-6.538 milyardan -184.288 milyar dolara çıkan açık

Ekonomide uzun yıllar mücadelesini verdiğim belli başlı konular vardır. Bunların en başında sermaye piyasalarının öneminin kavranması ve kalkınma için ortaklık kültürünün ne kadar önemli olduğudur. Maalesef AK Parti döneminde bu yıla kadar faizden başka bir enstrüman ekonomide kullanılmadı. 2003 yılında faiz piyasası (kredi miktarı) ekonomik büyüklüğümüzün sadece yüzde 14,6’sı kadar iken artık bu oran yüzde 76,0’ya ulaşmış oldu. Ve daha yeni yeni sermaye piyasasının öneminden ve ortaklık kültüründen bahsetmeye başladık.

Bugün aynı alanda bir başka konuya değineceğim. Hatırlarsanız bir kaç yazıdır 2001 yılında yazılan IMF-Derviş programının neden hala uygulandığını ve neden AK Parti’nin yeni bir ekonomi programı yazmadığını sordum. IMF-Derviş programının adı “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” olsa da aslında programın temelinde Türk varlıklarının yabancılaşması olduğunu belirtmiştim.

IMF-Derviş programının temelinde bankaların olması ve kısa vadeli tüketim-işletme kredileri ile kalkınmanın gerçekleşmediğini gördük. Borç oranı çığ gibi büyürken büyüme oranı Cumhuriyet tarihi ortalamasının altında kalabilmiştir. Dolayısı ile klasik bankacılık sistemi ile bu işin gitmediğini görerek sermaye piyasası odaklı bir dönemin başlayacağını Sayın Mehmet Şimşek’in sözlerinden aktarmış olduk.

***

Evet, IMF-Derviş programı ile ülkemize yabancı sermaye akışı da hızlandı. Bir çok yerli firma yabancı tarafından satın alındı. Ama bir cümle ile derinlemesine gitmedik. Yabancı sermayenin kalkınma hamlesindeki rolünü mesela hissedemedik. 2002 yılından bugüne yaklaşık 520 milyar dolar bu ülkeye sermaye geldi. Bunun bir kısmı doğrudan yatırım, bir kısmı borç para ve bir kısmı da sıcak para olarak geldi ve ekonomi çarklarının içine girdi. Ama çarklar bir türlü istenen düzeyde dönmedi? Neden acaba? Ülkemize tek kuruş yabancı sermaye girmeden bile çok daha hızlı büyüme ve kalkınma hamlesi gerçekleştiren Türkiye, neden bunca bol paraya ve tarihi demografik fırsat eşiğine rağmen bunu başaramadı? Neden yeterli kalkınma hamlesini gerçekleştiremedik?

***

Şimdi size bir veri aktaracağım. Merkez Bankası sitesinde yer alan “Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri” tablosuna göre gelişmeler şu şekilde.

2002 yılı Reel kesim verileri

Varlıklar: 25.100 milyar USD

Yükümlülükler: 31.638 milyar USD

Net Döviz Pozisyonu: -6.538 milyar USD

2016 yılı (Ocak) Reel Kesim verileri

Varlıklar:105.263 milyar USD

Yükümlülükler: 289.551 milyar USD

Net Döviz Pozisyonu: -184.288 milyar USD

Bu veriler şunu söylüyor: 2002 yılında reel kesimin döviz açık pozisyonu sadece 6,5 milyar dolar iken Ocak 2016’da açık pozisyonu 184,3 milyar dolara yükselmiş oldu. Yani reel kesim dış borç üzerinden inanılmaz derecede yabancılaşma yaşadı.

Bu verileri söylediğimizde hemen şu söyleniyor: “Zengin Beyaz Türkler yurt dışındaki paralarını getiriyor”. İyi de kardeşim bu zengin beyaz Türklerin ülke sevdası AK Parti ile mi ateşlendi? Yani ortada bir tezatlık yok mu? Hem beyaz Türkler bizi sevmez diyeceksiniz, hem de ülkeye oluk oluk dışarıdaki paralarını getiriyorlar diyeceksiniz.

Ben olayı siyasi slogan ile açıklamanın ötesinde, derin bulanlardanım. Zaten başımıza ne geliyorsa sorunları sloganlaştırıp halının altına süpürmekten geliyor. Ülkemizde ekonominin yabancılaşması ve iç borçların özel sektör üzerinden dış borca dönmesi önemli bir sorun olarak ele alınmalıdır. Nasıl ki sermaye piyasalarını ve ortaklık kültürünü yıllarca hor gördük ve şimdi tek kapımız orası kaldı ise özel sektörün dış borç sorunu da bir gün kapımızı çalabilir. Bugün bazı küçük bankaların nerede ise çift haneye varan oranda yurt dışından kredi kullandığını duyuyorsak; demek ki sistemde ciddi bir tıkanıklık yaşanıyor. Borç artışı karşısında yatırım ve büyüme yeterince artmıyorsa ekonomide çok daha yapısal bir değişim zamanı geldi de geçiyor diyebiliriz.

Bu nedenle tekrar ediyorum: Bitsin artık IMF-Derviş programı. AK Parti ne zaman kendi ekonomi programını yazacak ve ülkemizi kalkınma hamlesi içine yeniden alacak. Merakla ve hevesle bekliyorum.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum