Bu ekonomiye bu oy oranı başarıdır

Seçim sonuçlarına ilişkin yorumlar gündemin ana maddesi. Kimi parti nasıl oy kaybetti analizi yaparken, kimi de nasıl oyları artırdık diye sevinç gösterilerinde bulunuyor.

Bu yazıda yakın tarihte iktidar partilerinin nasıl iktidara geldiklerini ve nasıl iktidardan gittiklerini ekonomi yönünden inceliyoruz. Bu nedenle iktidar partisi olan Ak Parti üzerinden seçimler ve ekonomi analizi yapacağız.

****

Ak Parti 3 Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir ekonomik krizin ardından iktidara kurtarıcı olarak geldi. Aradan 13 yıl geçti ve tek başına iktidarda kaldı.

13 yıl sonra yüzde 40,8 oy ile açık ara birinci parti olmasına rağmen şimdi çok eleştiriliyor. Elbette eleştirilerin çok haklılık payı var. Hatta oy veren seçmenlere sorulsa "verdikleri oylardan ne kadar memnunlar?" Bence bir başka tablo daha görülebilir.

Ama bir eleştiriyi de ben eleştireceğim: Seçim sonuçlarını millete yüklemek gibi bir eleştiri, sınırları aşan ve Türk Halkına hakaret içeren bir tarzdır.

Bu satırların yazarını biliyorsunuz. Uyarı ve eleştiri yapma noktasında çok eleştiri alan biri. Yıllardır ekonomi alanında sorunlara dikkat çekerek ilerde oluşacak tehlikeleri yazıp durdum. Pardon duramadım... hep yer değiştirmek zorunda kaldım.

****

1992 ABD seçimleri aslında bize ışık tutuyor. Baba George H.W. Bush karşısına Arkansas Valisi Bill Clinton çıktı. Körfez savaşından galip çıkmış bir Başkan vardı. Baba Bush'un oyları yüzde 80'lerde dolaşıyordu.

Genç Vali Bill güçlü rakibini nasıl devirdi? Tabii ki ekonomi ile.

"Önemli olan ekonomidir" dedi; "savaş karın doyurmuyor" dedi ve savaş meydanlarının galibi Bush'u devirdi.

ABD seçimlerine bakınca 2002 seçimlerinin sonuçları sürpriz olmaktan çıkıyor. 2002 seçimlerine giderken tabloya bakın:

2001 büyüme %-5,7 (ekonomik çöküş)

2002 büyüme %6,2

3 Kasım 2002 seçimleri Ak Parti %34,3

Seçimlere giderken sadece bir yıllık büyümeyi vermedik; çünkü 2002 yılındaki büyüme sadece kaybedileni geri alma hamlesiydi. Tıpkı 1995 seçimleri gibi. Bakın 1995 de ne oldu:

1994 büyüme %-6,1 (ekonomik çöküş)

1995 büyüme %8,0

24 Aralık 1995 seçimleri RP %21,4

1994 ekonomik krizi Refah Partisini ve 2001 ekonomik krizi de Ak Partiyi kurtuluş yolu olarak gösterdi.

Biraz daha eskilere gidelim ve kalkınmacı bir parti olan Anavatan Partisine(ANAP) bakalım. 1983 yılında yüzde 45 oy ile iktidara gelen ANAP nasıl oy kaybetti?

1986 büyüme %6,8

1987 büyüme %9,8

29 Kasım 1987 seçimleri ANAP %36,3

ANAP iki yıllık hızlı büyüme oranına rağmen 1987 seçimlerinde çok ciddi oy kaybına uğruyor ama hala iktidar partisi olmaya devam ediyor. Oysa 1991 seçimlerine çok talihsiz bir dönemde gidiyor.

1991 büyüme %0,3 (ekonomi durma noktasında)

20 Ekim 1991 seçimleri ANAP %27,0

Büyüme hızla düşüyor ve ANAP iktidarı kaybediyor.

****

Gelelim ekonomik büyüme ve iktidar partisi olan Ak Partinin oy oranlarına

2006 yılı büyüme %6,9

2007 yılı büyüme %4,7

22 Temmuz 2007 seçimleri Ak Parti %46,7

2002 seçimlerinin ardından ilk genel seçimde ekonomik büyüme ve oy oranı yükseliyor. Ekonomik büyüme arttıkça iktidar partisinin oy oranı da 10,4 puan artıyor.

Ve 2011 seçimleri:

2010 büyüme %9,2

2011 büyüme %8,8

12 Haziran 2011 seçimleri Ak Parti %49,8

Yine büyüme yükseliyor oy oranı da yükseliyor.

****

Peki ya ekonomik krizler veya durgunluklar nasıl etkiliyor? İşte tablo:

2008 büyüme %0,7

2009 büyüme %-4,8 (Büyük kriz)

29 Mart 2009 Yerel seçimleri Ak Parti %38,3

2007 yılında genel seçimlerde %46,7 olan oy oranından 8,4 puan kaybederek yüzde 38,3'e geriliyor. Oysa aynı Ak Parti 2014 yerel seçimlerinde oylarını artırıyor.

30 Mart 2014 Yerel seçimleri Ak Parti %43,3 oy alıyor.

2013 büyüme %4,2

2014 büyüme %2,9

İki yıl önce (2011 seçimlerine) yüzde 8,8 olan büyüme dönemine göre oylar düşüyor ama kriz dönemi (2009) seçimlerine göre de oylar artıyor.

****

Şimdi soruları soralım?

Ak Parti 2015 seçimlerine neden bu kadar düşük büyüme oranı ile girdi? Veya oy dağılımında ekonominin etkisi ne derece oldu?

Şimdi biraz çeyreklik bazda büyüme ve oy oranlarına bakalım. 30 Mart 2014 yerel seçimlere giderken ekonomi 2014 yılı I. çeyreğinde yüzde 4,9 büyüme gösteriyor. Kısaca 30 Mart 2014 yerel seçimlerine yüzde 5,0'e dayanan bir büyüme ile yüzde 43,3 oy oranına ulaşılıyor.

Bakın sadece ekonomiyi alıyorum. Mesela 2014 seçimlerinde ülkenin büyük bir paralel yapı tehlikesinin burnunda olduğunu falan hiç değinmiyorum. Ki, bir çok seçmen sadece darbecilerle mücadele için oy vermiştir.

Gelelim 7 Haziran 2015 seçimlerine. Nasıl bir ekonomi ile girildi?

2014 yılı son iki çeyreklik büyüme oranları sadece yüzde 1,9 ve 2,6 oranındadır. Bilindiği gibi Türkiye'nin sadece nüfus artışını karşılayacak büyüme gereksinimi yüzde 4,0 seviyeleridir.

Kısaca 30 Mart 2014 seçimlerine yüzde 4,9 büyüme ile giren Ak Parti Haziran 2015 seçimlerine en fazla yüzde 2,0 büyüme oranı ile girdi.

Kısaca Ak Parti 2015 seçimlerine 2009 sonrası ilk kez azalan refah ile girdi. Ve 2009 seçimlerinden daha yüksek oy aldı.

Bill Clinton "önemli olan ekonomidir" diyerek seçim kazanırken ve akın tarih "ekmek yoksa oy yok" örnekleri ile dolu iken Ak Parti 2015 seçimlerine ekonomisiz girdi.

Buna rağmen 4,9 büyüme düzeyinde yüzde 43,3 oranındaki oylar sadece yüzde 40,8'e geriledi. Bence bu ekonomi ile bu oy oranı müthiş başarıdır. Hele hele diğer etkenlerle ele aldığımızda başarının ne kadar büyük olduğunu daha iyi anlayacağız.

Ekonomi neden büyümüyor?

Kısa bir not ekleyeyim. 2009 yılı ortasında yeni ekonomi kabinesinin önlemleri açıklandığında bu önlemlerin Türkiye'nin büyüme gücüne büyük darbe vuracağını ve ilerleyen yıllarda çok büyük sorunlar çıkabileceğini o günlerden bu günlere her yerde, her fırsatta söyler dururum.

Ülkemizde maalesef kur artışı yaşanırken ihracat daha sert düşüyor. İstihdam artıyor gibi görülüyor ama büyümenin olmadığı yerde istihdam da kazandırmıyor. Hele özel sektörde çalışma şartları çok ağırlaşmış durumda ve ücretler reel olarak geriliyor.

Ama bugün bu sorunlardan da bahsetmeyeceğim. İki olayı yazarak uzun yazımı bitireceğim.

Olay 1: Şubat ayında Merkez Bankası üzerinden başlatılan tartışmanın millete faturası çok ağır oldu. Dolar hızla yükseldi ve vatandaşa şok zamlar olarak yansıdı. Dolara çok ihtiyaç duyulduğu o günlerde Hazine net dış borç ödeyerek ülkeye döviz getireceği yerde ülkeden döviz çıkardı. Oysa sıkıntılı günlerde Hazine'nin dışarıdan döviz getirerek iç piyasayı rahatlatması beklenirdi.

Böyle olmadı.

Sadece Mart ayında 3 milyar dolar dış borç ödeyen Hazine yurtiçine tek bir dolar getirmedi.

Olay 2: Hazine ilk 5 ayda 27 milyar TL faiz ödemesinde bulundu. Geçen yıl ilk beş ayda ödenen faiz 23,5 milyar TL. bir önceki yıl ise 21,4 milyar TL. Kısaca Hazine'nin faiz ödemesi ile piyasa sıkışıklığı tam da seçim zamanına denk geldi.

Veya getirildi.

Son söz: Üç yıldır yüzde 3,0 ortalama büyüme oranı ile potansiyelin bile çok gerisinde kalan ekonomi son seçimlere yüzde 2,3'e düşen büyüme ile girdi.

Ak Parti yüzde 4,9 büyümede alınan 43,3 oy oranına karşılık son seçimde yüzde 2,3 büyümede 40,8'e düşen oy oranı ile aslında ANAP'ın uğradığı talihsizliği bile yaşamadı.

Bu büyüme oranında alınan oy oranı bile büyük bir başarıyı gösteriyor. Veya neden bu kadar düşük büyüme ile seçimlere gidildi sorusuna cevap gerekiyor.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum