421 bin kişi işini kaybetti

Büyük bir reform programıydı. Aylar önce, “Köye Dönüş” projesi açıklandı. Reforma göre, köyüne geri dönen gençlere 30 bin lira hibe desteği verilecekti.

Bütün gazeteler gibi KARAR Gazetesi olarak bizler de bu reform projesini manşete taşıyarak müjdeli haberi verdik.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUIK) Haziran ayı istihdam verilerini açıkladı. Buna göre ülkemizde 27 milyon 651 bin çalışana karşılık, 3 milyon 127 bin işsiz bulunuyor. İşsizlik oranı yüzde 10,2 ile çift haneye çıkmış durumda.

Bir kere şu noktayı belirtelim: Bize göre ekonominin temel göstergesi istihdam veya işsizliktir. Borsanın rekor kırması, dövizin hızla düşmesi karşısında işsizlik artıyorsa finansal göstergelerin veya finansal başarının hiçbir önemi yoktur.

Şimdi devam edelim:

Fiyat İstikrarının sağlanması için Hükümet “Gıda Komitesi” adı altında bir çalışma grubu kurdu. Daha doğrusu eskiden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başkanlığında olan komite, yeniden yapılandırıldı ve başkanlığına Merkez Bankası getirildi.

Gıda Komitesi sayesinde Merkez Bankası fiyat istikrarını koruyacak ve finansal istikrar sağlanmış olacak.

Finansal İstikrar....

Bu kelimeyi hafızanıza çok iyi kazıyın. Yıllardır arada bir söylediğim yolda hızla ilerliyoruz. Bu ülkede 3. vesayet sistemi olarak finansal vesayet sistemi oluşuyor derdim. Hayır, hayır aslında Sayın Numan Kurtulmuş bunu demişti. Hatta Afyon’da bütün AK Parti mensuplarına bunu bir sunumla anlattığını bizlere yıllarca önce aktardı.

Evet, finansal istikrar sağlanacak... Başka yolu yok.

Gıda komitesi gerektiğinde ithalat bile yaptıracak. Yeter ki finansal istikrar korunsun. Gelin şimdi gelişmelere bakalım:

***

Özellikle 2013 yılından sonra gıda fiyatlarında normal ötesi fiyat artışları yaşandı. Benim çok ilgimi çeken pirinç fiyatıydı.

Nisan 2013’de pirinç fiyatı 4.23 liraydı.

Oysa Nisan 2014’de pirinç fiyatı 6.32 liraya çıkmıştı.

Ve 2013 yılı Türkiye pirinç üretiminde rekor yıldı. Hatta stok birikmiş ve sonraki yıla devretmişti. Nasıl oluyordu da rekor üretimin gerçekleştiği bir yılda pirinç fiyatı yüzde 50 artabiliyordu?

O dönem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker ısrarla sorunun üretim tarafında olmadığını belirtiyor ve rakamları açıklıyordu.

Rekor üretimlerin kırıldığı ürünler sanki gizli bir el tarafından seçiliyor ve her yıl birinin veya bir kaçının fiyatında anormal hareketler yaşanıyordu. Tıpkı borsa manipülasyonu gibi...

Aslında Merkez Bankası bu oyuncuyu bir raporunda da ifşa etti: Tekelleşen perakende devleri..

Ama bunlara bakılmadı. Finansal istikrar adına sürpriz değişimler yaşandı. Bakan değişti, komite değişti ve de argümanlar değişti.

Ve suçlu ilan edildi:

Çiftçiler

Çiftçileri disiplin etmek için ithalattan, ürün almamaya kadar bir çok tehdit sıralanmaya başlandı. Hepsi “Finansal İstikrar” adına. Çünkü finansal istikrarın dışında gerisi boş şeylerdi.

Mesela tarlada ekip-biçen çiftçi sayısı finansal istikrar yanında ne oluyor ki? Haziran ayında tarlada çalışanların sayısı 421 bin kişi azalmış; ne ifade eder ki.

421 bin işsiz çiftçi finansal istikrarı sağlama adına tarlasını bırakıyorsa sorun olamaz.

***

Son 1 yılda tarım üretici fiyatları %3,36 artmış.

Son 1 yılda gıda fiyatları %4,16 artmış

Son 1 yılda ülke genelinde fiyatlar %7,28 artmış ama yine de suçlu çiftçi deniliyor. Merkez Bankasının kontrolümde dediği ‘çekirdek enflasyonlar’ yıllardır ‘manşet enflasyonun’ üzerinde seyrediyor ama Merkez Bankası kapatılsın kimse demiyor-diyemiyor. Ama iş çiftçiye gelince herkes artık vuruyor. 421 bin kişi tarladan kaçmış kimse bir kelime söylemiyor.

Bu konuya neden çok önem veriyorum?

Bu ülkede silahlı ve bürokratik vesayet sistemleri, siyaset üzerindeki değişim isteklerini başaramadı. Sayın Numan Kurtulmuş’un yıllar önce bahsettiği gibi sıra son vesayet sistemine geldi.

Ben söyleyeyim: Bir süre sonra “finansal istikrar” adına “siyasi iktidar” gitsin denildiğinde ne olacak? Aslında bu cümle geçmişte çok başarılı şekilde denendi ve sonuç alındı.

Finansal vesayet sistemi isteklerini öyle açık seçik söylemez. Öyle bir ortam oluşur ki, Halk bu isteğe boyun eğer. Mesela darbeye karşı canını veren bu Millet 80 darbesinde öyle kandırıldı ki; darbe yasasına yüzde 92 evet dedi.

Sonunda sormamız gereken soruyu soralım: Bu ülkede finansal istikrar neden bu kadar önemli hale geldi? Üretim istikrarı, istihdam istikrarı yerine ekonomide neden finansal istikrar odak noktamız oldu? Galiba biraz düşünmemiz gerekiyor.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum