Bilgisiz ve ilkesiz...

Genel enflasyon %15,61; gıda enflasyonu ise %18,70. Ve yurtiçi üretici fiyat artışı da %27,09...

Yani tüketici enflasyonuna göre potansiyel enflasyon daha yüksek ve önlem alınması gerekiyor. Nitekim Merkez Bankası faizleri yüzde 17.0’den yüzde 19.0’a çıkartıyor.

Ardından haber şu:

“Merkez Bankası’nın Türkiye’nin büyümesini frenleyecek bu operasyonu kim veya kimler adına çektiği merak ediliyor. Üretim, yatırım ve istihdamın önünde en büyük engel olan, ekonominin çarklarını yavaşlatan yüksek faizin tek kazananı, maalesef faiz lobileri oldu. Londra merkezli olan sıcak para sahipleri, ülkelere girmek için yüksek kazanç kolluyor. Banka kredisiyle işini büyütmek, ihracat yapmak isteyen işletmeler artan maliyetler nedeniyle finansmana erişemiyor. Finansman sıkıntısı üretim, istihdam ve ihracat artışını engelliyor.”

Ve faize karşı çok bilen ve çok uzman olan MÜSİAD ve ASKON açıklamalar yapıyor.

Eski TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de “Yatırımcı için yüksek faiz, yatırım kararlarının ertelenmesine yol açıyor” diye feryat ediyor.

***

Evet, bu anlattıklarım Mart 2021 tarihinde yaşanıyor.

Hani bugün Ülkemizin en temel yargı organı olan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında “FETÖ ve PKK’ya kapı açtılar” atılan manşetinin bir başka örneğini o zamanlar aynı kafa-aynı zihniyet atmıştı.

Bu manşetin ardından düğmeye basıldı ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden el çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ise “Ben yüksek faizcilerle yol yürümem” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajı sonrası yoldan çekilmiş oldu.

Şimdi bu koltuklarda kimler var?

Londra’dan Mehmet Şimşek

ve

New York’tan Hafize Gaye Erkan

Burada şu notu düşeyim: Benim için bunları yazmak bile çok ağır geliyor. Hem Mehmet Şimşek’in hem de H. Gaye Erkan’ın vatansever ve liyakatli kişiler olduğundan hiç şüphem yok.

Burada mesele şu: Geçmişte kendi Ülkelerine yukarıda yazdığım şekilde bakanlar bugün ne diyor, ne yapıyorlar?

Son olarak Merkez Bankası faizi 500 baz puan daha artırılarak yüzde 35.0’e yükseltti.

Çünkü ülke yanıyor... Tüketim çılgınlığı, fiyat dengesizliği, gelir dağılımı bozukluğu ve yüksek enflasyon adeta ülkeyi yakıp-yıkıyor.

Fakat ülkeyi kim neden yaktı? sorusuna kimse es çıkartmıyor. O günün o manşetleri ile bugünün haberleri ne kadar ilkesiz, ne kadar bilgisiz, ne kadar çıkarcı olunduğunu Anayasa Mahkemesi manşeti ile yeniden bize göstermiş oluyor.

FAİZ DÜŞÜNCE NE OLDU?

Düşük faizle (negatif) üretimin patlayacağını, cari açığın azalacağını sanıyorlardı. Ama ne oldu?

2021 son çeyrekten 2023 ikinci çeyreğe kadar GSYH %7,42 arttı amma velakin üretim dediğimiz sanayide büyüme sadece ve sadece %0,77 artış gösterdi.

Evet, evet... düşük faiz (negatif) sanayide nerede ise hiç büyümeye katkı vermedi. Hatta tersine son 1 yıllık sanayi üretimi yüzde -2,36 geriliyor.

Burada şu notu düşelim: İmalat sanayinde yüzde 4,20 artış oldu ama elektrik, gaz gibi ana girdi sektörlerde küçülme olduğundan toplam sanayi üretimi 0,77 artışta kaldı. Ama yine de ülke büyümesi 7,42 iken imalat sanayi büyümesinin 4,20 ila bunun yarısı seviyelerinde kalması negatif faizin üretime katkısının olmadığını göstermektedir.

Peki, düşük faiz kimi büyüttü? Tabii ki TÜKETİMİ...

Düşük faiz döneminde sanayi üretimi yüzde 0,77 büyürken tüketim büyümesi tam yüzde 27,82 oldu.

Deli gibi, çılgın gibi tüketime koşmuşuz. Çünkü tasarruf edenin parasını çalıyor ve herkesi kredili tüketime teşvik etmiş oluyorduk (Gelir az olduğundan tüketim kredi ile beslendi)

O deli tüketim ile ne oldu biliyor musunuz? Gayrimenkul fiyatları patladı. Çünkü dayanıklı tüketim-yatırım tüketimi önce ev sonra araba oldu.

Bugün ülkeye BARINMA SORUNUNU getiren işte bu negatif faiz oldu. Konut fiyatları reel olarak iki kattan fazla arttı. Kiralar da tabii hem enflasyon hem de reel konut fiyat artışına göre fırladı. (2021-IV ila 2023-II yılları arasındaki düşük faiz döneminde konut fiyatları reel olarak yüzde 82,77 arttı-MB)

2020 yılı fiyatlarına göre 2023 yılında konut fiyatları olsun kiralar olsun adeta yanlarına bir sıfır eklenmiş oldu. 500 bin liralık konut 5 milyon liraya çıkarken 5 bin liralık kiralar da 50 bin liraya yükseldi.

***

Burada ana mesele şu:

Bugün hiç ama hiç kimse sebep olduğu bu büyük yıkımı sahiplenmiyor. Enflasyonun yüzde 15’lerden yüzde 100’leri aşmasına kim sebep oldu ve ülkeyi yangın yerine çevirdi?

Ülkeyi çılgınca tüketime ve konut krizine kim neden ve nasıl taşıdı? Türkiye›de bu ekonomik yangını kim çıkarttı?

Kısaca yangını sahiplenen kimse yok ama şimdi de o yangını söndüren Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan’a ses çıkartmıyorlar.

İnsan birazcık insan olur... Azıcık olsa da ilkesi olur.

Bütün öngörüleri YANLIŞ çıkan ve söylenen bütün söylemlerin tam tersi olan bu ekonomik modelin çöküşünün hesabını kim verecek?

Hem bilgisiz hem de ilkesiz bir uygulamanın faturası bu kadar sessiz sedasız geçiştirilebilir mi?

Cehaletin esir aldığı bir toplumun ödediği bu ağır faturayı kimse sahiplenmeyecek mi?

1.jpg

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum