniyle dış politika alanında Davutoğlu daha danışmanlığı döneminden itibaren yüksek ve iddialı bir profil çizdi. Davutoğlu, bu trendi Başbakanlığı döneminde de devam ettirdi. Ve isimden bağımsız olarak yeni başbakanın dış politikada iddialı ve yüksek profilli olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönem Dış politikada Erdoğan’ın temel belirleyici aktör olduğu bir dönem olacak. Peki bu, Türkiye dış politikası için dramatik bir dönüşümü ifade ediyor mu?

Kestirmeden ‘hayır’ cevabını hemen verebiliriz.

Birincisi, Davutoğlu ve Erdoğan nihayetinde aynı siyasal ve ideolojik iklimin ürünüdürler. Stil ve tarzları farklı olsa da temel dış politika başlıklarında aynı noktada duruyorlardı.

İkincisi, ikisinin kararlarını verirken bu kararları şekillendiren bölgesel ve uluslararası zeminde bir değişim yaşanmış değil. Yapı ve bağlam aynen yerinde duruyor.

Üçüncüsü, Türkiye’nın dış politikasını şekillendiren iç politika bağlamı ve başlıklarında da ciddi bir değişim yaşanacak gibi durmuyor. Son dönemde Türkiye dış politikasında ölçek küçültülmesini gerektiren unsurların başında, Türkiye’nin içeride yüzleştiği meseleler ve yaşadığı sıkışmışlık geliyor.

***

Kürt meselesi, PKK, IŞİD, Suriye krizinin eseri olan mülteci dalgası ve benzeri konular, Türkiye için hem iç hem de dış politika başlıklarıydı. Türkiye, iç politikası üzerinden dış politikasını, dış politikası üzerinden de iç politikadaki sıkışıklığını aşmaya çalışıyordu. Bu temel yaklaşım ile yüzleşilen meydan okumalarda da bir değişim yaşanmış değil.

Peki aktör değişiminin hiç mi ehemmiyeti yok?

Şüphesiz var. Davutoğlu dönemi “güçlü Cumhurbaşkanlığı ve güçlü Başbakanlık” şeklinde formüle edildiği için Davutoğlu dışarıda muhatap alınan sahici bir aktördü. Dış politikadaki bu sahiciliği, hem dış politikadan Başbakanlığa geçmiş bir aktör olması hem de güçlü bir Başbakan olmasından kaynaklanıyordu. Dolayısıyla, Başbakan olarak Davutoğlu’nun kredibilite sorunu yoktu. Buna karşın, yeni başbakanın dış politika alanında muhtemelen böyle bir sorunu olacak.

İkincisi, Davutoğlu’nun akademisyen kimliğinin şekillendirdiği tarzı, onun dışarıda daha rahat ilişki kurmasını sağlıyordu. Diplomasi için bu önemli bir avantajdır.

Bütün bunlara rağmen, şu akılda tutulmalı: Türkiye’nin dış politikada geliştirdiği ilişkilerin, giriştiği angajmanların niteliğini ve içeriğini tayin eden ana faktör büyük dış politika başlıklarıydı. Bu başlıklar da olduğu gibi duruyor. Bu nedenle, mevcut durumda aktör değişimi mevzubahis dış politika başlıklarının gerçekleşme hızını değiştirebilir ama yönelimini değil.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.