Derbi kazasını büyütmeyelim

Şenol Güneş’in derbideki ilk 11 tercihine ilişkin çok sayıda eleştiri okudum. Bunların bir kısmını ağır ve haksız buluyorum. Bir süredir iki hususun altını çizmeye çalışıyorum. İlki, kadro yapısının değişmesiyle ortaya çıkan yeni oyun zihniyeti ve anlayışı konusundaki arayışlar. İkincisi de kadro derinliğinin artmasıyla Şenol Güneş’in karşısına çıkan fırsat ve zorluklar. Şampiyon kadroda dramatik değişiklikler gerçekleşti. Şenol Güneş’in bunların üstesinden bir çırpıda gelmesini beklemek doğru olmaz.

Önemli olan bu dönemi en az puan kaybıyla geçirmek. Derbiye gelene kadar da bunu gayet iyi yapmıştı Beşiktaş. Muhtemelen Şenol Güneş’in derbi planı da şöyleydi: “Kontrollü bir başlangıç yapayım. Rakip de kontrollü oynayacaktır. Skor avantajını elde edersem işim kolaylaşır. Yok, bu olmazsa, rakibin fizik olarak oyundan düşeceği anı beklerim. Yedek kulübem rakipten zengin, elimde çok sayıda hamle oyuncusu var. Sonuca gitmeyi başarırım. Çok riskli bir başlangıç yapıp ilk derbiyi kaybedersem takımın ve camianın dengesi bozulabilir.”

Elbette bu benim yorumum ve amansız bir hücum futbolu yandaşı olarak bu tercihe sıcak da bakmam. Gelgelelim, Şenol Güneş’in Beşiktaş’ın hücum üretkenliğine getirdiği katkıyı da en fazla övenlerden biriyim. Taşlar yerine oturana kadar, Şenol Güneş’e gereken sabrı göstermeli, tercihlerini aşırı tartışma konusu yapmamalıyız. Aynı şey bireysel performanslar için de geçerli. Bu takımın omzunda şampiyonluk apoleti var. Oyuncularda bu bilincin gelişmesine katkıda bulunmalıyız.

DÜĞÜM ORTA ÜÇLÜDE

Derbide gol girişimlerinde ilk yarı Galatasaray’ın 7-4 üstünlüğü var. 2. yarı ibre Beşiktaş’a dönmüş: 13’e 6. Bazen bir maç boyunca ulaşılan gol girişimi sayısına ulaşmış Beşiktaş bu yarıda. Bir derbi maçı için bunu önemli buluyorum. Karşısında sınırlarını bilerek, akılcı biçimde oynamaya çalışan, erken golle rahatlayan bir rakip var. 2. yarıdaki tablo bu yüzden çok çarpıcı ve beni iyimser kılıyor.

İki hafta önce şunu yazdım: “Hedef hücum üretkenliği ve seri paslı oyun ise, sahaya çıkacak orta üçlüde Atiba-G. İnler ikilisinden biri, Oğuzhan-Talisca-Tolgay üçlüsünden de ikisi yer alsa (gördüğünüz gibi varyasyon bol) sanki daha iyi olacak.” Bu akşam D. Kiev karşısında böyle bir tercih bekliyorum. Bu varyasyon bolluğu Şenol Güneş’e hem fırsatlar sunuyor, hem de oyuncu tercihi konusundaki kararlarını zorlaştırıyor.

Bir yazıda bu orta üçlü varyasyonlarını listeleyeceğim, Şenol Güneş’in yaşadığı zorluğu hepimiz görelim diye. Ben önümüzdeki dönem tercihlerinin hücum üretkenliğini artırmaktan yana olacağı kanısındayım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.